CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Diktaya, baskıcı yönetimlere izin vermeyeceğiz. Yazık, günahtır bu ülkeye. Beraber olacağız, bu ülkede huzuru ve refahı isteyenler çoğunlukta. Yani biz çoğunluktayız" dedi.
Seçim otobüsüyle Sakarya'nın Karasu ilçesinin Yuvalıdere Mahallesi'ne gelen Kılıçdaroğlu, burada halkı selamladı, otobüsten inerek traktör römorkunda kurulan yer sofrasında simit yedi, çay içti.
Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada ise halk için çalışacağını, mücadele edeceğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir Allah'ın kulu çıksın desin ki 'şu sorunu çözdüler, işsizliği çözdüler' desin, 'çiftçi ektiği ürünün karşılığını alıyor' desinler. 'Besiciler, besledikleri hayvanı sattıkları zaman alın terinin karşılığını alıyor' desinler. 'Fındık üreticisi alın terinin karşılığını alıyor' desinler. 'Çay üreticisi alıyor' desinler. 'Esnaf rahat ediyor, gelir elde ediyor' desinler. 'Türkiye'nin ihracatı sürekli artıyor' desinler. Hiçbirisi yok bunların, hiçbirisi. O zaman ben sizden yetki istiyorum. Ben öyle 13-14 yıl öyle bir yetki de istemiyorum. Ben sizden 4 yıl yetki istiyorum. 4 yıl yetki verin, bu ülke nasıl yönetilirmiş dünyaya göstereyim. Benim köşeyi dönme gibi bir derdim yok. Allah'a çok şükür aldığım aylık bana yetiyor. Çoluk çocukla beraber geçinip gidiyoruz. Siz nasıl yaşıyorsanız ben de öyle yaşıyorum, mütevazı bir hayatım var. Benim öyle saraylara, köşklere, yalılara merakım yok. Ben bu ülkenin, halkın zenginleşmesini istiyorum. Hiçbir çocuğumuz işsiz olmasın, işsiz kalmasın, benim derdim o. Her evde bereket olsun, huzur olsun benim derdim o. Çocuklarımız iş, güç sahibi olsunlar benim derdim o."
'BESLENME ÇANTASI OLAMAYACAK ARTIK'
Siyasetin konusunun din ve yaşam tarzı olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, siyasetin konusunun "Bakkal Mehmet Efendi geçinemiyorsa onu geçindirmek, bir vatandaşın çocuğu işsizse ona iş bulmak, bütün komşularla barış içinde yaşamak, Türkiye'yi zenginleştirmek, çocuklarımızın nitelikli eğitim almasını sağlamak, vatandaşın daha iyi sandık hizmeti almasını sağlamak" olduğunu belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, insanca, hakça düzen istediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ramazan, Kurban Bayramı'nda emekliye bir maaş ikramiye vereceğiz. Niye vereceğiz? 'İnsanca bir düzen olsun' diye. Emekli de Ramazan, Kurban Bayramı'nda torununa harçlık versin. Ne olacak şimdi, huzur içinde bayram geçirsinler. Bağırdılar 'kaynak yok' diye. Şimdi onlar da kabul ediyorlar ki bu para verilebilir. Neden verilebilir, ben saraya değil ben halka çalışıyorum. Halk için mücadele diyorum. Sevgili anneler size bir çift sözüm var. Çocuğunuzu tam gün okula göndereceksiniz. Sabah gidecek, akşam eve gelecek. Öğlen yemeklerini öğretmenleriyle beraber okulda hiçbir ücret ödemeden bedava yiyecek. Beslenme çantası olamayacak artık. Annelerin en büyük derdi. Çocuğa ne vereyim, öğlen yemeğini yesin diye. Bunları kaldırdık artık."
'ÇİFTÇİ EKMEZSE KARNIMIZ DOYMAZ'
Çiftçinin ekmediği takdirde kimsenin karnının doymayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, toprağın her yerde stratejik olduğunu dile getirdi.
Hollanda'nın yıllık tarım ürünü ihracatının 130 milyar dolar olduğuna işaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Biz, 12 milyar dolar. Neyimiz eksik? Güneşimiz var, yağmurumuz var, toprağımız var üstelik bereketli insanımız var çalışacak. Neyimiz eksik? Namuslu siyaset eksik, namuslu siyaset. Halkı düşünen siyaset eksik. Bunu yapmak zorundayız. Siyaset, cebini düşünmeyecek, vatandaşı düşünecek. Bunu söylediğimiz zaman da 50 dereden gerekçe üretiyorlar. Bırakın gerekçe üretmeyi, bu ülkenin insanı çalışkandır, üretir, çalışır, emek harcar ama alın terinin karşılığını almak ister. Dünyanın en pahalı mazotunu satıyorsun. Nasıl geçinecek bu adam? Fakirlik var. Ben 17 milyon diyordum, son rakamlar açıklandı, Türkiye'de 22 milyon fakir aile var. 7 milyon hanede yaşıyorlar bunlar, ayda 300 lirayla geçiniyorlar" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, söz verdiğini, Aile Sigortası'nı getireceğini, hiçbir ailenin gelirinin 720 liranın altında olmayacağını belirterek, her evde tencere kaynayacağını, hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceğini kaydetti.
Yetki verildiği takdirde fakirliği toprağa, tarihe gömeceğini aktaran Kılıçdarğlu, "Onların çocukları iş buldu diye sanıyorlar ki herkesin çocuğu iş buldu, yok öyle bir şey. Ben sizi düşünüyor, sizin için çalışıyorum. Bir şeyi sakın unutmayın. Davutoğlu saray için çalışır,Kılıçdaroğlu halk için çalışır. İşin doğrusu da bu. Zaten Davutoğlu 'Ben saray için çalışmıyorum' demiyor ki. 'Ne talimat gelirse onu yapıyorum' diyor. Başbakan olacak kişinin, bağımsız iradesi olması, 'Ben yaparım' demesi lazım. Birinin telkiniyle 'yapacaksın, yapmayacaksın, olacak, olmayacak', hiçbir şey olmuyor. Yazık günah, olan memlekete oluyor" ifadesini kullandı.
'GELMEZLERSE BEN GİDECEĞİM AYAKLARINA'
Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'de 12 bin çocuğun öldüğünü anlatarak, "Kim bunların katili, kim bunlara silah gönderiyor?" diye sordu.
Kendisinin halktan birisinin olduğunu vurgulayanKılıçdaroğlu, "Siz nasıl yaşıyorsanız, ben de öyle yaşıyorum. Ben Anadolu'nun kuş uçmaz, kervan geçmez köyünde doğdum. 7 kardeşiz, rahmetli annem okuma-yazma bilmezdi. Büyük ablam da bilmez. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Devletin en önemli görevlerinde bulundum. 27,5 yıl devlete hizmet ettim, siyasete atıldığım gün, mal varlığımı internet sitesine koydum ve ben bugün CHP'nin genel başkanıyım. Ben buraya Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin sayesinde geldim" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin değerli olduğunu ve ona sahip çıkacaklarını kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Diktaya, baskıcı yönetimlere izin vermeyeceğiz. Yazık, günahtır bu ülkeye. Beraber olacağız, bu ülkede huzuru ve refahı isteyenler çoğunlukta. Yani biz çoğunluktayız. Oylarımızı bölmeyelim, parçalamayalım, bir araya gelelim bu ülkeye huzuru ve refahı getirelim. Getirebiliriz, yapabiliriz, gücümüz var, yeter ki ayrışmayalım. Ben sizden onu istiyorum. Göreceksiniz CHP iktidarında 78 milyon vatandaşımı kucaklayacağım, hiç kimseyi ayrıştırmayacak, bölmeyeceğim. Ayrışmaktan, kavgadan bıktık. Hiç kimseyle de kavga etmeyeceğim. Gelmezlerse ben gideceğim ayaklarına. Yeter ki bu ülkede huzuru ve barışı sağlayalım, refahı artıralım." (AA)