Ergenekon davası sanığı Tuncer Kılınç, disiplinsizlik suçundan atılmalara ilişkin Aralık 2002 YAŞ kararına dönemin başbakanı Abdullah Gül ile Milli Savunma Bakanı Gönül'ün şerh koymalarını AK Parti'nin TSK'ya karşı ilk meydan okuması olarak değerlendirdi. Görevi nedeniyle muhatap olduğu gazetecilerle güvenlik gibi konularda bilgi alışverişi yaptığını belirten Kılınç, hiçbir gazeteciye gizli bilgi ve belge vermediğini öne söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Ergenekon davasında sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasına devam ediliyor. Terör Örgütü üyesi olmak ve devlete ait gizli belge bulundurmakla suçlanan tutuksuz sanık eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç da davanın öğleden sonraki oturumunda savunmasını yaptı.
Görevi nedeniyle birçok gazeteci tarafından arandığını belirten Kılınç, "Son görevim olan MGK Genel Sakreterliği görevimdi beni en çok arayanlar arasında Nuray Başaran, Mahmut Bulut, Kemal Yurteri, Metehan Delir, Saygı Öztürk ve Mustafa Balbay'ı sayabilirim. Her biri ile olan görüşmelerim tamamen onlardan gelen istek üzerine olmuştur. Görüşmelerimin hiçbiri bir haber alışverişi kapsamında değildir. Başta güvenlik konuları olmak üzere fikir alışverişi kapsamındadır. Hiçbir dönemde hiçbir gazeteciye gizlilik dereceli bir bilgi vermedim. Ancak bazı konularda gizlilik taşımayan yorumlarım olmuş olabilir." diye konuştu.
'KENDİ İPİMİ ÇEKERDİM'
Kılınç, dava sanıklarından Ergün Poyraz ve Mustafa Balbay’a gizli belge verdiği yönündeki iddiaların da doğru olmadığını öne sürdü. Gizli belge verdiği iddiasının hayal ürünü olduğunu belirterek, “Sizlere bu iftira niteliğindeki savların somut bir kanıtla ortaya koyabileceklerine dair bir kuşkum olsa şimdiye kadar çoktan kendi ipimi kendim çekerdim. Dava konusu örgütün varlığına inanmıyorum” dedi.
TSK'nın halk indinde itibarsızlaştırmaya ve pasifize edilmeye çalışıldığını öne süren Kılınç, "Bu tutumla silahlı kuvvetlerimiz komuta zafiyetine düşürülmüştür." şeklinde konuştu.
'BAŞBAKAN'IN 2002 YAŞ ŞERHİ TSK'YA İLK MEYDAN OKUMALARIDIR'
Kılınç, AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından Aralık 2002 tarihinde yapılan ilk Yüksek Askeri Şura toplantısında disiplinsizlik nedeniyle ordudan atılan askerler için Başbakan (Abdullah Gül) ve Milli Savunma Bakanı’nın (Vecdi Gönül) şerh koyduğunu hatırlattı. Mustafa Balbay'ın bu bilgiyi bir yerden öğrenip teyit ettirmek için kendisini aradığını belirten Kılınç, "Emir erim, teyit amaçlı aradığını söyledi. Ben de ne öğrenmişse gidip yazsın dedim. Başımdan savmak için söylediğim sözü teyit olarak almış olabilir. Ben görüşmeyi reddettim. Bu bilginin kaynağı ben değilim." dedi. Bu bilginin devlet sırrı olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini tehlikeye sokacak bir bilgi de olmadığını belirten Kılınç, "Bu bilginin yayınlanması ile devletin bir kurumu mağdur olmaz. Burada bir mağdur varsa o ancak o günkü TSK’dır. Zira bu tutum o günkü hükümetin Silahlı Kuvvetlere ilk meydan okuması ve ilk yumruğudur. Siyasi tabanlarında kazanılmış bir zafer gibi algılanmıştır." dedi.
AK Parti'nin iktidara gelmesi ardından yapılan Aralık 2002 YAŞ toplantısında dönemin Başbakanı Abdullah Gül ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül TSK'dan irticai faaliyetler nedeniyle ilişikleri kesilmesi kararlaştırılan personelle ilgili hükme şerh koymuştu. Gül ve Gönül'ün bu tavrı askerlerce TSK'ya meydan okuma şeklinde algılanmıştı.
Kılınç, savunmasının ardından beraatine karar verilmesini talep etti. Kılınç ve avukatının savunmalarını tamamlamalarının ardından saat 17.40'ta duruşma yarın saat 09.00'a ertelendi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz