Almanya'da bulunan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu gazeteci yazar Mustafa Balbay'ın milletvekilliği adaylığıyla ilgili konuştu. Kılıçdaroğlu "Balbay CHP'yi tercih ederse mutlu olurum" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de gözaltına alınan gazetecilerin sorumluluğunun AB’de olduğunu savunarak, "Biz referandum sırasında yargı siyasallaşacak derken Brüksel bu reform diyordu. 61 gazetecinin günahı sizin boynunuza" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP ve DİSK tarafından Almanya’nın Bochum kentinde düzenlenen "Türkiye’den Göçün’ün 50. Yılında Emek Şenliği’nde gurbetçilere hitap etti.
CHP lideri, Türkiye’de gözaltına alına gazetecilerle ilgili olarak, şunları söyledi:
"Londra’dan İstanbul’a dönüşte polis hazırlık yapıyordu. Otelde daha uyumadan telefon çaldı, gazetecilerin evleri ofisleri basılmış. Bu gazeteciler ne yaptılar. Bir gazetecinin haber emekçisinin ofisi niye basılır? Evi niye basılır? Eşi hastaneden yeni çıkmış gazetecinin evi hangi gerekçe ile basılır? Bunun adına Türkiye’de ileri demokrasi deniyor. Şunu unutmayın 12 Eylül darbecileri döneminde 31 gazeteci hapisteydi. 8 yıllık AKP döneminde apiste olan gazeteci sayısı 61. Bunu özellikle Avrupalı dostlarımız duysun diye söylüyorum. AKP demokrattır diye çıkıp meydanlarda konuşanlar duysun diye Brüksel’de
koltuklarında oturup CHP’yi sabah akşam eleştirenler duysunlar diye söylüyorum."
Türkiye’de şu ana kadar 2 bin gazetecinin yargılandığını ve 4 bin gazeteci hakkında soruşturma açıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"12 Eylül ürünü bir parti, 12 Eylül darbecilerinden hesap mı sorabilir. Bu ülkenin yetiştirdiği halkı doğru bilgilendirmek için çalışan gazetecilerin evini basacaksınız, sonra kalkacaksınız Türkiye’de ileri demokrasi var diyeceksiniz. Bir de milletin gözünün içine baka baka ’Türkiye’de basın özgürlüğü ABD’den bile daha öndedir’ diyeceksiniz. Türkiye’de 8 yılda çok şey değişti.
Demokrat olanlar için, ’yetmez ama evet’ diyenler için söylüyorum. Artık Türkiye’de her ev dinleniyor, sokaktaki vatandaş dinleniyor."
Türkiye’de yalan politikadan, talandan bıktıklarını ve yalan ile talanı sonladırıp halkın iktidarını kurmaya karar verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, halkı kandırmayacaklarını, kandıranlardan olmayacaklarını ifade eti.
Sirkeci’den 50 yıl önce trene binip Almanya’ya alın teri ile para kazanmak için gelen gurbetçilerin bugün Almanya’da yazar, politikacı mühendis, mimar ve işveren olduklarına dikkati çeken CHP lideri Kılıçdaroğlu, Almanya’daki
Türklerin 74 bin işletme ile 38 milyar avro ciro yaptığını söyledi.
"ONURUMUZSUNUZ"
Almanya’da 45 bin üniversiteli öğrenci 950 bin Türkiye kökenli Alman olduğunu bildiren Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bunlar bizi Almanlarla entegre ediyor. Umudum şu Türkiye’ye karşı Almanya Fransa ve Avusturya’dan farklı sesler çıkıyor Türkiye AB üyesi olmasın diye. Sizler Almanya’da yetişenler Alman yurttaşı olan Türkiye kökenliler, sizler bizi AB’ye taşıyacak lokomotiflersiniz. Sizler Türkiye’de bizim onurumuzsunuz. Biz sizlerin yazdığınız filmleri izledikçe yazdığınız kitapları okudukça sizinle iftihar ediyoruz."
