Kış aylarında rüzgarlı ve soğuk hava koşulları, klima ve kalorifer gibi ısıtıcılar ile hava neminin çok düşük olması gibi faktörlerin etkisiyle cildimiz doğal nemini kaybediyor. Bunun sonucunda kuru ve mat görünen cildimiz dış etmenlere karşı daha savunmasız hale geliyor. Yıpranan cildimizde beliren kırışıklıklar da daha yorgun ve yaşlı görünmemize yol açıyor. Baharın yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladığı bu günler; kış aylarının cildimizde bıraktığı olumsuz etkileri gidermek, soluk, mat cildimizi yeniden canlı ve parlak hale getirmek için en ideal zaman. Acıbadem Altunizade Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Gül Erdoğan bahar mevsiminde cildi yenilemenin püf noktalarını anlattı, önemli önerilerde bulundu.
HER GÜN UYGULAYIN
Günde iki kez temizleyin
Her zaman olduğu gibi bahar aylarında da cilt bakımının birinci basamağı ve vazgeçilmez olanı, iyi bir cilt temizliği yapmak. Bu nedenle temizleyici ürünleri günde 2 kez düzenli olarak uygulamaya özen gösterin. Cilt tipinize göre (yağlı, kuru ve karma cilt) dermatoloğunuzun önereceği uygun temizleyicilerle cildiniz daha canlı, siyah noktalarından arınmış ve parlak görünecektir. Aynı zamanda doğal tonikler de özellikle yağlı ciltlerin bakımında gözeneklerin daha iyi temizlenmesine yardımcı oluyorlar.
Nemlendirmeniz şart
Kışın kuruyan ve yıpranan cildinizi cilt tipinize uygun nemlendiricilerle canlandırmanız çok önemli. Bunun nedeni ise nemlenen cildin daha canlı ve sağlıklı görünmesi. Kullanacağınız ürünlerin hyaluronik asit, A, E, C vitaminleri, aloe vera veya shea yağı içermesine özen gösterin.
Güneşe çıkmadan önce korunun
Özellikle baharın ilk güneş ışınları cildimize her zamankinden daha fazla zarar verebiliyor. Güneş koruyucular cildimizi zararlı ultraviyole ışınlarından koruyarak hem cilt yaşlanmasını önleyen, hem de cilt kanserlerinden korunmamızı sağlayan ürünler. Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Gül Erdoğan güneş koruyucu ürünleri sokağa çıkmadan 20-30 dakika önceden sürmeniz ve 3 saat aralıklarla yenilemeniz gerektiğini belirterek, “Koruyucunuzun en az 50 faktörlü olmasına da dikkat etmelisiniz” diyor.
DÜZENLİ OLARAK TÜKETİN
Bol bol su için
Günde en az 8 bardak su içerek vücudunuzu toksinlerden arındırıp, cildinizin daha nemli ve sağlıklı görünmesini sağlayabilirsiniz. Ancak unutmayın, kış şartlarında kuruyan ve kırışan cildinizin sıvı ihtiyacını saf sudan karşılamalısınız; çay, kahve veya meyve suları doğru seçenekler değiller. Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Gül Erdoğan aşırı çay veya kahve tüketiminin tam aksine diüretik etki yaparak vücuttan daha çok su atılmasına neden olduğu uyarısında bulunuyor.
Antioksidandan zengin beslenin
Vücudumuzun normal metabolik faaliyetleri sırasında ortaya çıkan ve sağlıklı hücrelere saldırarak yapılarını bozan moleküller olan serbest radikaller cilt kalınlığının azalmasına, kırışıklıklara, lekelere ve ciltte sarkmalara neden oluyor. Antioksidan maddeler ise bizi serbest radikallerin bu zararlı etkilerinden koruyor. Cilt dolaşımını arttırıyor, cilt hücrelerinin büyümesini hızlandırıyor, güneşin zararlı etkilerini önlemeye yardımcı oluyor ve cildi yaşlanmaya karşı koruyorlar.
A vitamini: Dokuların bakımı ile onarımını sağlıyor ve yeni hücre oluşumuna katkıda bulunuyor. A vitamini karaciğer, süt, yumurta, kayısı, havuç, balkabağı, yeşil kabak, kara lahana, ıspanak ve kavunda bolca bulunuyor.
E vitamini: Serbest radikaller ile savaşarak yaşlanma sürecini geciktiriyor, cildi nemlendiriyor ve kırışıklık oluşumunu azaltarak cildin daha sıkı hale gelmesini sağlıyor. Ayçiçek çekirdeği, avokado, kuşkonmaz ve lahana E vitamininden zengin besinler arasında yer alıyor. Ara öğünlerde de günde mutlaka bir avuç tuzsuz ve kavrulmamış badem, ceviz ve fındık gibi kuruyemişleri tüketmeyi ihmal etmeyin. Bu yemişlerin E vitamininden zengin içerikleri cildinizin derinden nemlenmesine yardımcı oluyor ve sağlıklı bir ışıltı kazandırıyor.
C vitamini: Cildi güneş ışınlarının zararlı etkilerinden koruyor, cildin kollajen üretimini arttırıyor, daha pürüzsüz ve canlı olmasını sağlıyor. C vitamininin bolca bulunduğu besinler arasında yer alan maydanoz, kivi, portakal, çilek, yeşil biber ve brokoliyi sofranızda düzenli olarak bulundurun.
BU ALIŞKANLIKLARINIZA DİKKAT
Sigara kullanmayın
Sigara cildin kan dolaşımını bozuyor. Yenilenemeyen ve toksinlerden arınamayan ciltte de kuruluk ve kırışıklıklar oluşuyor.
Hareketsiz kalmayın
Baharla birlikte havanın ısınmasıyla dış mekan aktivitelerini çoğaltmalı, daha hareketli bir yaşamı hedeflemelisiniz. Spor cilde gelen kan akımını arttırıyor ve böylece derinin beslenmesi artıyor, cildimiz canlanıyor. Spor ayrıca terleme yoluyla vücuttaki toksinlerin hızla atılmasına da yardımcı oluyor. Haftada en az 3 gün yapacağınız spor aktivasyonlarıyla cildiniz daha sıkı ve daha parlak görünecektir.
BU YÖNTEMLERDEN FAYDALANIN
Uzman yardımı alın
Cildimizi bahara hazırlarken tüm önlemlerin yanında sağlık profesyonellerinden de yardım almanız önemli. Cildinizde kalıcı çizgiler, lekelenmeler, tüylenmeler, çökmeler ve sarkmalar, damar genişlemeleri olmuşsa mutlaka dermatoloji uzmanına başvurmalısınız. Uzman doktorun yapacağı değerlendirmeler sonrasında size özel tedaviler belirlenecektir. Peeling, mezoterapi, PRP, botoks, dolgu ve lazer yöntemlerinden faydalanarak sağlıklı ve daha genç görünen canlı bir cilde sahip olabilirsiniz.
Peeling
Peeling kimyasal solüsyonlar sürülerek en üst ölü tabakasının soyulması ve cildin kendini yenilemesi işlemidir. Özellikle meyve asitli peeling ve enzim peeling uygulamalarında yoğun soyulma olmuyor ve günlük yaşama devam edilebiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Gül Erdoğan peeling uygulaması sonrasında sağlıklı görünen, pürüzsüz ve parlak bir cilt tonu sağlandığını belirterek, “Ayrıca ölü tabakadan arınan ciltte kremler daha iyi emiliyor ve daha etkili sonuçlar elde edebiliyor. Peeling uygulamaları 1-2 hafta aralarla 6-7 seans şeklinde gerçekleştiriliyor” diyor.
Mezoterapi
Mezoterapi; vitamin, mineral, aminoasit ve ilaçların orta deri tabakasına verilme işlemidir. Yüz, boyun, el ve dekolte bölgelerine yapılan mezoterapiyle cilt yenileniyor, ince kırışıklıklar ve lekeler gideriliyor. Cilt canlanıyor, besleniyor ve daha parlak, daha sağlıklı görünüyor. 2-3 hafta aralıklarla, 3-5 seans uygulanması yeterli geliyor.
PRP
PRP yöntemi, yani trombositten zenginleştirilmiş plazma uygulaması, kişinin kendi kanından elde edilen trombosit adlı hücrelerin ve büyüme faktörü içeren zengin plazma sıvısının cildin orta ve alt tabakalarına küçük enjeksiyonlarla uygulanma işlemidir. Ciltteki dolaşım artıyor, kollajen ve hyaluronik asit üretimi tetikleniyor. İlk seanstan sonra ciltte canlılık, parlaklık ve dolgunluk görülüyor. PRP işlemi 2-4 hafta aralarla 3-6 seanslık kürler şeklinde uygulanıyor.
Botoks
Botox, clostridium botilinum adlı bakteriden elde edilen bir nörotoksin. Çok ince iğnelerle kas içi uygulanıyor ve toksin sayesinde kırışıklığa sebep olan kas kasılması geçici olarak durdurularak mimik çizgilerinin oluşumu engelleniyor. 10-15 dakika gibi kısa sürede uygulanan botoksun etkinliği 3-6 ay sürüyor.
Dolgu uygulamaları
Dolgu uygulamaları ciltteki çöküntüleri, hacim kayıplarını, kırışıklıkları deri altına ve kemik üstüne uygun maddeler ile enjekte ederek giderme yöntemidir. Genellikle son yıllarda hyaluronik asit içeren dolgu ürünleri kullanılıyor. Hyaluronik asit insan vücudunda doğal olarak bulunan bir madde. Zamanla vücudun hyaluronik asit üretme kapasitesi azalıyor. Bu eksikliği dolgu uygulamalarıyla tamamlanıyor. Dolgu maddeleriyle cildin su tutma kapasitesinin arttığını ve cildin nemlenmesi sayesinde cilt kalitesinin arttığını ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Gül Erdoğan uygulanan ürüne ve uygulama yerine bağlı olarak değişebilmekle birlikte dolgu işleminin genellikle 6-12 ay etki gösterdiğini söylüyor.