BALIKESİR (İHA) - Uzmanlar, Çorum, Tokat ve Gümüşhane'den sonra Balıkesir'de de görülen KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateşi) isimli öldürücü virüse karşı vatandaşları daha dikkatli olmaları hususunda uyardı.
Çorum'da 3, Balıkesir'de de 1 olmak üzere toplam 4 kişinin ölümüne sebep olan KKKA virüsünün Balıkesir'e İç Anadolu Bölgesi'nden gelmiş olabileceği tahmin ediliyor. İnsanlara keneyle geçen ve bulaştığında ilk hafta içinde gerekli yardımcı tedavi uygulaması yapılmadığında öldüren KKKA'ya karşı etkin mücadele gerektiğini kaydeden Balıkesir Devlet Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi Başkanı Doktor Zafer Ayhan, kene ısırığı karşısında halk arasındaki bildik yöntemlerin asla kullanılmaması gerektiğini vurguladı. Kenelerin mikrobu aynı zamanda kendi bünyelerinde ürettiğini belirterek tehlikenin boyutlarına dikkat çeken Zafer Ayhan, hastalığın belirtileri, yardımcı tedaviler ve alınması gereken önlemlerle ilgili önerilerde bulunduğu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hastalık bir virüs, mikrobik hastalığı. Bizim ülkemizde de bu hastalıkla ilgili özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'nde epey olayla karşılaşıldı. Hastalığın ölümcül olabilme ihtimali nedeniyle dikkatle değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldı. Bir süredir bu konuda hem bakanlığımızda hem de üniversitelerde geniş çaplı bir araştırma yapılıyor. Öncelikle şunu herkesin bilmesi lazım, kenelerden bulaşan bir hastalık. Keneler vücutlarında taşıdıkları bu mikrobu aynı zamanda üretiyorlar. Kenelerin yaşam döngüsü nedeniyle, bunların kan emmesi gerekiyor. Kan emerken de taşıdıkları virüsü, hangi canlıdan kan emiyorlarsa ona yaymış oluyorlar. Bu bir insan ise, insana mikrobu geçiriyorlar. Ortalama 1 ile 3 gün içinde virüsün kişiye geçmesi sonucunda kişide baş ağrısı, yüksek ateş, öksürük, ishal, karın ağrısı, vücutta kırmızı-pembe döküntülerle seyreden bir hastalık ortaya çıkıyor. Kene ısırmasında bazen 9-10 güne kadar çıkabilen süre içerisinde bu belirtilerle vaka bir hastaneye müracaat ettiğinde eğer hastalık tanınıyor, biliniyorsa teşhis ve tedavi amacıyla bir takım çalışmalar yapılabiliyor. Çoğu kez hastalardan bunu tam fark edemiyoruz. Kenenin sadece ısırması değil, kenenin ifrazatlarıyla bulaşma sonucunda da bir takım mikropların geçişi de mümkün olabiliyor. Ancak, bunu tam olarak tanımlamak mümkün değil. Kesin tedavisi yok. Fakat, yardımcı tedavilerle, özellikle bazı ilaçlarla hastalığın seyriyle ilgili yardımcı olabiliyoruz ve hastaların hayatının kurtulması sağlanabiliyor"
Balıkesir Devlet Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi Başkanı Doktor Zafer Ayhan, konuyla ilgili olarak daha sonra şu bilgileri aktardı:
"Bu hastalığa direkt etkili bir ilaç yok. Ama, yardımcı tedavilerimiz epeyce etkili oluyor. Türkiye'deki vakaların önemli bir kısmının, yardımcı tedaviyle hayatlarının kurtulması zor da olsa mümkün oldu. Hayvanlarla uğraşan kişilerde, arazide çalışanlarda daha fazla kene ile karşılaşma ihtimali olduğu için bu kişilerin daha dikkatli olması lazım. Piknik amacıyla bile olsa, araziye çıkışlarda bu yönden dikkatli olmak lazım. Özellikle yüksek otlu bölgelerde, kenenin daha çok olacağı hayvanların sık bulunduğu yerlerde, kişilerin kenelerle teması engelleyecek önlemler almasında yarar var. Bu giyim şeklinde olabilir, vücudun açık bölgelerinin mümkün olduğu kadar kapatılması gerekir. Böcek savar ilaçlar var, bunlardan vücuda sürülmesi şeklinde olabilir. Ama, en önemlisi, keneyle temas olduğunda, kenenin uygun koşullarda yapıştığı yerden çıkartılması gerekir. Bununla ilgili halk arasında, zeytinyağı dökmek, gaz yağı dökmek, sigara ile yakmak gibi işlemler yapılıyor. Fakat, bunlar hatalı önlemler. Çünkü, bu işlemler yapılırken kenenin kusması, içindeki sıvıyı dışarıya püskürtmesi söz konusu oluyor, bu da daha çok virüsün çıkışı anlamına geliyor ki bu yüzden uygun olan yöntem kenenin deriye yapıştığı yerleri bir cımbızla fazla zedelemeden yumuşak bir şekilde çivinin tahtadan sökülmesi gibi işlemlerle, yavaş yavaş kenenin o bölgeden çekilip atılması şeklinde tavsiye ediyoruz. Böyle bir olayı yaşayan kişide ateş, vücutta yaygın döküntüler, karın ağrıları, ishal vb. tablolarla ortaya çıkması halinde, mutlaka bir sağlık kuruluşuna müracaat etmeli. Hayvanlar da taşıyıcı, fakat sadece insanlara zarar veriyor. Hastalık hayvanlarda oluşmazken, insanlarda oluşuyor"