Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Sivas olaylarına baktım, karşıma Hayati Yazıcı çıktı'' sözlerine karşılık, ''Savunmayı ayıplamak hiç kimsenin hakkı ve haddi de değil. Bir avukatın bir sanığı savunması ayrıdır, o olayı övmesi, o olayın vuku bulmasından haz duyup duymaması ayrı bir konudur. Hiç kimse, Sivas'ta gerçekleşmiş o vahim olayı övemez. Hepimiz lanetledik, lanetliyoruz'' dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Bakan Yazıcı, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı değerlendirmeyi cevaplandırmasının imkansız olduğunu söyledi.
Yazıcı, ''Kılıçdaroğlu keşke biraz daha canlı davranabilseydi ve 'Benim Ergenekon'a üye olacağım demem, bir ironidir. Başbakan bunu ciddiye almış' deseydi, onun niyetini anlamış olsaydık'' ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisiyle ilgili, ''Sivas olaylarına baktım, karşıma Hayati Yazıcı çıktı'' şeklindeki açıklamasına bir anlam veremediğini ifade eden Bakan Yazıcı, şunları söyledi:
''Başbakanımızın orada verdiği örnek, 'Gitsin Kahramanmaraş'a baksın' derken Maraş olaylarının arkasına gitsin, 'Sivas'a baksın' derken Sivas olaylarını kastediyor. 'Danıştay 2. daireye gitsin, baksın' derken 2. Dairede bu örgütle bağlantılı olanların gerçekleştirdiği olaydan söz ediyor. Ama anlıyorum ki Sayın Kılıçdaroğlu, bunu da iyi anlamamış. Bakın avukatlık mesleği önemli bir meslektir. Bizim hukukumuzda da bütün dünyada da böyledir. Yargılama üç ayaklıdır. Yürütme ayağı, savunma ayağı ve hüküm ayağı vardır. Savunmayı ayıplamak hiç kimsenin hakkı ve haddi de değil. Her sanığın hukuk devletinin geçerli olduğu yerde savunma bulundurma hakkı var. Her avukatın da mesleğini özgünce ifade etme yetkisi vardır. Bir avukatın bir sanığı savunması ayrıdır, o olayı övmesi, o olayın vuku bulmasından haz duyup duymaması ayrı bir konudur. Hiç kimse, Sivas'ta gerçekleşmiş o vahim olayı övemez. Hepimiz lanetledik, lanetliyoruz.''
Bakan Yazıcı, Sivas olayının sanıklarının savunmalarını bir hukukçu aracılığıyla yaptırma haklarının bulunduğunu belirterek, ''Hukukçu ile yaptırma imkanları yoksa bizim mevzuatımıza göre barolar avukat ataması yaparlar ve anlıyorum ki Sayın Kılıçdaroğlu bu ve benzeri konularda değerlendirme yaparken hiç incelemiyor, bilgilenmiyor, ayak üstü konuşuyor ve bu tür yanlışlara düşüyor'' diye konuştu.
Yazıcı, ünlü hukukçu Molierac'ın, avukatın özgür ve bağımsız olması gerektiğine ilişkin, ''Görevimizi yaparken kimseye ne müvekkile ne hakime hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı'' sözlerini anımsattı.
''ARKASINDA DURMAYACAĞIM HİÇBİR DAVRANIŞ BİÇİMİM SÖZ KONUSU DEĞİL''
Kemal Kılıçdaroğlu'nun olayları saptırdığını öne süren Hayati Yazıcı, ''Sayın Kılıçdaroğlu, avukat kimliğimle benim efendim olamaz. Ben, avukatlık mesleğini özgürce hukuk kuralları gözetmek suretiyle icra ettim. Avukatlık yaptığım sürede de arkasında durmayacağım hiçbir davranış biçimim de söz konusu değil'' şeklinde konuştu.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun, anlamaktan uzak beyanlarda bulunduğunu iddia eden Bakan Yazıcı, bugüne kadar kendisinin ise onunla ilgili konuşmalarında çok özenli davrandığını bildirdi.
Yazıcı, muhalefetin proje üretmesinin bu ülkenin yararına olduğunu, bu nedenle proje üretmeleri gerektiğini vurguladı.
Muhalefetin her gün iftira ve hakarette bulunduğunu, önlerine ne gelirse onu konuştuklarını savunan Devlet Bakanı Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Benimle ilgili konuştukları son derece absürd, gerçeklikle bağdaşan bir yanı olmayan beyanlarda bulunuyor. Keşke Sayın Kılıçdaroğlu bu durumlara düşmeseydi. Ben üzülüyorum, umarım bu son olur. Ondan sonra bu konularda çok daha özenli hareket eder, diye düşünüyorum. Yani avukatın görevini de mi tayin etmeye kalkışıyorlar. Avukatlar özgürdür. Onlar kendi işlerine baksalar, kendi siyasal alanlarında proje üretseler, Türkiye'nin geleceğine yönelik bir vizyon koysalar bundan memnun olurum. Söylediklerinin ne kendisine yararı var ne de gerçeklerle bağdaşan bir yanı var.''
SİVAS OLAYLARINDA 4 SANIĞIN AVUKATLIĞI
Sivas olaylarında avukatlık yaptığını, davaya girdiğini ve 4 sanığın avukatı olduğunu anlatan Yazıcı, şunları ifade etti:
''Mahkeme karar verdi. Yargıtaya gitti, bozuldu. O aşamadan sonra davadan ayrıldım, çekildim. Sonrasını bilemiyorum. Ayrıldıktan sonra da bir ilişkim olamadı ama o duruşmada ben şunu hatırlıyorum. Zaten Başbakanımızın da kastettiği bu. O zaman Emniyet Müdürü vardı, Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner, bunun duruşmada tanık olarak dinlenmesini istemiştik. Ve o kişi duruşmaya geldi, tanık olarak dinlendi. Tutanaklarda var. Benimle ilgili değerlendirme yaparken, o dosyanın içindekilere bakmak bir yana, kapağını bile açmış değil. Bundan çok emin olarak söylüyorum. Biri ayak üstü bir şey söylemiş. Emniyet Müdürünün duruşmada verdiği ifade şöyle, 'Bu işte kesin bir provokasyon vardı. Bu işte kesin dışarıdan gelme gruplar vardı. Biz bunları yakalayamadık.' Hukuk, bunun üzerinde durmayacak mı? Başbakan 'Git oraya bak' derken de onları kastediyor. Türkiye'de bugüne kadar faili meçhuller, provokatörler, provokasyon var. Başbakan bunları kastediyor ama Kılıçdaroğlu, hala bunları görmemekte ısrar ediyorsa o kendi sorunu.''