Kılıçdaroğlu, 100 gurbetçiden 30’unun Almanya’da para toplayan holdinglere parasını kaptırdığını belirterek, "Dosyaları alacağım. Almanya’da hortumlanan para 10 milyar avro. Nasıl oluyor insanların alın teri inanç uğruna nasıl sömürülür? Çalışıp kazanmak bu kadar alın teri dökmek bu kadar kolay mı? Hele hele Almanya’da para kazanmak kolay mı?" dedi.
Deniz Feneri davasına bakan Alman yargıcın davayı "yüzyılın soygunu, Almanya tarihinin en büyük soygunu" olarak nitelediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyetinin en küçük soygunlarından birisi. Alman yargıçlar dediler ki ’Biz Almanya’dakileri bulduk yargı önüne çıkardık, mahkum ettik, ama asıl failler Türkiye’de. Asıl failler nerede bilenler var mı? Asıl failler Recep Bey’in arkasında. Bu faillerden birisi televizyona çıktı, ’Benim arkamda Başbakan var’ dedi. Bunları çocuklarımız bile tanımalı. İsim isim söyleyeceğiz. Artık bu ülkede Türkiye’de Almanya’da Fransa’da, Holanda’da, Belçika’da yurttaşlarımız soyulmasın. Alın terini çalanlardan hesap soracağız ki bir daha alın teri
çalınmasın diye."
Hümanist kültürü sevdiklerini bildiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya’nın vefat eden eski başbakanlarından Willy Brand ve Bülent Ecevit’in evrensel değerlerinden yararlanmayı düşündüklerini açıkladı.
Türkiye’de yargının siyasallaştığını savunan CHP Genel Başkanı, "Yargı sistemi düşünebiliyor musunuz? Yargıtay, hakimler tarafsız davranmadıkları için onları tazminata mahkum oldu. 3 tane yargıç var. Görevlerini bırakıp gitmediler" dedi.
ANAYASA MAHKEMESİNE HÜLLE İLE ÜYE
Türkiye’de hülle ile Anayasa Mahkemesine üye atandığını iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hülle ile yargıç atanabilir mi? Bunları her yerde Almanya’da, Fransa’da, Hollanda’da, ABD’de Brüksel’de, kulakları duymayan Brüksel’de söyleyin. Bunlar olurken Türkiye’de başka şeyler de oluyor. Türkiye uluslararası
şeffaflık örgütünün raporunda rüşvette bir numara yolsuzluklarda zaten markayız. AKP markası eşittir yolsuzluklar. Köşeyi dönenlerin partisi. Büyük düşünün
diyenler, yani büyük götürün anlamında. Yoksulu düşünen bir parti olarak aile sigortası getireceğiz dedik, Başbakan çıktı dedi ki ’12 milyon yoksulun yanında bir de kayıtdışı yoksul var’. Bu bir itiraftır. Devletin resmi rakamlarının
yoksul sayısını ne kadar az gösterdiğinin ve başbakanın ağzından çıkan bir itirafıdır."
Konuşmasında AB’ye de değinen Kılıçdaroğlu, "Gücümüz sizsiniz. AB çağdaşlaşma projesidir. O projesinin altında İsmet İnönü’nün imzası vardır. O imzaya sonuna kadar sahip çıkacağız. Sarkozy imtiyazlı ortaklık öneriyor, Merkel
imtiyazlı ortaklık öneriyor. İster Merkel ister Sarkoyz AB hakkımızı söke söke alacağız" diye konuştu.
ŞENLİKTEN NOTLAR
Ruhrkongress adlı kongre merkezindeki şenliğin başlaması gecikince, dinleyiciler alkışlarla protesto etti.
Salonda Türk bayraklarının az sayıda olması tepki çekince, salona Türk bayrakları getirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, başörtülü bir kadına CHP rozeti taktı.
Kuzey Ren Vestfalya Gazeteciler Birliği Başkanı Recai Aksu, üzerinde ’Tüm gözaltındaki gazeteciler serbest bırakılsın. Özgür basın susturulamaz. İktidara yakın basın. İktidara göre basın olmaz’ yazılı pankart açtı.