HABER

Kırmızı noktalı dava başladı

İlk kez askeri casusluk davası sivil mahkemede.

Türkiye’de ilk kez askeri casusluk suçlamasıyla muvazzaf ve emekli askerler sivil bir mahkemede hakim karşısına çıktı. Sanık avukatlarının davanın askeri mahkemede görülmesine ilişkin talepleri reddedildi

Vatan Gazetesi'nin haberine göre, askeri Casusluk ve Şantaj çetesi soruşturması kapsamında TSK ve TÜBİTAK gibi kritik noktalarda görevli üst rütbeli subaylar ve personellere fuhuş tuzağı kurarak devlete ait gizli belgeler ile askeri ihalelere ilişkin detayları ele geçirdiği ve pazarladığı öne sürülen 16’sı tutuklu 56 sanık, dün ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya çetenin lideri olduğu iddia edilen tutuklu sanık Albay İbrahim Sezer de getirildi. Mahkeme başkanı Metin Özçelik, aşırı kalabalık nedeniyle izleyicilerin bir kısmının dışarı çıkarılmasını istedi. Kimsenin çıkmak istememesi üzerine Başkan Özçelik, “Sanığın sağlıklı savunma yapması için kapının kapatılması gerekiyor. Siz ‘Biz onları görelim de onların savunması önemli değil’ diyorsanız bekleyin” uyarısında bulundu. Sanık avukatı Celal Ülgen, “Kalabalık olacağını bilmiyor muydunuz, niye tedbir almadınız” diye çıkıştı. Heyetin Çağlayan’da yapılan yeni adliye binasına ilişkin talepte bulunduğu ancak salonun henüz hazır olmaması nedeniyle reddedildiği öğrenildi.

‘Belgeleri göremedik’

Ayaktaki izleyicilerin dışarı çıkarılmasından sonra duruşma başladı. Muvazzaf askerlerle ilgili yargılama için askeri mahkemenin görevli olduğunu savunan eden avukatlar, davanın Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Davanın soruşturma sürecinden çıktığı ve iddianamenin okunma aşamasına geldiğini belirten avukatlar, soruşturma belgelerinin gizlilik kararı gereği hala adli emanette tutulmasını ve kendilerine verilmemesini eleştirdi. Avukatlar müvekkillerine yöneltilen suçlar ile ilgili ellerinde belgeler olmadığı için savunma haklarının ellerinden alındığını öne sürdü.

Askeri mahkemeye ret
Avukatların taleplerinin ardından görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Celal Kara, mahkemeyi görevli kılan ana suçun TCK 220. maddesinde anlatılan “haksız çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve bu örgüte üye olmak” olduğunu belirtti. Savcı Kara, diğer suçlarla bir kısmının örgüt tarafından gerçekleştirildiğinin iddia edildiğini söyleyerek olaylar ve kişiler yönünde bağlantı göz önüne alınarak görevsizlik taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Metin Özçelik, 2010 yılında yapılan değişiklikle sanıklara atılı suçun CMK 250. madde ile yetkili kendi mahkemelerinin görev alanına girdiğini belirtti ve talebi reddetti. Avukatların adli emanette bulunan ve Genelkurmay’ın gizli belge dediği çok sayıdaki dokümanın aleniyet kazanmaması için mahkeme tarafından değerlendirme yapıldıktan sonra verilmesi kararlaştırıldı.

Soruşturma kurmaca ve art niyetli

Bir numaralı sanık emekli Albay İbrahim Sezer savunmasında şunları söyledi: “Bu kadar önemli dijitaller ve belgeler ele geçmişse niçin Merkez Komutanlığı kanalıyla süratle lojmanım ve ikinci bir arama emri çıkartılarak askeri iş yerim aranmamıştır? Bu bile bir art niyet ve kurmaca olduğunu göstermektedir. Olayları başından itibaren tüm içtenliğiyle komuta kademesine rapor ettim. Bu olaylar olurken her gün masumiyet karinesi hiçe sayılarak iğrenç haberler yapıldı. TSK insafsızca üstümden yıpratıldı. Henüz bir senelik albay olmama ve kıdem alıp tüm haklarımı almama, bir sene kalmış olmasına rağmen ailem ve TSK yıpranmasın diye kendi isteğimle emeklilik dilekçemi verdim. Bu bile ‘suçlu ki istedi’ diye günlerce haber yapıldı. Oysa ben daha suçum ne, kimlerle ilişkilendiriliyorum, neden birliğime alınmadım onu bile bilmiyordum.”

Mavi Dosya dağıtıldı

Askeri Casusluk ve Şantaj soruşturması kapsamında gizli belge olduğu gerekçesiyle adli emanete kaldırılan belgeler arasından 30 klasör sanık avukatlarına dağıtıldı. Belgeler arasında, sanıklarla ilgili tespit tutanakları, asker ve müşteki ifade tutanakları, bilirkişi raporları ve TÜBİTAK’a ait raporlar yer aldı. Klasörlerde yaşları 20 ile 24 arasında değişen bazı Deniz Harp Okulu kız öğrencilerinin kişisel özelliklerinin ve fotoğraflarının bulunduğu mavi dosyaya da yer verildi. Albay İbrahim Sezer’in evinde bulunduğu öne sürülen dosyada, kızların fotoğraflarının arkasında vücut hatları ve cinsel eğilimleri ile ilgili fişlemeler yer alıyor. Kızların kimlik fotokopileri de dosyada bulunuyor. İddianamede bu listenin kızları fuhuşa teşvik etmek ve üst düzey subaylara pazarlamak için hazırlandığı öne sürülmüştü.

Askeri Casus ve Şantaj Çetesi:

Askeri Casusluk ve Şantaj soruşturması kapmasında savcı Fikret Seçen tarafından hazırlanan 250 sayfalık iddianamede 16’sı tutuklu 56 sanık yer alıyor. İddianamede çetenin TSK ve TÜBİTAK’taki kritik noktalarda görevli personellere seks tuzağı kurduğu ve devletin gizli belgelerini elde etmek için tehdit ettiği öne sürülmüşü. Çetenin bu yöntemle YAŞ’taki tayin ve terfileri de etkilediği ve kendi belirledikleri komutanların terfi etmesi için çaba gösterdiği de belirlenmişti. Çetenin elde ettiği gizli askeri projeleri ve açıklanması yasak devlet sırrı niteliğindeki belgeleri yabancı istihbarat örgütleri ile askeri ihaleler ile ilgilenen şirketlere pazarlamaya çalıştığı da iddia edilmişti. İddianamede örgütün, TSK, TÜBİTAK, Havelsan ve GES komutanlığı gibi devletin en stratejik kurumlarında örgütlenerek ayrı hücre yapılanmalarına gittiği belirtilerek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri örgüte getiren kişilere ücret ödendiği anlatılmıştı.

‘Bana selamı kestiler’ diyen BAŞKAN izne ayrıldı

Davaya bakan mahkemenin Başkanı Şeref Akçay izne ayrıldığı için duruşmaya üye hakim Metin Özçelik başkanlık etti. Akçay, önceki gün Balyoz sanıklarınının tahliyesine ilişkin talebin reddedilmesi kararına muhalif kalmış ve meslektaşlarıyla yaşadığı çatışmayı karşı oy yazısında açıklamıştı. Akçay, “ Muhalefet şerhlerimden dolayı adliyede bir takım meslektaşlarım selamı kesti. Bir karardan sonra, ‘Sizin de dangalak bir kararınız gelecek’ diyen hakim bile oldu” demişti.

En Çok Aranan Haberler