Kırıkkale’nin Çelebi ilçesinde Kırıkkale Barosu avukatları tarafından 'İnsan Hakları ve Demokrasi' konulu seminer verildi.
Seminerde avukat Ebru Akoğul, '1982 Anayasası temel hak ve özgürlükler', 'İl ve ilçe insan hakları kurulları ve 2010 değişikliği ile gündeme giren Anayasal Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılması' konularında bilgilendirme yaptı. Avukat Özlem Atman, 'İnsan hakları ve demokrasi kavramı tarihçesi', Av. Onur Bozdağ 'AB’ye uyum yasaları', Av. Ayhan Candan ise 'AHİM’e başvuru ve genel esasları'nı anlattılar.
Seminerde konuşan Avukat Ebru Akoğul, demokrasinin insanlar için önemli ve vazgeçilmez bir hak olduğunu söyledi. Gelişmiş ülkelerde demokrasi sisteminin işlediğini belirten Akoğul, sözlerine şöyle devam etti: “Sizlere 1982 Anayasası'nda insan hakları kavramından, insan haklarının korunması için ulusal bazda kurulmuş olan komisyon ve kurullardan ve 2010 değişikliği ile gündemimize giren Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurudan bahsedeceğim. 1982 Anayasası'nda düzenlenen hükümler ulusal bazda diğer yasal düzenlemeler karşısında hiyerarşik olarak üstün bir konumda bulunurlar. İnsan hakları kavramının özü olan keyfi ayrımcılık yasağı Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre herkes, kendisi dışında ve gayri iradi olarak sahip olduğu ikincil nitelikteki dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Zira önemli olan insanın asli kimliği olan insan olma özelliğidir ve sırf bu özelliği dolayısıyla hak sujesi olan insanlar arasında başka özelliklerine dayalı olarak farklı muamele yapılması yasağı vardır.”
Anayasa'da düzenlenen yeni hükümlerin, gerek İnsan Hakları Bildirisi, gerekse de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin öngörmüş olduğu insan hakları çeşitlerinin birçoğunu somut bir içeriğe kavuştuğunu belirten Akoğul, “Başvurulan konuda hukuki yarar olmalıdır. Hukuki yararın varlığı yalnızca başvuru anında değil, AYM tarafından kararın verildiği tarihte de aranır. Bir kamu işleminde Anayasa'ya aykırılığın tespitindeki kamusal yarar, bu açıdan yeterli kabul edilemez. Dolayısıyla davacının başvuru konusu ettiği idari işlem sonradan ortadan kaldırılmışsa o zaman yasanın aradığı güncel ve doğrudan bir yarar unsurunun varlığı söz konusu olamaz. Bireysel başvuru yoluna başvurulmadan önce ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmesi zorunludur.” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz