Soğuk havaların yüzünü gösterdiği, vücut direncinin düştüğü bu günlerde uçuk ve zona virüsleri göz sağlığını tehdit ediyor.
Göz içi ve kapağında kırmızılık, saydam tabakada yaraya neden olan uçuk ve zona virüsleri, şiddetli ağrılara neden olurken, göz kaslarını ve sinirlerini de etkiliyor.
Kış aylarında düşen vücut direnci, uçuk ve zona gibi pek çok virüse de davetiye çıkarıyor. Göz içi ve kapağında da görülebilen uçuk ve zona virüsleri; gözde kırmızılık, ağrı, yaşarma, saydam tabakada yara, göz kaslarında iltihabi durumlar ve hatta göz içi iltihabına neden olabiliyor.
Dünyagöz İzmit Hastanesi’nden Op. Dr. Erkan Ekşioğlu, kış aylarında gözü tehdit eden bu virüslerin, erken tedavi edilmediği takdirde kalıcı görme hasarlarına kadar giden ciddi sorunlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
VİRÜSLER SİNİRLERE YERLEŞİYOR
Op. Dr. Ekşioğlu, tıpta, “Herpesvirüsler” adını alan uçuk ve zona virüsünün, toplumun büyük bir çoğunluğunda nezle-grip gibi, kişinin haberi bile olmadan geçirilen viral enfeksiyonlar olduğunu ve kişinin belirli vücut bölgelerindeki sinir yollarına yerleştiklerini belirtti.
Dr. Ekşioğlu, “Bu virüsler, ömür boyu vücudun sinir bölgelerinde yerleşik olarak kalır ve vücut direncinin düşük olduğu zamanlarda aktifleşerek çoğalmaya başlarlar. Bazı kez ilk geçirilen enfeksiyonda döküntüler oluşabilir. Bunlar önce sivilce tarzında, sonra üzeri iltihaplı görünüm alan ve daha da sonra kabuklanarak iyileşen küçük lezyonlardır.” dedi.
Kişinin yaşadığı bazı stresli durumlar, kaza, yorgunluk, grip, yaşlılık, hatta AIDS gibi vücut direncini düşüren hastalıklarda, bu virüslerin çoğalarak hastalığa neden olabileceğini sözlerine ekleyen Op. Dr. Ekşioğlu, “Genellikle tek taraflı olan bu virüsler bazı durumlarda tanıyı zorlaştırıcı değişik tablolarla da görülebilir. Hastalığın en önemli özelliği, tekrarlayıcı olmasıdır. Görme kaybına neden olmaması için ya da en az zararla kurtulabilmek açısından, hastanın çok yakından izlenmesi önemlidir.” diye konuştu.
"KORTİZONLU İLAÇLAR TEHLİKELİ OLABİLİR"
Bu virüslerin, antiviral ilaçlarla tedavi edilebileceğini, bazı durumlarda kullanılan kortizonlu ilaçların ise hastalığı tetikleyebileceğini vurgulayan Op. Dr. Ekşioğlu, şöyle devam etti:
“Gözde kalıcı bir bulanıklık oluşmaması için damla ve pomatlarla tedavi desteklenebilir. Kortizonlu ilaçların ise bu tedavide yeri yok denecek kadar azdır, hatta tehlikeli olabilirler. Kortizonlu ilaçlar tek başına kullanıldıkları zaman, hastalığı tetikleyebilir. Eğer kullanılması gerekli görülüyor ise mutlaka deneyimli bir uzmanın gözetiminde kullanılmadır.”
Zona ve uçuk virüslerinin, gözün saydam tabakasında ize neden olabileceğini ve görmeyi ileri derecede bozabileceğini belirten Op. Dr. Ekşioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu tarz durumlarda, gözdeki saydam tabakanın ameliyatla nakli (keratoplasti) gerekebilir. Özellikle zona, yerleştiği bölge nedeniyle göz kaslarını ve sinirlerini de etkileyebilir, hastada çok şiddetli ağrılara neden olabilir. Bu durumlarda bir nörologdan yardım almak gereklidir. Tekrarlar önlenemese de hastanın çok yakın takibi, bilinçlendirilmesi ve ilaçların düzenli kullanılmasının, virüslerin nüksetme aralığını uzattığı ve etkisinin daha hafif hissedilmesi gerektiği klinik çalışmalarla gösterilmiştir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz