Herkes tüm uğraşlarına rağmen sahip olmak istediği cilt yapısına, türüne sahip olamayabiliyor. Çilli bir cilt ise kimilerine göre görsel açıdan rahatsızlık verici olsa da çilleri doğal bir makyaj olarak görenler de var. Cildinde çil bulunmayanlar ise birkaç hile ile kendilerine sahte çil yapıyorlar. Son dönemlerin makyaj trendleri arasında yer alan çilleri sizler için araştırdık.
Cilde rengini veren bazı hücrelerin oluşturduğu pigmentler, cilt tonunun belirleyici unsurlarıdır. Bu pigmentlerden biri olan melaninin derinin altında bulunma oranı kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bazı sebeplerden dolayı melaninin derinin hemen altında fazla birikmesi sonucunda gözenekler koyulaşır. Bu da dışarıdan bakıldığı zaman küçük kahverengi lekelerin görülmesine neden olur. Bu durum daha çok cilt hassasiyeti olan kişilerde görülür. Bu kişiler genellikle açık ten rengine sahip olan sarışın, kızın kişilerdir.
Yazın güneşin etkisinin artmasıyla birlikte cilt lekeleri daha da belirginleşir. Genelde yanaklarda ve burnun üzerinde bulunan çiller, aslında bir cilt rahatsızlığı değildir, ten rengiyle alakalı spesifik bir durumdur.
Dış görünüş büyük ölçüde aile genlerinin mirasıdır. Özellikle birinci dereceden akrabalarınızda ya da gen aktarımı olabilecek kan bağınızın bulunduğu kişiler arasında kızıl saçlı, beyaz tenli, çilli kişiler yer alıyorsa bu durumların benzerleri sizde de görülebilir. Birçok hastalığın etkeni olan gen aktarımı cilt sorunlarının da altında yatan sebepler arasında yer alır. Çil genetik midir sorusu bu şekilde cevaplansa da bu geni taşımak kesinlikle çilli olunacağı anlamına gelmez.
İçinde bulunduğumuz çağda ozon tabakasının zarar görmesiyle birlikte zararlı güneş ışınlarının etkilerine daha çok maruz kalıyoruz. Bu etkilerden biri de cildin üzerinde meydana gelen lekeler. Özellikle yaz aylarında, güneş ışınlarının yeryüzüne daha dik bir şekilde indiği saatlerde korunmadan güneşlenmek sırt, omuz ve boyun bölgelerinde çil ve benzeri lekelerin oluşması için uygun ortamın hazırlar.
Kimi zaman solaryum gibi güzelleşmek uğruna yan etkileri hesaba katılmadan uygulanan yöntemlerin geri dönüşü can sıkıcı olabilir. Bronz bir tene sahip olmak amacıyla sıklıkla solaryuma girmenin bir sonucu olarak, solaryumun ultraviyole ışınları zamanla cildin altında yer alan hücrelerin bozulmasına ve ciltte çil benzeri lekelerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Hücrelerin bozulmasıyla birlikte cilt kanseri gibi ciddi bir sorunun ortaya çıkma ihtimali dahi bulunur. Ultraviyole ışınları kimi zaman da tedavi amaçlı kullanılabilir. Ancak bu tedavi uzman bir hekim kontrolünde gerçekleştirilir, hasta gerekli dozun üzerinde ışına maruz bırakılmaz. Bu sebeple de bu tedavilerin solaryuma göre cilt hücrelerine zarar verme riski daha azdır.
Yaşlılık belirtileri genellikle ilk olarak ciltte görülür. Gerek kırışıklıklar gerekse de derideki değişimler yaşlanmanın işaretidir. Yaşlanmayla birlikte yaşanan gelişmeler sonucu zamanla gözeneklerde biriken melanin pigmenti dışarı atılamaz ve gözenekleri doldurur. Ciltte birtakım lekelere neden olur. Bu lekeler ağırlıklı olarak ellerin üstünde, boyunda ve göğüs çevresinde görülür. İstatistiklere göre lekelerin bu sebeple ortaya çıkma yaşı ortalama olarak 40 yaşından itibaren başlar. Bu durum, bu yaş itibarıyla katabolizma reaksiyonlarının anabolizma reaksiyonlarından daha hızlı çalışmasıyla açıklanabilir. Katabolizma reaksiyonları yıkım reaksiyonları anlamına gelirken, anabolizma reaksiyonları ise onarım reaksiyonlarını ifade eder.
Çiller, çocukluk ve erişkinlik döneminde çıkan çiller olarak iki bölüme ayrılır. Çocukluk dönemindeki çiller ilk olarak 2-3 yaş aralığında kendisini belli eder. Çocuklarda görülen efelit tipi küçük çiller genellikle tedaviye ihtiyaç kalmadan ergenlik döneminden sonra kaybolur. Yetişkin dönemde ortaya çıkan çiller genellikle çevresel faktörlerden kaynaklanır. Erişkinlikte ortaya çıkan çiller ise kendiliğinden kaybolmaz.
