CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün faizcilerin güvencesi de umudu da Erdoğan'dır. İnanmıyorsunuz değil mi bana? Peki, ispat edeceğim. 180 milyar lira olan faiz ödeneği bu bütçede 240 milyar lira oldu. Hani siz faize karşıydınız?" dedi.
Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde yaptığı konuşmada, hangi partiden olursa olsun bütün milletvekillerinin bütçeye ilişkin sağlıklı ve tutarlı bilgiler edinmesi gerektiğini, bunlar olmadan TBMM'ye gelen bütçenin sağlıklı ve tutarlı olmayacağını söyledi.
TBMM adına denetimi Sayıştay'ın yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Sayıştay raporlarının değiştirildiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Değişen Sayıştay raporları TBMM'ye geliyorsa, o zaman yürütme organının korktuğu bir şey vardır, gerçeklerin görünmesini istemiyordur. Eğer TBMM adına görev yapıyorsa o zaman TBMM Başkanı'nın değiştirilen Sayıştay raporlarıyla ilgili süratle bilgi alması lazım ve parlamentoyu bilgilendirmesi lazım." ifadelerini kullandı.
Sayıştay'ın bir konuda yazdığı raporu örnek gösteren Kılıçdaroğlu, raporun aslının 100 sayfa ve birçok yolsuzluğu içerirken, Meclis'e bu yolsuzluklar çıkarılmış halde 11 sayfa olarak geldiğini iddia etti.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu iddianın dile getirildiğini ancak yanıt alınamadığını savunan Kılıçdaroğlu, Komisyonda Sayıştay temsilcisine de açıklama yapması için söz verilmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Eğer denetlenen kurum, eğer Sayıştay denetçisine bilgi, belge ve dökuman vermiyorsa yürütme organı, TBMM'ye hesap vermiyor demektir. Sayıştay'a müdahale eden kim?" sözlerini sarf etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, bakanların devlet memurlarıyla aynı durumda olduğunu ileri sürerek, şöyle devam etti:
"Beni üzen nokta, TBMM'nin seçimle birisinin, kendi imzasıyla bütçeyi Meclise gönderen birisinin, gelip burada bütçeyi anlatmaması; yerine atadığı bir kişiyi görevlendirmesidir. Bu doğru değildir. Bu parlamentonun saygınlığına gölge düşürür. Eğer bu Anayasada bütçenin yapımıyla ilgili özel bir düzenleme yapıldıysa, Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçeler ayrıca ve özel bir süreç içinde görüşülüyorsa o zaman bir kişi 'Benim bütçem bu.' ve bütçesinin arkasında kapı gibi duracak. Durmuyor. Göndermiş memurlarını buraya, 'Siz bütçeyi anlatın.' Allah aşkına gelip anlattılar. Ne anladınız? Pembe bir tablo. Türkiye'de hiçbir sorun yok. Çünkü öyle talimat almış. Yangında bile 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yangını söndürmeye başladık.' diye cümle kuruyor. Yangın için talimat mı beklenir Allah aşkına."
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bütçeyi sunması gerektiğini savunarak, "Kaçarak bu iş olmaz. Meclis'e gelmeyerek de bu iş olmaz. Bu, Meclis'in saygınlığına gölge düşürmek demektir." ifadelerini kullandı.
Meclis'in itibarının kalmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, milletvekillerinin yazılı soru önergelerinin bakanlar tarafından yanıtlanmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "27. dönem bitmeden, 27 bin 300 soruya bakanlar cevap vermedi. Bu beyefendiler cevap vermiyorlar, 'gerek yok.' diyorlar." diye konuştu.
Milletvekillerinin sorularına bakanlar tarafından yanıt verilmemesi konusunda TBMM Başkanı Mustafa Şentop'u eleştiren Kılıçdaroğlu, Şentop'un, bu soru önergelerini, kullanılan dilin düzeltilmesi için geri gönderdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Peki, verilen cevap? Soru başka, cevap başka bir şey. Milletvekili soruyor 'A nerede?' O, Z'den bahsediyor. Sayın Başkan, o zaman sen o cevabı da oraya göndereceksin. Trafik polisinin bile bir yetkisi var. Sizin, şu anda soru önergeleri konusunda hiçbir yetkiniz yok." dedi.
