CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şunu açık ve net ifade edeyim, bütün samimiyetimle söylüyorum, devletin bütün baskısına rağmen, iktidarın bütün baskısına rağmen, valilerin, kaymakamların bütün baskılarına rağmen 'Hayır' çıkacak. Gayet açık. Nedeni şu, ben herkesin sağduyusuna hitap ediyorum. 80 milyon bir kişiye teslim edilemez. 80 milyonun iradesini bir kişiye teslim eden bir Anayasal düzen olamaz" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNN Türk ve Kanal D'nin ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. İki yaşama dönemi öncesinde Anayasanın 60 maddesinin değiştirilmesi için dört siyasi partinin mutabık kaldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Çok sıradan bir olay değildir. 60 madde üzerinde 4 siyasi partinin görüş birliği sağlaması önemli bir şey ama bu gerçekleşmedi yani yasalaşma sürecini yakalayamadı. Keşke yakalayabilseydi, keşke görüşebilseydik. Uzlaşma kültürü parlamentoda var aslında. Rahmetli Ecevit döneminde de Anayasanın yanlış hatırlamıyorsam 35 maddesi değişti ve toplumun çoğu zaman haberi bile olmadı 4 siyasi parti uzlaştılar ve oybirliğiyle parlamentodan geçirdiler. Bunlar bizim uzlaşma kültürümüzün olduğunu gösteriyor. Eğer Anayasayı siz bir partinin mutfağında hazırlarsanız sorun çıkıyor. Partinin mutfağında değil de uzlaşma komisyonunda hazırlarsanız sorun çıkmamış oluyor" şeklinde konuştu.
-"'EVET' KAMPANYASINI DEVLET YÖNETİYOR"-
Referandum yarışının eşit koşullarda yürütülmediğine dikkat çeken CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Bir sefer 'Evet' kampanyasını bir devlet yönetiyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Valiler, Kaymakamlar, devletin araçları, otobüsleri, uçakları, forsu, parası, televizyonlarıyla yürüyen bir 'Evet' kampanyası var. Öbür taraftan bu değişikliklerin toplum için hangi riskleri oluşturduğunu anlatmaya çalışan devletin parasını, arabasını, forsunu, televizyonunu kullanmayan bir grup daha var. Gerçekten de bütün amaç bayrak üzerine, vatan sevgisi üzerine inşa edilmiş. Kişisel çıkar değil seksen milyonu düşünen, bir grubu değil herkesi düşünen bir kampanya yürütüyoruz" açıklamasında bulundu.
-"ASKERLİK YAPMAYANA KIZ VERMEZLER"-
18 yaş düzenlemesine temel itirazlarının askerlik muafiyeti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bir başkasını çocuğu askere gidecek ama 18 yaşında milletvekili olana ömür boyu askerlikten istisna getirilecek. Milletvekilliği elbette değerli bir görev. 80 milyonu bir anlamda temsil ediyor o parlamentonun üyeleri. Ama askerlik de en az milletvekilliği kadar değerli ve onurlu bir görevdir. Hatta bizim geleneğimizde vardır askerlik yapmayana kız vermezler. Askerliği bizim halkımız olgunlaşma süreci olarak görür. Erkeğin olgunlaşma sürecidir. Daha sağlıklı düşünme süreci olarak görür. Askerlik görevini kutsal bir görev olarak kabul ederiz. Kağıt toplayıcısının, simitçinin, manavın çocuğu El-Bab'a gidecek, eksi 35-40 derecede PKK ile mücadele edecek, bazılarının çocukları hem milletvekili olacak hem hiç askere gitmeyecek. Bu eşitsiz ve adaletsiz, vicdanı sızlatan bir tablo" diye konuştu.
-"ONUN DEMOKRASİ ANLAYIŞINI SORGULAMAK ZORUNDAYIM"-
15 yıldır istenip de çıkarılamayan bir kanun, kararname olmadığına işaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, "15 yıldır iktidarda olup, eğer parlamentonun yetkilerini yürütme organına verelim, tek adama verelim diye bir çabanın içindeyseniz, parlamentoyu ayak bağı olarak görüyorsanız, ben onun demokrasi anlayışını sorgulamak zorundayım. Milletin seçtiği milletvekillerini, parlamentoyu bir kişi ayak bağı olarak nasıl görebilir?" dedi.
-"KİŞİLER KONTROL EDİLİYOR"-
AK Partili milletvekillerinin Meclis'teki Anayasa oylamalarında gizli oy esasına uymadıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Kullanacağı oyun rengini açıklıyor neden? Eğer yasa yapan bir organın mensubu, üyesi, çıkardığı yasaya uymuyorsa ona nasıl hatırlayacaksınız? Meclis Başkanı uyarıyor, kendi partisinden bir başkan uyarıyor, yapmayın diyor. Olduğu takdirde bu geçersiz sayılır diyor ve her oturumda bu metni okuyor fakat kişiler buna uymuyor, kişiler kontrol ediliyor. Bunu eğer göz ardı ederseniz, parlamentonun saygınlığına gölge düşürürsünüz. Milletvekilinin iradesi bir başka milletvekili tarafından kontrol edilir mi?" değerlendirmesinde bulundu.
-"BÜTÜN BASKILARINA RAĞMEN 'HAYIR' ÇIKACAK"-
Referandum sonucunun ne olacağına dair tahmini sorulan Kılıçdaroğlu, "Şunu açık ve net ifade edeyim, bütün samimiyetimle söylüyorum, devletin bütün baskısına rağmen, iktidarın bütün baskısına rağmen, valilerin, kaymakamların bütün baskılarına rağmen 'Hayır' çıkacak. Gayet açık. Nedeni şu, ben herkesin sağduyusuna hitap ediyorum. 80 milyon bir kişiye teslim edilemez. 80 milyonun iradesini bir kişiye teslim eden bir Anayasal düzen olamaz. Bu Türkiye'yi kaosa, kargaşaya götürür. Türkiye'yi çift başlılığa götürür. Çift başlı yönetimlerin oluşmasına yol açar bu ciddi bir sorundur. Bir kişiye Türkiye Cumhuriyeti emanet edilemez. Osmanlı bile padişaha emanet edilmemiştir tek başına" ifadelerini kullandı.
-"SİVAS KONGRESİ'NDE TEK ADAM MI VARDI?"-
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün tek adam olduğu yönündeki eleştirilere Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy'un "Atatürk tek adamlığı aklından geçirmemişti" açıklamasını anımsatarak, "Erzurum Kongresi'nde tek adam mı vardı? Hayır, kongre vardı. Sivas Kongresi'nde tek adam mı vardı? Hayır. 23 Nisan 1920'de tek adam mı vardı? Hayır. Milli Kurtuluş Savaşı'nı tek başına Atatürk mü yönetti? Hayır. Milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten TBMM'dir. O nedenle 'Gazi' unvanını almıştır. Komutanlık yetkisini belli sürelerle vermiştir Atatürk'e. Tek adam olsaydı TBMM niye toplansın? Diktatörlüğünü ilan ederdi, 'Ne Meclis'i? Meclis'i kapatıyorum' derdi. Olmadı asla böyle bir şey" cevabını verdi.
-"MAKARA TERSİNE SARILIYOR"-
"Tek adam bizim tarihimizde olmamıştır" diyen Kılıçdaroğlu, tek adamlığın Esad'ın Suriye'sinde, Saddam'ın Irak'ında Kaddafi'nin Libya'sında, Çavuşesku'nun Romanya'sında olduğunu vurgulayarak, "Bizim demokrasimiz Suriye'den, Irak'tan, Libya'dan, Suudi Arabistan'dan, İran'dan, Katar'dan daha ileride. Yapılacak değişiklikle makara tersine sarılıyor. Türkiye onlara benziyor" dedi.
-"HAKEM BİR KULÜBÜN ÜYESİYSE O MAÇ TARAFSIZ OLUR MU?"-
Anayasa değişikliği ile öngörülen başkana çok fazla yetki verileceğini kaydeden CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı, bu Anayasa değişikliği geçerse devletin bütün üst düzey kadrolarını, valisi, kaymakamı, müsteşarları, ordu komutanları, müftüsü, il müdürleri, emniyet müdürleri, defterdarlar, daire başkanları, bunların tamamını bir kararnameyle değiştirme hakkına sahip" değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu, yargı bağımsızlığı hakkında, "Hakimi başkan tayin edecek, nasıl bağımsız olabilir? İki takım düşünün maç yapıyorlar. Hakemin tarafsız olması lazım değil mi? Hakem bir kulübün üyesiyse, antrenörlüğünü yapıyorsa o maç tarafsız olur mu? Benim tayin ettiğim bir mahkemede bir başka vatandaşın başka bir partinin davası görüşülürse o vatandaş o mahkemeye inanamaz. Doğru karar verse bile. Söylediğimiz budur. Bir siyasi partinin genel başkanı bir mahkemeye hakim tayin ederse orada adalet olmaz" diye konuştu.
-"SORUN BİR DEMOKRASİ SORUNUDUR"-
"Suriye Anayasasını kopyalıyoruz, kendi ülkemize getiriyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Suriye gibi olmak istemiyorsan Suriye Anayasasını reddet diyorum. Madde madde okuyorum, bunlar TBMM kürsüsünde de okundu. Esad'dan şikayet ediyorsan Esad'ın Anayasasını neden, hangi gerekçeyle getiriyorsun kendi ülkene? Yazık, günah değil mi o ülkeye? Bu ülke neden Suriye gibi olsun? 'Cumhurbaşkanı sebepleri açıklayan bir kararla halk meclisini feshedebilir' geliyorum bizimkine, Cumhurbaşkanı hiçbir sebep göstermeden seçim kararı alıp, TBMM'yi feshedebilir. Suriye Anayasasında bir adım daha ötede. Sorun şu, bir kişinin 80 milyonun seçtiği getirdiği parlamentoyu kendi iradesiyle ve hiçbir gerekçe göstermeden feshedip etmemesidir. Sorun bir demokrasi sorunudur. Bu hak ancak ve ancak bizim bugün yürürlükte olan Anayasaya göre seçimden sonra 45 gün içinde hükümet kurulamazsa Sayın Cumhurbaşkanı TBMM Başkanının görüşünü alarak olurunu alarak Meclis'i feshedip erken seçime gidebiliyor. Şimdi ne görüşünü istiyor ne de başka bir şey istiyor. Ben bir sabah kalktım, Meclis'i feshediyorum, buyurun beyler hep beraber erken seçime gidelim. Doğru değil bu. Esad'ın anayasası biraz daha iyi çünkü gerekçeleri halka anlatmak zorunda. Bizimkinde yeni gelecek olanda hiçbir gerekçe göstermiyor. Esad'ın anayasasından daha geride."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un, "Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor" ifadelerini, "Bunu bir bu süreci savunan ve vatandaşlara neden 'Evet' oyu vermesi gerektiğini söyleyen ve televizyonlardan eksik olmayan bir kişi söylüyor, 'Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor' bu devlet halkın, milletin devleti değil mi? TBMM milletin meclisi değil mi? bu Bakanlar milletin Bakanı değil mi? Bu Cumhurbaşkanı milletin Cumhurbaşkanı değil mi? Kim yeni devlet kuruyor? Neden?" şeklinde eleştirdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNN Türk ve Kanal D'nin ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Referandumdan "Evet" çıkması halinde Türkiye'nin sonu belli olmayan bir kaosun içine gireceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Adalet kavramı olmayacak. Bir partinin Genel Başkanı hakim tayin ettikten sonra o mahkemede duruşmalar nasıl görülecek. Bana bir Allah'ın kulu çıkıp bunu anlatsın. Benim tayin ettiğim hakim, benim rakibim olanın davasına bakacak. Bu adalet midir? Özellikle mütedeyyin vatandaşlarıma seslenmek istiyorum, sizin inancınıza, kimliğinize yaşam tarzınıza sonsuz saygı duyuyorum, ama siz de çok iyi biliyorsunuz ki kul hakkı yemek bizim inancımızda en büyük günahtır. Kul hakkı yiyenlerden ben hesap soramayacağım, kul hakkı yiyenler için bir gensoru dahi veremeyeceğim bu anayasa değişikliğine göre reddediliyor. Sözlü soru sorabilirsiniz 'Niye bunu yaptın' diye. O da yasak, onu da kaldırıyorlar. Bir milletvekili kürsüye çıkıp bir Bakana sözlü soru dahi soramayacak. Kaldırıyorlar."