Derinin en üst tabakasında yer alan çillerin yok edilmek istenmesi halinde çeşitli yöntemler mevcuttur. Ancak zaten hassas bir cilde sahip oldukları için bu durumla karşılaşan kişilerin bilinçsiz bir tedavi uygulamasına karşı son derece dikkatli olmaları gerekir. Aksi halde gidermek istedikleri bir sorun daha büyük bir sorunla karşılaşmalarına neden olabilir.
Derideki çillerin ve farklı lekelerin giderilmesinde uygulanan yöntemlerin başında lazer tedavisi gelir. Lazer tedavisinin kesinlikle bir cildiye uzmanının kontrolü dahilinde gerçekleştirilmesi gerekir. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan lazer güzellik sektörünün de önemli bir parçası. Ciltte meydana gelen lekelerin ve bıraktıkları izlerin cilt sorununa göre belirlenecek seanslarla giderilmesi artık lazer sayesinde çok kolay.
Lazer tedavisinde ışınlar belirli bir sıcaklıkla verilir. Bu da hücrelerin çalışmasını sağlayan enzimlerin ortam koşullarına uymayabilir, sonucunda istenmeyen hücre kayıpları yaşanabilir. Bu yöntem de temelde lazer tedavisine benzer ancak tek farkı bu işlemin hücrelerin dondurulması esasına dayanmasıdır. Belirli bir düşük sıcaklığın deri altındaki hücreler verilmesi sonucunda hücreler kısa süre içerisinde ölür. Bu yöntem, çil harici birçok cilt sorununda daha uygulanan güvenli bir yöntemdir.
Çil sorununun üstesinden gelebilmek için kozmetik sektörü, gelişen teknolojiyle beraber birçok çalışmaya imzasını attı ve gelişmeler hala sürdürülmekte. Ancak herhangi bir uzmandan yardım alınmadan, kulaktan dolma bilgilerle kullanılacak bir ürün cilt probleminin daha artmasına, bazı alerjik durumlarla karşılaşılmasına neden olabilir. Bilindiği üzere cilt problemi yaşayan kişiler halihazırda cildi hassas kişilerdir. Bu sebepten ötürü ciltlerinde yaşadıkları problemlere daha temkinli yaklaşmalı ve konu hakkında uzman birinin desteğini alarak çözüm getirmelidirler.
Çiller beraberinde lekeleri de getirir. Bu da yine melanin pigmentinin neden olduğu bir durumdur. Ancak bu durumların üstesinden gelebilmek adına uzmanlar, yukarıda bahsettiğimiz yöntemlerin yanı sıra bazı besinlerle de pigmentlerin kontrol altına alabileceğini söylüyor. Karalahana ve salatalık gibi sebzelerle hazırlanacak karışımın tüketilmesi, pigmetlerin renginin koyulaşmasının önlenebilmesi için uygulanabilecek doğal yöntemlerin başında gelir.
Eğer hassas bir cilde sahipseniz özellikle yaz aylarında cildinizi koruyucu kremlerle koruma altına almadan dışarı çıkmamaya özen gösterir. Şayet cildinizi yeterince güneşten ve diğer zararlı ışınlardan muhafaza ederseniz, bu faktörlerin zararlı etkileri melaninin deri altında birikmesine neden olmayacak ve sonucunda çil gibi lekelerle karşılaşmayacaksınız.
Nemlendirici kremler kullanın. Cilt tipinize en uygun ve içeriğinde en az kimyasal içeren nemlendirici kremleri tercih etmeye çalışın. Çil nasıl artar sorusunun de cevabı bu tehlike faktörlerdir. Bu konuda özellikle güneş, ciltte oluşan çil ve benzeri lekelerin artmasına yardımcı olan temel kaynaktır denilebilir.
İlk olarak cildinizi iyi bir şekilde temizleyin. Temiz cildin üzerine güneş kremi sürün. Güneş kreminin kurumasından sonra teninizin az miktarda hafif yapılı bir fondöten ile renk tonunu eşitleyin.
Sıra geldi çilleri yapmaya. Bunun için açık kahverengi ve koyu kahverengi kaş kalemi kullanmalısınız. Açık renkli kaş kalemi ile burun üzerine ve burun kenarlarına minik minik noktalar koyun.
Bir ton koyu kaş kalemi ise alın kısmına, hafif bir şekilde yanaklara ve çeneye minik noktalar koyun.
Makyaj süngerini ıslatın ve fazla suyunu sıkın. Hafif nemli makyaj süngeri ile noktalar üzerine tampon hareketler uygulayın.
Yanaklarınıza hafif pembe tonlu allık sürün. Aşırı ferah ve tatlı görünümlü makyajınız hazır.