Modern spiritüalizm olarak bilinen ölülerle iletişim kurma fenomeninin temeli 1848 yılında New York’un bir kasabasında başladı. Margaret ve Kate Fox isimli kız kardeşler, ruhlarla iletişim kurduklarını söyleyerek akımın başlangıcını yaptılar.
Spiritüalizmin popülaritesi özellikle 20. yüzyılda artış gösterdi. İç savaşlar, I. Dünya Savaşı, 1918 yılındaki grip salgını gibi dünyanın kaos yaşadığı bir dönemde insanlar bu harekete yoğun bir şekilde ilgi göstermişti. Spiritüalist hareket hiçbir zaman tamamen sönmese de II. Dünya Savaşı’nın ardından popülaritesi azaldı. Ancak 100 yılı aşkın bir süre, ünlüler de dahil olmak üzere toplumun her kesiminden insanları kendine çekmeyi başardı. İşte spiritüalizmin varlığına inanan ve ölen eşiyle iletişim kurduğunu iddia eden Kraliçe Victoria’nın ilginç hikâyesi...
Kraliçe Victoria spiritüalizme ilgi duymaya başladığında dünyanın bu konu hakkında henüz bir bilgisi yoktu. Kraliçe, eşi Albert’in 1861 yılındaki zamansız ve beklenmedik ölümü ile yasa boğuldu. Ölümünden sonra sürekli siyah giyen kraliçe, öbür dünyadaki Albert’le iletişime geçebileceğini düşünüyordu.
Albert’in ölümünden kısa bir süre sonra, Robert James Lees isimli 19 yaşındaki bir medyum, prens Albert’in seanslarından birinde kraliçe için bir mesaj bıraktığını iddia etti. Victoria bunu duyduktan sonra medyum ile görüşmeye karar verdi. Düzenlenen seans sırasında medyum sadece Victoria ve Albert arasında geçen ve kimsenin bilmediği bir sırdan söz etti. Genç medyum görevini başka bir medyuma devretmeden önce kraliçe için Buckingham Sarayı’nda sayısız seans gerçekleştirdi. Victoria son nefesine kadar Albert ile iletişim kurabilmek için sarayda seanslar düzenlemeye devam etti.
