Günümüzde çok yaygın olan fıtık, masa başında çalışan, hareket etmeyen, şişman kişilerde daha çok görülüyor.
Florence Nightingale Hastanesi Nöroşürirji Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Cengiz Kuday, toplumda neredeyse herkesin beli ya da boynunun ağrıdığını kaydediyor.
Prof. Dr. Cengiz Kuday, “Şöyle söyleyeyim beli ya da boynu ağrımayan kişi anormaldir. Herkesin beli ya da boynu ağrır. Her beli ya da boynu ağrıyana fıtık demek çok yanlıştır. Bel ağrılarının ancak yüzde biri bel fıtığıdır. Tabi toplumun 70 milyon olduğunu düşünecek olursak bu büyük bir rakama çıkar. Boyun ağrıları da aynı şekilde” dedi.
Bel ve boyun ağrısının onlarca sebebi olabileceğini kaydeden Kuday “Özellikle belirtmek isterim ki boyun ağrısının en başta gelen nedenlerden biri akciğer kanseridir, akciğer hastalıklarıdır. Boyun fıtıklarını taklit eder, her boynu ağrıyan koluna vuran omzuna vuran ağrıda akciğer filmi, gerekli görürsek de tomografi isteriz. Sadece akciğer kanseri değil, o bölgenin komşu organlarının bütün hastalıkları boyun fıtığını taklit eder. Omurga kemiğin hastalıkları, tümörleri damarsal hastalıklar, sinir sıkışıklıkları. O yüzden boyun ve bel fıtıklarını değerlendirirken bütün olasılıkları düşündükten sonra karar veririz” şeklinde konuştu.
Bel ve boyun fıtığında tedavinin hastanın şikâyetlerine göre olacağını belirten Kuday, “Çok önemli bir anayasamız var; hastalık yoktur, hasta vardır. Filmlere bakarak karar verirsek yanlış yaparız. Hastayı tümü ile değerlendirmemiz lazım. Bütün bel ve boyun fıtıklarında öncelikle konservatif tedavi (ilaç, istirahat, fizik tedavi) denenmeli. 3 hafta bu tedavilere rağmen geçmeyen şiddetli ağrılar olursa ameliyat o zaman yapılmalı” dedi.
Kuday, “Fıtıktan dolayı ayak düşmesi varsa acildir. 10 binde iki oranda da olsa, idrar ve gayta kaçırma durumunda hemen ameliyat edilmeli. Sabahı bile beklemeyiz böyle bir durumda” diye konuştu.
Her ameliyatın ciddi olduğunu belirten Prof. Cengiz Kuday, bel ve boyun fıtığı ameliyatlarının da bir takım komplikasyonları olduğunu ifade ederek “Hiçbir ameliyat basit değildir. Komplikasyonlar vardır. Boyun fıtıklarında da vardır, bel fıtıklarında da. İstediğiniz kadar usta olun yüzde 8-13 tekrarlama riski vardır” şeklinde konuştu.
HAPŞIRMAK, IKINMAK FITIĞI TEKRARLIYOR
Prof. Dr. Cengiz Kuday, ameliyat sonrası hastaların dikkatli olması gerektiğine dikkat çekerek “Bel fıtığında ikinci ameliyat her zaman birinci ameliyattan risklidir. Çünkü yapışıklıklar olur. Hastanın ameliyat sonrası erken devrede hapşırması, ıkınması fıtığın tekrarlamasına neden oluyor. İstirahat çok önemli. Bel ve boyun ameliyatı olan kişinin ani hareketlerden kaçması, dik oturması, yataktan kalkarken, dönerek kalkması ve yukarı doğru uzanmaması gerekiyor. Bir de son yıllarda bir şeye daha tanık oluyoruz. Sigara içen kişilerde disklerin beslenmesi bozuluyor. Daha kolay dejenere oluyorlar ve fıtık tekrarlayabiliyor” dedi.
KİLO ALIP VERMEK FITIĞA NEDEN OLUYOR
Prof. Dr. Cengiz Kuday, spor yapmanın bel ve boyun fıtığından koruduğunu kaydediyor. Kuday, “Bel fıtığı karın adaleleri güçlü olan hamallarda, haltercilerde görülmez. Sporcular sporu bırakıp şişmanladığı zaman fıtık olur. Örneğin, hanımlar da hamilelikte kilo alıp veriyor, kilo alıp vermek fıtık nedenidir. Spor yapmayan, kilolu veya masa başında oturan kişiler risk altında. Çok spor yapan bir ülke değiliz, kiloluyuz” diye konuştu.
(İHA)