-"BİR ULUSUN KADERİNİ MAHKEMELER BELİRLEMEZ"-
Referandumdan "Evet" çıkması halinde nasıl bir değerlendirme yapacağı yönündeki soruya yanıt veren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Karar Türkiye'nin kararı. Bir siyasi seçim değil, bir kişi, parti seçilmiyor. Türkiye kendi kaderini kendisi belirleyecek. Biz neden Anayasa mahkemesine gitmedik diye bazen bize soru sorulur. Biz de onlara şunu söyleriz, bir ulusun kaderini mahkemeler belirlemez, o halkın kendisi belirler. Demokrasiden vaz mı geçeceğiz? Tek adam rejimi mi istiyoruz? Yoksa demokratik bir parlamenter sistem mi istiyoruz kararı halk verecek.
-"'EVET' VEYA 'HAYIR'I DİLLENDİRMEKTEN KORKAN MİLYONLARCA İNSANIMIZ VAR"-
"Evet" çıkarsa medya özgürlüğü denen bir şey kalmaz. Zaten şu anda bile tartışmalı medya özgürlüğü. Şu anda bile pek çok sorun yaşıyoruz medyada. Anayasa değişikliği olur, gündeme geldi hukuk fakülteleri konuşamıyor, işçi sendikaları, işveren sendikaları, sivil toplum örgütleri konuşamıyor. 'Evet' veya 'Hayır'ı dahi dillendirmekten korkan milyonlarca insanımız var.
-"BİR İNSAN HALKINA NASIL YALAN SÖYLER?"-
Gazetelerde 'Hayır' ilanları yok. Arka sayfalar, iç sayfalar tamamen bloke edilmiş 'Evet' oyu için. O kadar komik şeyler var ki, 'Evet' ilanlarına bakıyorsunuz, sanki biz Anayasa değişikliğini falan hiç görüşmüyoruz. Şu yolu, şu köprüyü yaptık. Görünce gerçekten ben de şaşırdım, biz elektrikli otomobili üretmişiz ve dünyaya elektrikli otomobil satıyoruz, daha yok ortada böyle bir şey. Bir insan halkına nasıl yalan söyler? Bir parti halkına nasıl yalan söyler? Şu otomobil markasının bir ismini verseler, hangi ülkeye ihraç ettiler bir görsek bari. Bu kadar yalan üzerine bir referandum inşa edilebilir mi?"
-"BİR KİŞİ OHAL'E KARAR VERECEK"-
OHAL'den yararlanılarak bir düzenleme yapıldığını anımsatan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Özel televizyonlar 'Evet' ve 'Hayır' kampanyalarına eşit zaman ayırmayacaklar, eşitsiz koşullarda gideceğiz. Bunun için 'Evet' deyin bari, çıkın bari bunun için deyin. Bugün OHAL var Türkiye'de Milli Güvenlik Kurulu, Bakanlar Kurulu var mı? Var. Ne Milli Güvenlik Kurulu, ne Bakanlar Kurulu olmayacak. Bir kişi OHAL'e karar verecek. Bir kişi devletin milli güvenlik politikalarını belirleyecek. Türkiye böyle bir anlayışa teslim edilemez. Devlette birisi hata yaptığı zaman fatura seksen milyona çıkacak" açıklamasında bulundu.
-"YENİ BİR DEVLET Mİ İNŞA EDECEĞİZ?"-
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un, "Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor" paylaşımına sert bir tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Bizim bir devletimiz yok, biz yeni bir devlet mi kuracağız? Türkiye Cumhuriyeti devletini siliyoruz, yeni bir devlet mi inşa edeceğiz?
Devlet kurmak başka bir şeydir, rejim farklı bir şeydir, sistem daha farklı bir şeydir. Bunu bir bu süreci savunan ve vatandaşlara neden 'Evet' oyu vermesi gerektiğini söyleyen ve televizyonlardan eksik olmayan bir kişi söylüyor, 'Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor' bu devlet halkın, milletin devleti değil mi? TBMM milletin meclisi değil mi? bu Bakanlar milletin Bakanı değil mi? Bu Cumhurbaşkanı milletin Cumhurbaşkanı değil mi? Kim yeni devlet kuruyor? Neden?" değerlendirmesinde bulundu.
-"PARTİDEN OLMAYAN VATANDAŞ İKİNCİ SINIF OLUR"-
Bakanların, genel müdürlerin, müsteşarların partili olması halinde Komünist rejimlerde olduğu gibi devletin yapısının da partili olacağını belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Partili olmayanın söz hakkı olmayacak. Böyle bir rejim getirilmek istemiyor. Üstünlerin hukuku yeniden inşa ediliyor. Parti devleti kurduğunuz zaman ne olur? O partiden olmayan vatandaş ikinci sınıf vatandaş olur. Eşit vatandaşlık ortadan kalkmış olur. Demokrasinin içini boşaltırsanız hangi demokratik devletten söz edeceksiniz? Seksen milyonun kaderini bir kişiye bağladıktan sonra hangi demokratik devletten söz edeceksiniz? Bir partinin Genel Başkanı mahkemelere hakim tayin ettikten sonra hangi adaletten söz edeceksiniz?" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Açık konuşalım, yüzde on seçim barajını Kürtler için getirmişlerdir. Türkiye artık bunları aşmak zorundadır. Kürt vatandaşlarımız da bizim vatandaşımız değil midir? Onlar da Meclis'e gelip konuşsalar ne olur?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un bir parti içi disiplin sürecine tabi tutulup tutulmayacağı hakkındaki soruya, "Arkadaşlarımız değerlendiriyor. Parti tüzüğüne göre karar bir kişiye ait değildir. Milletvekili olduğu için karar Parti Meclisi'ne aittir. Benim düşüncemi beyan etmem Parti Meclisi'nin iradesine müdahale olur ve doğru olmaz" şeklinde yanıt verdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNN Türk ve Kanal D'nin ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Yüzde on seçim barajının darbeciler tarafından getirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Kanun teklifi verdik. Gelin yüzde on seçim barajını değiştirelim. Doğrusu şudur, yüzde bir oy alan partinin Genel Başkanı Meclis'e gelmeli, konuşmalıdır. Madem milli irade diyoruz, yüzde birin iradesini dahi bu TBMM temsil etmelidir. Açık konuşalım yüzde on seçim barajını Kürtler için getirmişlerdir. Türkiye artık bunları aşmak zorundadır. Kürt vatandaşlarımız da bizim vatandaşımız değil midir? Onlar da Meclis'e gelip konuşsalar ne olur?" değerlendirmesinde bulundu.
-"HDP İYİ BİR SINAV VERMEDİ"-
Kılıçdaroğlu HDP'yi, "Bütün siyasi partiler, kim olursa olsun, teröre karşı çok açık, çok net bir tavır takınmaları lazım. HDP iyi bir sınav vermedi. Terörle arasına çok açık, çok net mesafe koymak zorundadır. Siz demokrasiyi savunuyorsanız, teröre karşı çıkmak zorundasınız. Bundan en ufak bir endişemiz yok. İşin kuralı budur. Terör bir insanlık suçu mu? Evet. Hangi görüşten, inançtan, kimlikten olursak olalım, beraber, birlikte yaşayacağız. O zaman birlikte teröre karşı çıkacağız. Birlikte terörle mücadele edeceğiz" ifadeleriyle eleştirdi.
-"ARKADAŞLARIMIZ DEĞERLENDİRİYOR"-
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un bir parti içi disiplin sürecine tabi tutulup tutulmayacağı hakkındaki soruyu, "Arkadaşlarımız değerlendiriyor. Parti tüzüğüne göre karar bir kişiye ait değildir. Milletvekili olduğu için karar Parti Meclisi'ne aittir. Benim düşüncemi beyan etmem Parti Meclisi'nin iradesine müdahale olur ve doğru olmaz" şeklinde yanıtladı.
-"OYUNUZUN RENGİ NE OLURSA OLSUN MUTLAKA SANDIĞA GİDİN"-
Son günlerde psikolojik operasyon yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "İşte 'Evet' oyları çok önde, aman ha dolayısıyla 'Hayır'cıların sandığa gitmesine gerek yok. Oy kullansan da kullanmasan da 'Evet' çıkacak diye bir psikolojik atmosfer yaratmaya çalışıyorlar. Ben bunu 15 gün önce dillendirmiştim. Son bir haftada bu taktik izlenecektir diye. Medya üzerinden, televizyonlar, gazeteler üzerinden, söylemler üzerinden böyle bir operasyon yapılacaktır. Buradan bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, görüşünüz ne olursa olsun oyunuzun rengi ne olursa olsun mutlaka sandığa gidin. Çocuklarınıza hesap vereceksiniz" diye konuştu.
-"BUNUN GETİRİLMEYECEĞİNİ HERKES BİLİYOR"-
Kılıçdaroğlu, idam tartışmalarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Yine halkı kandırıyorlar. Devlet Bey ne diyordu? 'İdamı istiyoruz' Sayın Erdoğan ne diyordu? 'İdamı istiyoruz' sokaktaki vatandaş mitingde, şurada burada 'İdam idam' diye bağırıyorlardı. Niye koymadılar buraya idamı? Milleti kandırıyorlar. İdam kaldırıldı zaten. Bunun getirilmeyeceğini herkes biliyor. Ama bizim siyasetin bir kültürü var vatandaşa yalan söylemek. Yoksa bunu içine niye koymuyorlar? 19. Madde olarak koyarlardı. Çıkar meydanlara derlerdi ki 'İdam için biz oy istiyoruz sizden' söyleselerdi koysalardı."
-"CEZA KANUNLARI GERİYE YÜRÜMÜYOR"-
Kılıçdaroğlu, idam için referandum yapılması halinde tavırlarının ne olacağının sorulması üzerine, "Bir gelsin bakalım önce. Doğmamış çocuğa don biçilir mi? Bu nedir? Niçin getiriyorlar? Bunun bir gerekçesini görmek zorundayız. Diyorlar ki 'Efendim bunu getirirsek FETÖ'cüleri idam edeceğiz' edemezsiniz ki. Ceza kanunları geriye yürümüyor. O zaman millete niye doğruları söylemiyorsunuz? Milletin duygularıyla niye oynuyorsunuz? Yazık günahtır" diye konuştu.
-"BİR GÜN GELİR BİRİSİ YAPAR"-
"Tek adam rejimine geçtikten sonra hiç kimsenin cam ve mal güvenliği kalmayacak" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir kişi çıkacak bir gün diyecek ki, 'Gaziantep'te OHAL ilan ediyorum' 15 tane fabrikaya el koyuyorum diyecek bitti bir kararnameyle. Diyeceksiniz ki bu olur mu? Niye bu yetkiyi veriyorsunuz? Bir gün gelir birisi yapar. Birisi gelir yapar" açıklamasında bulundu.
-"BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TÜRKİYE'NİN BEKA SORUNUDUR"-
Bahçeli'nin hangi gerekçeyle Anayasa değişikliğine "Evet" dediğini anlamadığını söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Bu Anayasa değişikliği Türkiye'nin beka sorunudur. Bir insanı ikna ederseniz, kandırırsanız veya satın alırsanız, 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti devletini birisine teslim edebilirsiniz. En geç 24 saat içinde" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yüreğiniz, cesaretiniz varsa, 15 Temmuz gününü, 14 Temmuz gününü ve bugünü oturup tartışırız. Yürekleri varsa, cesaretleri varsa, -bana iftira attıkları için özür dileyerek söylüyorum- namuslarına saygıları varsa gelirler benim önümde yiğitçe, erkekçe tartışırlar. Ben de tartışırım. Ben de elimdeki bütün bilgileri, belgeleri getiririm, onlar da getirsinler" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNN Türk ve Kanal D'nin ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz gecesi yaşananlar hakkında şunları kaydetti:
"Hayati Yazıcı'yla yan yanaydım uçakta. Darbe olduğunu Okan Bey geldi söyleyince önce inanamadım. 'Biz darbeye karşıyız, ne darbesi' dedim ilk tepkim bu oldu. İndim uçaktan, sonra aprona geldik. Uçağın Yeşilköy'den gelmesi ve bizim alınıp VIP'den bekleme salonuna gelişimiz bir zaman aldı. Geldik oraya duyunca hemen Ankara'ya dönmek istedim, sordum. Dediler ki, 'Uçaklar kalkmıyor' acaba Sabiha Gökçen'den gidebilir miyiz diye sorduk, 'Hem köprü kapalı hem Sabiha Gökçen'den de uçmuyor' dediler. O zaman ne yapalım bir yere gideceğiz havaalanında kalacak halimiz yok, bir yere gideceğiz. Otellere de gidemiyoruz dediler, Bakırköy Belediye Başkanı da 'Bize gidelim' dedi. Gittik Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine. Nereye kaçacağız? Gittik oraya, televizyona baktık nedir ne değildir diye. Hemen bir metin hazırladık, bu arada Sayın Başbakan'ı aradım ama ulaşamadım. Bir metin hazırladık onu geçtik, darbeye karşı olduğumuzu söyledik. Bunlar gazetelerin internet sayfalarında da var, havuz medyasının internet sayfalarında da var. Şimdi ben havaalanından gelirken işte Sabah Gazetesi, onların kendi havuz medyasının televizyonları benim kaçtığımı söylüyor. Nereye kaçtım ki ben?"
-"TAVRIMIZI NET KOYDUK BUNU RECEP TAYYİP ERDOĞAN DA BİLİYOR"-
15 Temmuz'da sürecin gidişatına göre pozisyon almadığını söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Yazılı olmanın dışında sözlü olarak televizyon ekranlarına bağlanıp bu konudaki tavrımızı gayet net koyduk. Bunu Binali Bey, Recep Tayyip Erdoğan da biliyor. Sayın Cumhurbaşkanı aradı, bana teşekkürlerini ifade etti. O gece ben daha havaalanındayken Genel Başkan Yardımcısı arkadaşlarıma telefon ettim, 'Derhal Meclis'e gidin' Grup Başkanvekillerine telefon ettim, 'Derhal Meclis'e gidin, Genel Kurul'u açın' ilk oraya giden milletvekilleri CHP'nin milletvekilleridir. Genel Kurul'da sabaha kadar bombalar altında görev yaptılar" şeklinde konuştu.
-"MÜFTERİ DESEM HAFİF KAÇAR YALANCI DESEM HAFİF KAÇAR"-
15 Temmuz'da bir telefon görüşmesi yaptığı öne sürülen Kılıçdaroğlu, bu iddialar karşısında şöyle konuştu:
"Bir dakika dahi ya da bir saniye ya da yarım saniye konuştuğumu ispat etsinler emin olun bütün siyaseti bırakacağım. Ama onlar bunu ispat edemezlerse ne diyeceğiz? Benim konuştuğumu söylüyorlar, 12 dakika-5 dakika. Ben o dakikalardan vazgeçtim diyorum. Bir saniye, FETÖ örgütünden herhangi birisiyle, bakın öyle a,b falan işte onu da demiyorum, herhangi birisiyle bir saniye görüştüğümü söylesinler, bu kadar ben kendime güveniyorum. Bunu söyleyenlere benim ne söylemem lazım ispat edemezlerse? Müfteri desem hafif kaçar, yalancı desem hafif kaçar. Çünkü neden? Bu insanlar devleti yönetiyorlar. Bütün veriler elinizde. Benim telefonlarımı sabah, günün 24 saati zaten dinliyorsunuz. Ben biliyorum zaten dinleniyorum. Yeni mi? eskiden de dinliyorlardı zaten
-"MAİL ADRESLERİMİ DE TAKİP EDİYORLAR"-
Ne dedi Adalet Bakanı, 'Kılıçdaroğlu'na mail gelmiş' diye. Demek ki benim mail adreslerimi de takip ediyorlar. Hatta arzu ediyorsa Sayın Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na, Adalet Bakanı'na, İçişleri Bakanı'na mail şifremi verebilirim. Telefon numaramı da zaten biliyorlar. Benim ülkemi sevmekten başka hiçbir kusurum yok. Ülkemi, bütün insanları seviyorum. Ben yüreğinde insan sevgisi olan, demokrasiye bağlı bir kişiyim. Halkın oyuyla gelen bir kişinin meşruiyetini hiçbir zaman tartışmam.
-"HODRİ MEYDAN DİYORUM"-
Anayasa görüşmelerini başka bir alana çekmek istiyorlar. Ben şunu söylemek istiyorum, gayet açık ve gayet net. Nasıl Anayasa görüşmelerinde, tartışmalarında onlara gelin tartışalım diyorsam, 15 Temmuz ve sonrasını da kendilerine açık ve net hodri meydan diyorum. Yüreğiniz, cesaretiniz varsa, 15 Temmuz gününü, 14 Temmuz gününü ve bugünü oturup tartışırız. Yürekleri varsa, cesaretleri varsa, -bana iftira attıkları için özür dileyerek söylüyorum- namuslarına saygıları varsa gelirler benim önümde yiğitçe, erkekçe tartışırlar. Ben de tartışırım. Ben de elimdeki bütün bilgileri, belgeleri getiririm, onlar da getirsinler."
ANKA