Anayasaya göre milletvekillerinin soru önergelerinin 15 gün içerisinde yanıtlanması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, hükümetin bunu yok saydığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu Meclis sadece benim Meclisim değil, 600 kişinin Meclis'i. 600 kişi, toplumun nezdinde itibarsız olarak algılanıyor şu anda. Sorularına bile cevap verilmeyen bir Meclis, bir milletvekili. Eğer bunlar olmazsa, bu süreç böyle devam ederse, TBMM vesayet altındadır. Milletvekilinin sorularına dahi cevap verilmezse, Sayıştay'ın raporlarına müdahale edilirse, o raporlardaki bazı belgeler çıkarılıp gül pembe rakamlar Meclis'e gelirse, bunları yürütme organı yaparsa, o zaman o parlamento yürütmenin vesayeti altındadır. Kurtuluş Savaşını veren Gazi Meclis. Hangi Gaziliği kaldı Allah aşkına. Hangi yetkimiz var? Meclis'i el kaldıran, el indiren milletvekilleri grubuna döndürdü. Bir kişi kalkıp cesaretle 'Benim görüşüm şudur.' diyemiyor. Dediği andan itibaren seni bir daha milletvekili listelerinde göstermeyeceğiz...' Bu, 'milletvekilliğini de vesayet altına alıyorum.' demektir."
Kılıçdaroğlu, AK Parti sıralarından kendisine tepki gösteren milletvekillerine, "Çıkıp da enflasyonu, hükümeti eleştirdiniz mi? Eleştiremezsiniz, cesaretiniz yoktur sizin." diye tepki gösterdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, sorumlu muhalefet olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devreye girmesinin ardından sorunun muhataplarıyla görüşmek için Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanması gerektiğini söylediklerini anlattı.
Ülke sorunlarının çözümü için işbirliğine gidilmesi gerektiğini vurguladıklarını ancak bunun gerçekleşmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kimse kusura bakmasın ama bir kişi 'Her şeyi ben bilirim.' diyorsa dünyanın en cahil adamıdır." diye konuştu.
İktidar milletvekillerinin, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in neden toplandığını soramayacağını iddia eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de işveren ve işçi örgütlerinin görüşlerini, baskı altında oldukları için dile getiremediklerini savundu.
Bu bütçenin kimin sorunlarını çözdüğünü soran Kılıçdaroğlu, iktidarın, gübre fiyatlarından haberi olmadığını, sarayda ekonomik kaygı olmadan yaşam sürdüğünü ileri sürdü.
Devletin kendi çiftçisiyle rekabet etmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ithal buğdaya, yerliden daha fazla fiyat belirlendiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, 2016 yılında yapılan düzenleme kapsamında küçük aile işletmelerine dönüm başına verilen tutarın bugün hala 100 lira olduğunu belirterek, "Bana gelmişler bütçeyi anlatıyorlar. Ben çiftçiyi, esnafı, sanayiciyi, turizmciyi dinliyorum. Saray, birbirini dinliyor. Güllük gülistanlık ora." sözlerini sarf etti.
İktidarın faizin sıfırlanması konusundaki söylemini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Hangi faiz? Çiftçinin faizini sıfırladınız mı? Sözüm var, ahdim var, Allah'ın izniyle iktidar olacağız, birinci haftada, çiftçilerin bankalardan ve Tarım Kredi Kooperatifi'nden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağım. 'Yüreğiniz yetiyor mu?' diye sorun. Yetmez. Talimat gelmesi lazım, faizi sıfırlamaları için." ifadelerini kullandı.
Enflasyon verilerini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Saraydan talimat geldi, 'Rakamı düşük göster.' diye. Bilmiyor muyuz? Şu bile, bizim açımızdan parlamento açısından, yürütme organını sorgulamadığımız için büyük bir ayıptır." diye konuştu.
Enflasyon Araştırma Grubu'nun enflasyon verilerinin, TÜİK'in açıkladığı oranların çok daha yüksek olması gerektiğini ortaya koyduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Hangisi doğru? TÜİK'in verdiği mi doğru? Herhangi bir bakkala gidin, bakkal desin ki 'TÜİK'in söylediği doğrudur, yıllık enflasyon yüzde 21'dir.' vallahi siyaseti bırakacağım. Ekmeğe gelen zam bile bundan fazla. Siz gübreye yüzde 200, ilaca zam geldiğini biliyor musunuz?" şeklinde konuştu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, fiyat istikrarını Merkez Bankasının sağlaması gerektiğini belirterek, "Merkez Bankasını iğdiş ettiler." sözlerini sarf etti.
Merkez Bankasının görevinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Fiyat İstikrarı Komitesi'ne verdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, Komite'nin hiç toplanmadığını savundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, esnafın, sattığı malı yerine koyamadığını çünkü sürekli fiyat artışı yaşandığını ifade ederek, "Bana inanmıyorsanız, gidin 3 harfli mağazalar var, A101, BİM var, sorun. Etiketlere bakın. AK Parti'nin saygıdeğer milletvekilleri, şu beyefendiler ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki artık marketlerde etiket değiştiren elemanlar istihdam ediliyor." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarlık rezervinin buharlaştığını öne sürerek, bu rezervin kimlere hangi kurdan satıldığını sordu. Bu sırada AK Parti'li milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Birisi de 'Tarihte 128 milyar dolar hiç olmadı.' diyor. Dünyadan bu kadar habersiz ve sizin sıralarınızda milletvekili olarak oturuyor." sözlerini sarf etti.
İktidarın, tek kişilik bir hükümet olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu hükümet, vatandaş nezdinde de partiler nezdinde de parlamento nezdinde de uluslararası arenada da saygınlığı olmayan bir kişilik hükümettir. Hiç kimsenin itibar etmediği bir kişilik hükümettir. Vatandaşın da güveni kalmamıştır." şeklinde konuştu.
Devletin vatandaştan Türk lirasıyla değil dolarla, avroyla ve altınla borçlandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Hani siz milliydiniz? Nasıl milli? Bunların hiçbirisi milli değil. Oturan bakanların da hiçbirisi milli değil. Kendi parasına değil de yabancı paraya güvenen birisi. Kendi parası değer kazansın diye mücadele etmeyip de Türk lirasını pul haline getiren birisi. Kitabını yazmışlar. Evet, kitabını yazdılar, 'Türk lirası nasıl pul edilir?' kitabı o." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de bankalardaki tasarruf mevduatının yüzde 63'ünün dolar olarak tutulduğunu ifade ederek, "Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde vatandaş güvenmiyor, topladığı parayı dolar ve avro olarak bankalarda tutuyor. Mevduatın yüzde 63'ü, kaçınızın haberi var?" sorusunu yöneltti.
AK Parti sıralarından "Değişecek." şeklinde laf atıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Daha da artacak, göreceksin." görüşünü savundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devletin, Ocak-Temmuz arasında vatandaştan 2 milyar 900 milyon avro, 2,5 milyar dolar ve 130 bin 200 kilogram altın borçlandığını ifade ederek, "Türk lirasıyla borçlansalar kimse para vermeyecek. Bu güvensizlik değil mi? Türk lirasını yerlerde kim süründürüyor? Bunlar kaç yıldır iktidardalar? Türk lirasını nasıl bu hale getiriyorlar? Ben soruyorum, siz de bari kapalı kapılar ardında sorun." şeklinde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir devletin tek kişinin iki dudağı arasına teslim edilemeyeceğini, bu ülkenin insanlarının töresinde ve hukukunda da bunun gerçekleşmediğini belirterek, "İlk kez 2018'den sonra devleti bir kişiye teslim ettik. Onu da sağ olsun, Erdoğan'ın danışmanı vardı Sayın Mehmet Uçum, 'Biz buna tek kişilik hükümet diyoruz.' dedi. Dolayısıyla buradakiler hükümet değiller. Kabine deniliyor. Ne kabinesi? Bir araya geliyorsunuz, bir kişi talimat veriyor, siz de gereğini yapıyorsunuz." görüşlerini savundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hiçbir zaman faizci olmadım." şeklinde açıklama yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bütün faizcilerin, bütün tefecilerin tek umudu Erdoğan'dır. Bütün faizcilerin güvencesi de umudu da Erdoğan'dır. İnanmıyorsunuz değil mi bana? Peki, ispat edeceğim. 180 milyar lira olan faiz ödeneği bu bütçede 240 milyar lira oldu. Hani siz faize karşıydınız? Nasıl oluyor bu? Hiç sormuyor musunuz?" diye konuştu.
Bu sırada AK Parti'li bir milletvekillinin, cumhurbaşkanı adayı olup olmadığına ilişkin sorusuna Kılıçdaroğlu, "Benim adaylığım niye seni bu kadar ilgilendiriyor? Geliyor gelmekte olan?" yanıtını verdi.
TBMM'ye sunulduğu günden bu yana bütçedeki bütün verilerin değiştiğini savunan Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarlarında Londra'daki bir grup tefeciye 193 milyar dolar ödendiğini, ülke tarihinde bu tutarı ödeyen başka bir iktidar olmadığını öne sürdü.