CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı “Türkiye’nin Geleceği için Büyük Buluşma” toplantısında 16 maddelik çağrıda bulundu.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla ATO Congresium’da düzenlenen toplantıda “Türkiye’nin Geleceği için Büyük Buluşma” çağrısı yaptı. Türkiye’nin içinden bulunduğu durumdan çıkması için neler yapılması gerektiğini 16 maddeyle sıralayan Kılıçdaroğlu, “İster sendika, ister sivil toplum örgütü şunu hep beraber dile getirmek zorundayız. Biz kendi ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları üçüncü sınıf demokrasiye layık değildir, birinci sınıf demokrasiye layıktır. Birinci sınıf demokrasiyi nasıl getireceğiz. Yargı bağımsızlığını savunarak. Eğer bir ülkede yargı bağımsız ve tarafsız değilse, o ülkede demokrasi askıya alınmıştır. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Çünkü adalet mülkün, devletin temelidir. Ben anayasaya uymuyorum dediğiniz andan itibaren hukuk devletini askıya almışsınız demektir. Bütün bunların nedeni darbe hukukudur. Darbe hukuku toplumu bugüne taşıdı. Anayasa sayesinde yukarıya çıkmış bir kişinin ‘ben Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum demesinin anlamı nedir?’ Ben anayasayı takmıyorum demektir. Çok farklı bir kişilik. Bu tür kişilikler Türkiye’yi, ülkeleri felakete götürür. Hitler’in anılarına bakın, yaptıklarına bakın tıpatıp şimdi Türkiye’de aynı model hayata geçirilmek isteniyor. İkinci konumuz medya özgürlüğü. Bir ülkenin medyası özgür değilse, o toplumun özgürlük hakları elinden alınmış demektir. Buna izin vermememiz lazım. Medya çağdaş devletlerde dördüncü güçtür. Yasama, yargı, yürütme ve medya. Dördüncü gücün ayağını kaydırırsak, sağlıklı haber alma kanallarımızın tamamı ortadan kalkmış olur. Anayasa’nın 28. maddesi diyor ki, ‘basın hürdür, sansür edilemez.’ Peki basın hür mü hayır, sansür ediliyor mu evet. Neye göre yapılıyor? Darbe yasalarına göre yapılıyor” şeklinde konuştu.“MİLLİ İRADE TBMM’YE TAM YANSIMALI”Üçüncü konu olarak milletin vekillerini milletin seçmesi ve bu konuda uzlaşılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Lider sultasına siyasette son vermemiz lazım. Ön seçime gideceğiz, millet kendi vekillerini seçecek, kendi özgür iradesiyle parlamentoya gönderecek. Milletvekili özgür iradesini kullanamıyor. Milli irade TBMM’ye tam yansımalı. Sabah akşam milli irade diye ahkam keserler. Gelin milli iradeyi tam geçirelim. Yüzde 10 seçim barajı var. Kim koymuş, askerler koymuş. Yüzde 10 seçim barajını savunanlar darbecilerdir. Kaldıralım. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı gelsin Meclis’e. Yurt dışı seçim çevresi oluşturulmalı. 5 milyondan fazla vatandaşımız var. Yurt dışındaki vatandaşların sorunlarını Türkiye’deki vatandaşlar dile getiriyor, niçin? Onların ağzı dili yok mu? Oradan da milletvekili TBMM’ye gelmeli ve sorunlarını dile getirebilmelidir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü altıncı konu. İnsan aklı, 21. yüzyılda en stratejik madde olarak bilinir. Olağanüstü bir olayla karşı karşıyayız. Eğitimle biz insan aklının daha nitelikli çalışmasını isteriz. Düşünceyi açıklama özgürlüğü bir toplumun gelişmesinin temel dinamiktir” ifadelerini kullandı.“ŞİMDİ İKİ KİŞİ YAN YANA YÜRÜYEMİYOR”Toplantı ve gösteri hakkıyla ilgili ise Kılıçdaroğlu, “İnsanlar neden gösteri yapar, seslerini duyurmak için. Meydanlar neden vardır? O meydanlarda insanlar düşüncelerini özgürce açıklasın diye vardır. Anayasa’nın 34. maddesi, ‘herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.’ Şimdi iki kişi yan yana yürüyemiyor. Hatta birisi bir yerlere gittiği zaman önceden birilerini gözaltına alıyorlar. Geldiğimiz noktaya bakın, darbeciler bile bunlardan daha iyiydi. Onlar bile bunu düşünemiyordu. Üniversitelerin özerk olması. Özgür ve özerk olmalı üniversiteler. Üniversitelerin bilimsel, idari ve mali özerkliği olmalı. Gençler üniversite yönetiminde söz sahibi olmalı. Bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmiyorsa, o ülkenin gelişme şansı olmaz. Bilgi üretmesi için her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlardır üniversiteler. YÖK belasından da üniversiteleri kurtarmak lazım. Üzerinde anlaşacağımız bir başka konu, örgütlenme özgürlüğü. Bir toplum örgütlenemiyorsa, sendikalar, STK’lar, vakıflar bir araya gelemiyorsa, aynı amaç için çalışmıyorlarsa o ülkede demokrasi olmaz. Bir ülkede ne kadar çok STK varsa, o ülkede demokrasi o kadar güçlü demektir” dedi.“KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ DEMOKRASİDE YATIYOR”Üzerinde uzlaşılması gereken onuncu konunun siyasette ahlak olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:“Siyasetçi en az güven veren konumunda. Yolsuzluk, malı götürme, yandaşa ihale onda. Biz siyasetçiyi bunun için mi seçip Meclise gönderiyoruz. Siyasi ahlak yasası mutlaka çıkmalı, siyaset kirli olmamalı. Ankara’da bomba patladı 102 çocuğumuz hayatını kaybetti, hiç kimse sorumluluk almak istemedi. Anayasanın 112. maddesi de askıya alınmış durumda. Güçlü bir sosyal devlet. Eğer Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir sosyal devleti inşa edebilirse, gerçek anlamda demokrasiyi inşa etmiş oluruz. Sosyal devlet bu açıdan çok önemlidir. Doğa haklarına saygılı bir siyaset istiyoruz. Dünyada sadece insanlar yaşamıyoruz. Bütün canlılara saygı gösteren bir siyasal anlayışı Türkiye’ye getirmek zorundayız. Anayasa’nın 56. maddesinde herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir diyor. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesi önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir diyor. Taksim’i düşünün. Ağaç düşmanları onların üzerine neredeyse bütün polis ordusunu gönderdi. Cerattepe Artvin. Doğayı savunuyorlar. Artvin’de ormanı yok ederseniz ne olur? Kanun önünde eşitlik. Kadın ve erkek ayırmayan bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir. Anayasa madde 10, ‘Herkes kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bunu yaşama geçirmede yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanıyamaz’ diyor. Toplumsal barış. Biz Osmanlı’dan devraldığımız bir ülkeyiz. Şimdi dördüncü bir devrime hazırlanmak zorundayız. Bir arada özgürce yaşamalıyız. Toplumsal barışımız dinamitlenmiş durumda. Kürt sorununun çözümü demokraside yatıyor. Kürt sorununun çözümü için adres TBMM’dir. Baştan söyledik, tuttuğunuz yol yanlıştır, bu yol Türkiye’yi felakete götürür dedik. Baştan bizi dinleselerdi böyle bir tablo ortaya çıkmayacaktı. Ülkenin bir tarafı kan gölüne dönmüşse, huzur gelmez. Bu en çok terör örgütünün işine gelir. Kan akıtmak terör örgütüne hizmet etmek demektir. Biz milli kurtuluş savaşını beraber verdik. Biz neden kucaklaşmıyoruz. Bu ülkenin bir organ mahkemesine ihtiyaç var. Ne demek organ mahkemesi? Güçler arasında uyuşmazlık çıkarsa çözecek bir mahkemeye ihtiyaç var. Türkiye’yi Ortadoğu batağından çıkarmamız lazım. Yurtta barış, dünyada barış bizim neyimize yetmiyor? Ortadoğu halkları Türkiye gibi olmak istemiştir. Bu konuda da görüş birliğine gitmemiz gerekir.”“BİZ PARLAMENTODA OLDUĞUMUZ SÜRECE ARZU ETTİKLERİ DÜŞÜNCELERİN HİÇBİRİSİNİ GERÇEKLEŞTİREMEYECEKLER”“Diyorlar ki anayasa yapalım. Bu darbe anayasasıdır, özgürlükçü bir anayasa yapalım” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Kendilerine şunu söyledim, Sayın Davutoğlu’na bir mektup yazdım. Sorun büyük ölçüde anayasadan kaynaklanmıyor, darbe hukukundan kaynaklanıyor. Hepsini beraber ele alacaksak, Türkiye’ye birinci sınıf demokrasiyi getireceksek biz hazırız. Bizim bazı koşullarımız var. Darbe hukukunu bütünüyle ele alacağız. Anayasanın ilk dört maddesi bizim için vazgeçilmezdir. Neden ilk 4 maddeyi değiştirmek istiyorlar. Nedenlerini ben gayet iyi biliyorum. Ama size şu güvenceyi verebilirim. Biz parlamentoda olduğumuz sürece arzu ettikleri düşüncelerin hiçbirisini gerçekleştiremeyecekler” açıklamasında bulundu.“BİZ TEK CÜMLEYLE İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ”Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:“Özetle biz ne istiyoruz? Birinci sınıf demokrasi, halkına hesap veren siyaset, temiz siyaset istiyoruz. Yolsuzluğun olmadığı bir siyaset istiyoruz. Güçlü bir sosyal devlet istiyoruz. İşsizliğin ve yoksulluğun olmadığı, çocukların yatağa aç girdiği bir Türkiye istemiyoruz. Çocuklarımızın en nitelikli eğitimini aldığı bir Türkiye istiyoruz. Tasada ve kıvançta birlikte olmak istiyoruz. Herkesin sokakta özgürce gezdiği bir Türkiye istiyoruz. Biz bağımsız ve tarafsız bir yargı istiyoruz. İktidarın elinde sopa olan, milleti hizaya getirmek için ceza yazan yargı değil. Biz tek cümleyle insanca yaşamak istiyoruz. Türkiye’nin yarı açık cezaevine dönmesini istemiyoruz. Her düşüncenin özgürce dile getirildiği Türkiye istiyoruz. Taleplerimi aktardım STK’lara, sendikalara, vakıflara, diğer kuruluşlara. Düşüncelerimiz, dünya görüşlerimiz farklı olabilir ama asgari müşterekleri olan bir toplum olmalıyız. Çünkü biz haklıyız, kendimizi değil ülkemizi, çocuklarımızı, torunlarımızı güzel bir dünyayı düşünüyoruz.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz