CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP'nin bugünkü grup toplantısında cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören yasa teklifini protesto için kadınlar yer aldı
Kılıçdaroğlu, konuşmasına "Türkiye'nin tüm kadınlarıyla onur duyuyorum. Eğer bugün, AKP geri adım atmışsa bu adımı geri attıran bu ülkenin yiğit kadınlarıdır" sözleriyle başladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Sevgili kadınlar, size hitap etmek istiyorum; bu ülkenin geleceği sizin ellerinizde. Çocuklarımızı siz yetiştiriyorsunuz, en büyük dersi annemden aldım. Ömer Lütfi Baydar, NATO Asamblesi Başkan Yardımcılığına seçildi, onu kutluyoruz.
Bugün esnaf kardeşlerimizin sorunlarını aktaracaktım ama gündem çok hızlı gelişti. Türkiye tarihinin en ciddi krizlerinden birini yaşıyor, kamyonu patlamış fren gibi yokuş aşağı gidiyor Türkiye. İşveren yatırım yapmıyor, dolar almış başını gidiyor, bunların tek bir düşüncesi var; tecavüzcüleri hapishaneden nasıl kurtarırız diye. Önce bu ülkenin bütün kadınlarına yürekten teşekkür ediyorum. Eğer bugün, hiçbir ayrım yapmadan tarlada çalışan, evinde oturan, büroda çalışan, sokakta gezen vatandaşın halini hatırını soran bütün kadın kardeşlerime yürekten şükranlarımı sunuyorum. Onların gücü bu teklifin geri alınmasını sağladı. İlk kez kadınlar güçlerinin farkına vardılar. Önümüzde önemli bir süreç daha var, Türkiye eğitimden savunmasına, teröre kadar bir bataklığın içine sürüklenmiş vaziyette. Bu bataklıktan Türkiye'yi kadınlar kurtaracak, buna güveniyorum.
Size küçük bir bilgi vermek isterim, sizler genelde Genel Kurul'u görürsünüz,ama ondan önce komisyonlar vardır. Dolayısıyla kanun teklifleri ve tasarıları bu komisyonlara gelir ondan sonra Genel Kurul'a gelir. Bu önerge bir gece yarısı önerge bir teklife eklenmiştir. Ben bildiğimi yaparım anlayışıyla verilmiştir. Yani komisyonlarda görüşülmemiştir, parlamentoda siyasi partilerin görüşleri sorulmamıştır. Önerge, CHP'nin girişimleri sonucu yeterli çoğunluğu bulamadığı için bugüne sarkmıştır. Kadınlar gücünü göstermiştir, ne kadar güçlü olduklarını ortaya koymuşlardır, ve iktidardaki bir siyasal parti bu teklifi geri çekmek zorunda kalmıştır. Şu çok önemli; bugüne kadar ne kadar ciddi sorunlar çıkmışsa, bu sorunların temelinde gece yarısı verilen önergeler yatmaktadır.. Gece yarısı önergelerine biz karşı çıkıyoruz, bütün siyasi partilerin de ortaya çıkması lazım. İnsan gibi görüşüp tartışmak, uzlaşmak varken, ülkenin sorunlarını çözmek varken yeni sorunlar üreten önergeleri kabul ettirmemeliyiz. Kabul ettirmediniz, size yürekten şükranlarımı sunuyorum. Bakınız Prof. Adem Sözüer "Bu önerge kanunlaşırsa 10 kişi, 15 yaşından küçük kıza cinsel istismarda bulunup biriyle evlendirilirse hepsi affedilir" diyor. Böyle bir şeyi kabul edemeyiz. Bu arada, özellikle AKP için oy toplayan kadın kardeşlerime seslenmek istiyorum; yıllarınızı verdiniz, emekler verdiniz. Sizin yaptığınız çalışmaların değerini bilmediler. Sizin kız çocuklarınızın değerini bilmediler Tecavüzcülere af getiriyorlar, şimdi artık o çatının ayrılmak zorundasınız. Ayrılın ve gelin!
''ONLARIN KULAĞINA KÜPE OLSUN''
Adalet Bakanı şu açıklamayı yapıyor; tamamen ailelerin ve küçüğün rızasıyla yapılmış işler diyor. Küçük bir çocuğun rızasından nasıl söz edersiniz. Adı üstünde çocuk, elma şekeriyle mi kandıracaksınız evlenmesi için. O yüzden size tekrar tekrar yürekten teşekkür ediyorum kadın kardeşlerim. Bazıları da bunu dini referans vererek bir anlamda kabul edilebilir noktaya getirmek istediler. Kadın kardeşlerimi şunu söylemek isterim; Mehmet Keskin şunu söylüyor; Evlenebilmek için reşit olmak zorunluluğunun olduğunu belirten Keskin, İslam Alemlerinde bunun en az 18, kızların da 17 yaşını doldurduğu zaman reşit olduğunu kabul eder. Bu yaştan küçükler çocuk sayılırlar. Çocukların evlendirilmeleri toplumu vahim sonuçlara sürükleyecektir. Evet, onların da kulağına küpe olsun. Türkiye'nin derdine bakın, onların derdine bakın.
“ONLAR BİR TECAVÜZCÜYÜ NASIL HAPİSTEN KURTARABİLİRİZ, ONUN PEŞİNDELER”
Şu soruyu ben merak ediyorum; bu önerge kimin için verildi. Kimin hapisten çıkması, yurt dışında ise Türkiye'ye rahat gelmesi için verildi. Bunun yanıtını arkadaşlarımız soracaklar. Hem komisyonda hem genel kurulda. Siz de sokaklarda sorun, gördüğünüz her AKP'liye sorun. Bakınız Türkiye'nin derdine bakınız bunların derdine bakınız. Dolar almış başını gidiyor, yatırım yapmıyor iş adamı, "Önümü göremiyorum" diyor. Doların bir kuruş değer kazanmasının maliyeti, 2 milyar 100 milyon dolar. Dolar değer kazanıp Türk Lirası değer kaybederken hep beraber kaybediyoruz. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Esnafın siftah yapması için ekonomiyi güçlendirmemiz gerekiyor, onlar bunu değil, onlar "Bir tecavüzcüyü nasıl hapisten kurtarırız"ın derdindeler.
“ŞEHİTLER ARASINDA AYRIM YAPMIŞLARDI, ŞİMDİ BU AYRIMI DERİNLEŞTİRİYORLAR”
Sevgili anneler; Türkiye'nin çok sorunları olduğunu söyledim, siyaset kurumunun bunları çözmesi gerekiyor ama AKP'nin sorun çözme kapasitesi yoktur, bunu kaybetmiştir. Bugün KHK yayınlandı, şehitler arasında ayrım yapmışlardı, şimdi bunu derinleştirmişlerdir. 15 Temmuz şehitlerinin kardeşleri, çocukları arzu ederlerse askerlik yapmayacaklar. Açık ve net söylüyorum; Binali Yıldırım da duysun, bakanlar da Saray'daki zat da duysun. Bu düzenlemeyi yapan, şehitler arasında ayrım yapan insanlar haindirler.
Şehitler arasında ayrım yapılır mı, evladını askere göndermiş, bu ülkenin güzelliği, bağımsızlığı için. Şehit veren annenin gözyaşları arasına farklılık getirilir mi? Bütün şehit yakınlarına sesleniyorum; AKP'yi, adaleti ve kalkınmayı unutan partiyi şimdi hepiniz yakından tanıyorsunuz. Ayrımcılık yapıyor, bölücülük yapıyor. Bu partiden ülkeye, kadınlara, çocuklara, esnafa, sanayiciye hayır gelmez. Ben son olarak şu mesajı vermek istiyorum; kimse umutsuzluğa kapılmasın, kimsenin umutsuzluğa kapılmaya hakkı da yetkisi de yoktur. Bu ülkenin kadınları ve anneleri vardır. Herkes bunu bilmelidir.
Şimdi, rejimi değiştirmeye kalkıyorlar. Parlamenter demokratik sistemden, halkın seçtiği vekillerden, yargının bağımsızlığından, medyanın özgürlüğünden, üniversitelerin özerkliğinden hoşlanmıyorlar. Diyorlar ki; bütün yetkiyi bir kişiye verelim, kurtulalım. Bunu arzu ediyor musunuz? Bu ülkenin bütün kadınlarına sesleniyorum. Çocuklarınız güzel bir ülkede yaşasın istiyorsanız demokratik parlamenter sisteme hep birlikte sahip çıkacağız. Hapisteki gazetecilere hep birlikte sahip çıkacağız. "Efendim rejimi değiştirmiyoruz, 1923'te kaldı o" diyorlar. Sanıyorlar ki çocuk kandıracaklar. Sizi kandırdıklarını biliyoruz. PKK, IŞİD kandırdı. Onlar sürekli kandırıldılar, bizi de kandıracaklarını sanıyorlar. Biz kandırılmayız. Binali Yıldırım'a açık ve net çağrıda bulunuyorum; başbakansan koltuğuna sahip çık. Başbakansan başbakanlığa sahip çık. 100 binin üstünde kamu görevlisi, ya işine son verildi veya açığa alındı. İçlerinde bir tane siyasetçi var mı? Nerede bu işin siyasi sorumlusu? FETÖ ile aynı yatakta yatanlar nerede şimdi? Paralel gidenler nerelerdeler şimdi? Hesabını soracağız. Hesabını soracağız, siyasi ayağını çıkarmak için hesabını soracağız. Sormazsak namerdim.