HABER

"Kimse uçağa binemez hale geldi"

İSTANBUL (İHA)- Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri (TÖSHİD) Başkanı ve Free Bird Airlines Genel Müdürü Tuncay Doğaner, havayolu şirketleri olarak meydana gelebilecek terörist olaylardan etkilenmemek için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini söyledi.

Doğaner, "Biz, terörist saldırılar hiç olmayacakmış gibi güne başlıyoruz, her an olacakmış gibi tedbirlerimizi alıyoruz" dedi.

ABD'de gerçekleşen 11 Eylül saldırılarının yıldönümün yaklaştığı şu günlerde dünya havacılık sektörü de tedirginlik içinde. Saldırı olabilme ihtimaline karşı dünyadaki birçok havalimanındaki güvenlik önlemleri artırılırken, Amerika kalkışlı uçakların yolcu doluluk oranlarında da büyük düşüş yaşanıyor.

11 Eylül'ün 2. yıldönümünde, saldırıların havacılık sektörüne etkisini değerlendiren Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkanı ve Free Bird Airlines Genel Müdürü Tuncay Doğaner, 11 Eylül olaylarının Türkiye açısından büyük kayba yol açtığını söyledi. 11 Eylül saldırılarının Türkiye'deki turizm sezonunun devam ettiği bir döneme rastladığını hatırlatan Doğaner, "Saldırılar nedeniyle Eylül ve Ekim ayındaki turistik uçuşların çoğu iptal edildi. Türkiye için inanılmaz bir kayıp. Aslında Türk havacılık sektöründeki bütün havayollarının şansı vardı. Bildiğiniz gibi 11 Eylül, Türkiye'deki yaz sezonunun son dönemi. Yani havayolu şirketlerinin kasalarının dolu olduğu dönem. Eğer bu olay Temmuz'un başında olsaydı çoğu havayolumuz ayakta kalmakta büyük sıkıntılar içine girebilirlerdi" dedi.

"YOLCU SAYISI DÜŞTÜ" Dünyada, uçuş korkusundan kaynaklanan yolcu sayısındaki düşüş oranlarının yüzde 60, yüzde 70'e ulaştığına dikkat çeken Doğaner, "Zorunluluk dışında hiç kimse uçağa binmez hale geldi. Daha da önemlisi güvenlik gerekçesiyle bazı havalimanları uçuşlara kapatıldı. Bazı sigorta şirketleri bu durumu kendi lehlerine kullanarak, uçak sigortalarına inanılmaz derecede zam yaptılar" diye konuştu.

Tuncay Doğaner, dünyaya bakıldığında büyük ölçekli havayolu şirketlerinin, küçük ölçekli havayolları şirketlerine nazaran daha büyük zarar gördüğünü ifade ederek, "Çünkü sabit giderleri, yani uçmadıkları haldeki giderleri, çok yüksek. Bu nedenle yüksek maliyete dayanmaları mümkün değil. Görüldüğü gibi çok ciddi olarak bildiğimiz bazı havayolları ya iflas ettiler ya da devletlerinden ciddi ölçüde destek alarak ayakta kalmayı başardılar. Dünyadaki bütün ülkelerde havayollarına devlet yardımı yapıldı. Bizim ülkemizin ekonomik durumu ve hükümetimizin uyguladığı ekonomik program nedeniyle biz maalesef bir şey alamadık. Türkiye'deki özel havayolu şirketleri, 11 Eylül'ün olumsuzluklarına rağmen, bütün kış boyunca bir tek turistik uçuş yapmamış olmalarına rağmen yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız sayesinde, kendi içinde almış oldukları önlemler sayesinde bu dönemden büyüyerek çıkmıştır. Olumsuzluklar hala yavaş yavaş devam etmektedir ama yavaş yavaş da kaybolmuştur. 2002 yılı tüm dünyada olduğu gibi Türk havayolu şirketleri için de hayatta kalma yılıdır. Yani kendi imkanları ile kazandıkları ile bu seneyi geçirme yılı olarak değerlendirildi. 2003-2004 yılı için de bugünden gereken önlemlerimiz aldık ve büyük gelişmeler bekliyoruz" açıklamasında bulundu.

ALINAN TEDBİRLER Doğaner, İHA muhabirinin "11 Eylül sonrası havacılık sektöründe doğan kriz ortamında ne gibi tedbirler aldınız?" sorusunu, "11 Eylül sonrası elimizdeki imkanları seneye yaydık. Uçak kiralama şirketleri ile konuştuk, ciddi anlaşmalar yaptık ve uçak kiralarını düşürerek zamana yaydık. Bunun dışında sektör hiçbir personelini işten çıkarmadığı halde personele bu durumu anlatarak, elimizdeki imkanları zamana yayarak kendi içimizde çok ciddi tedbirler aldık. Ama ne yaparsanız yapın, bu kriz, bu uçuş korkusu biraz daha devam etmiş olsaydı şirketlerin ayakta kalması söz konusu olmayacaktı" diye yanıtladı.

170 kişilik bir uçağın uçmasa bile havayolu şirketine 450 bin dolar civarında sabit bir maliyeti olduğunu anlatan Doğaner şöyle konuştu:
"On uçaklı bir şirkette uçmadığınız takdirde aylık gideriniz 4.5 milyon dolar. Buna bir ay dayanıp cebinizden ödersiniz, iki ay dayanır cebinizden ödersiniz ama üçüncü ay dayanamazsınız, böyle bir lüksünüz yok. Maliyeti çok yüksek bir sektör bu. Sermayeniz ne kadar fazla olursa olsun uçmadığınız takdirde ayakta kalmanız söz konusu değil. Tabii ülke olarak bizim bir alışkanlığımız var. Bu tür sıkıntıları daha çabuk kavrayıp atlatabiliyoruz. Dünyada örneği görülmemiş uygulamaları da yapabiliyoruz. Bu nedenle Türkiye'deki özel sektör havacılığı devletten hiçbir yardım almamış olduğu halde ayakları üzerinde kalmış ve bu sezona büyüyerek girmiştir."

"TERÖRİZM CİDDİ PROPLEM" Doğaner, 11 Eylül'ün yıldönümünde rezervasyon kaybının olup olmadığının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Biz de böyle bir rezervasyon kaybı yok. Tarih tekerrürden ibarettir diye bakmamak lazım. O zaman savaş günlerinde yine savaş çıkacak, atom bombası patladığı günde atom bombası patlayacak dememiz lazım. Terörizm ciddi bir problem. Biz, havayolu şirketleri olarak bu tür olayların olmaması için, terörizmden etkilenmemek için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz, hiç olmayacakmış gibi güne başlıyoruz, her an olacakmış gibi tedbirlerimizi alıyoruz. Bu yüzden 11 Eylül günü bize çok fazla bir şey ifade etmiyor. Rezervasyonlarımızda herhangi bir kaybımız yok."

"HAVACILIK SEKTÖRÜNDE SIÇRAMA BEKLİYORUZ" Olası bir Irak operasyonunu da değerlendiren Doğaner, "Bu operasyonun bir kara savaşı olmadığı müddetçe bizi çok etkileyeceğini zannetmiyorum. Eğer bu operasyon kısa bir süre ile sınırlı kalırsa 2003-2004 sezonu Türkiye'nin turizm olarak güçlü patlamaların yapacağını umuyorum. Bu patlamaları yapabilmeleri için de bu insanları Türkiye'ye getirecek sistemin havayolu taşımacılığı olduğunu anlayacak bir hükümetin 3 kasımdan sonra Türkiye'ye gelmesi gerekiyor. Devlet, yeni hükümetin kurulmasıyla havacılık politikasını belirler ve özel sektörle dayanışma içerisinde olursa, Türk havacılık sektöründen büyük bir patlama bekliyoruz" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler