Siyasi sorumluluk alınması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Emniyet müdürünün olmadığı başkent olur mu?” diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’daki terör saldırısıyla ilgili açıklama yaptı. Ölenlere rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, yaralılara acil şifa diledi.
Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Terör bir insanlık suçudur, kimden, nereden gelirse gelsin teröre karşı ortak, dik ve onurlu duruşumuzu sergilemek zorundayız. Bunu yaptığımız zaman bu ülkede birlikte huzur içinde yaşayabiliriz. Bu konuda üzerimize düşen ne varsa, CHP olarak üzerimize düşen ne varsa yerine getirmeye hazırız. Kandan beslenen bir anlayış, bu ayrımı yapmaz. Terörü hep beraber kınamalıyız, terör konusunda net tavır takınmayız.
Hükümete çağrı yaptık... Terörü bitirmek için bizden ne istiyorsanız, her türlü desteği vermeyi hazırız. Açık çek veriyoruz, yeter ki bu ülkede terörü bitirelim.
'BİZİ TEK BAŞINA İKTİDAR GETİRİN TERÖR BİTECEK' DEDİ
7 Haziran’dan sonra bir tablo ortaya çıktı, terör azmaya başladı. 'Bizi tek başına iktidara getirin terörü bitireceğiz' denildi. Terör bitti mi? Bir bölgede olmayı bırakın, terör yurda yayıldı. Ne oldu da terör ülkeye yayıldı? 14 yıldır ülkeyi yönetenler ne yapıyor?
Her saldırıdan sonra 'önlem alıyoruz' deniliyor. Ülkeyi ben yönetmiyorum, yönetenler belli. Hesabını vermeleri lazım. Neden oluyor, hangi gerekçeyle oluyor? Aylardır Ankara’ya emniyet müdürü atamayan bir iktidar ülkeyi yönetebilir mi? Davutoğlu’na çağrı yapıyorum, Ankara Emniyet Müdürü’nü atayamıyorsan bana söyle kimi istiyorsan atalayalım. Emniyet müdürünün olmadığı başkent olur mu? ‘Emniyet Müdürü atayacaktım şu engel oldu’ deyin. Gizli servis ajanları ülkede at koşturuyor. Bütün gizli servislerin çalışabildiği bir alan mıdır Türkiye?
Anayasa’nın 112 maddesi var. Siyasi sorumluktan bahseder. Yüzlerce insan öldü, kim bunun sorumlusu? Bizim mahalledeki bakkal değil, alışverişe giden vatandaş değil, Şanlıurfa’daki taksici değil. Bunun sorumlusu tüm dünyada siyasi iktidardır. Davutoğlu’na açık çağrı yapıyorum, siz töhmet altında kalıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük krizini yaşıyor, yöneltilmiyor. Savruluyoruz. Biz bunu hak etmiyoruz.
Türkiye kurucu ayarlarına dönmek zorundadır. Yurtta barış, dünyada barış. Dış politikanın 180 derece değişmesi gerekiyor. Değişmezse terör ithal eden bir ülke olacaktır.
Terör tek başına bir siyasal partinin sorunu olmanın ötesine geçmiştir, terör artık bizim bir ulusal sorunumuz haline gelmiştir. Terör konusunda bütün siyasal partilerin ortak mücadele etmesi lazım. Bu bağlamda en büyük görev TBMM Başkanı'na düşüyor bu aşamada. Parlamentoyu çalıştırmalı, terör konusunda, sorunun çözümü konusunda TBMM'yi çalıştırmalı.
Devlette ciddi bir çürüme var. Eğer bir hükümet bir emniyet müdürünü atayamıyorsa orada bir çürüme vardır. Devlette çürüme olduğu için liyakat sistemi bitmiştir.
'Terörle yaşamaya alışmalıyız'ı anlatıyorlar. Bir becerisizliği halka mal etmenin anlamı ne? Aydın diye de geçiniyorsunuz. bu hükümet terörü sürdürecek, ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları siz de terörle yaşamaya alışın. Neden? Türkiye kuruluş aşamasına dönsün terör sorunu en kısa sürede çözülür.