Tekstil firmalarına uluslararası standartlara uygun çözümler sunan BMS Kimya Genel Müdürü Metin Özer,giysilerimizdeki tartışmalı kimyasallara neden dikkat etmemiz gerektiği konusunda şu bilgileri verdi:
“Giysilerdeki toksinlerin doğrudan sağlık sorunları ile ilişkisini gösteren kesin delil bulmak zor olsa da çalışmalar rahatsız edici sonuçlar göstermektedir. Giysilerdeki bazı kimyasalların farelerde kansere neden olduğu, bu kimyasallarla bütün gün çalışan işçilerde kansere neden olabildiği ve yüksek konsantrasyonlarda zarar verici olabildiği gösterilmiştir. Kısa vadede bu kimyasallar alerjik reaksiyon ve tahrişe de yol açabilmektedir.
Bu bulgular, en sevdiğiniz tişörtünüzün sizi kanser yapacağı anlamına gelmese de neden giysilerde bu malzemelerin kullanılmasına gerek duyulduğunu merak etmemiz için yeterlidir. Örneğin, giysilerde buruşmazlık apresi olarak kullanılan formaldehit, göz ve burunda tahrişe ve deride alerjik reaksiyonlara yol açmaktadır.
PEKİ TÜM BU TOKSİNLER NELERDİR VE HANGİ KUMAŞLARDA BULUNUR?
Akrilik kumaşlarda CDC denilen dimetilformamid bulunur. Deriye doğrudan teması karaciğer hasarına ve sağlık üzerinde başka yan etkilere yol açmaktadır. Bu etkiler, akrilik kumaş üretiminde çalışan işçilerin ürettikleri kumaşa dokunurken koruyucu giysiler giymesini de açıklar.
Azo boyalar giysileri, deri ve kumaşları renklendirmek için çok yaygın kullanılan boyalardır. Bu boyalar, düzenli olarak buna maruz kalan boya fabrika işçileri arasında mesane kanseri riskini artıran amin - amonyaktan elde edilen bir bileşen - salgılar. Bu boyanın değil, doğal boyaların kullanıldığı ürünler tercih edilmelidir.
Ftalatlar pek çok hazır giyim ürününde kullanılmaktadır. Özellikle DEHP ve DNO ve kimi zaman da BBP (bunları giysi etiketinde büyük ihtimalle görmeyeceksiniz, bu nedenle bu kısaltmaları hatırlamanıza gerek yok). Bunlar, plastik yağmurluklar, suni deri ve su geçirmeyen giysilerde kullanılmaktadır. Ftalatlar, iç salgı bezlerini baskılarlar ve erkek kemirgenlerde üreme faaliyetleri üstünde olumsuz etkisi görülmüştür. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) ftalatların insanda kansere yol açıp açmadığını ortaya koymamıştır.
Nanosilver, giysilerde bakterilerin neden olduğu kokuları engellemek için kullanılan antibakteriyel bir maddedir. Laboratuvar fareleri ile yapılan ilk çalışmalar, gümüş nano partiküllerin beyne ulaşabildiğini ve zamanla beyin hücrelerinin ölümüne yol açabileceğini göstermektedir. Bebeklerin nanosilver içeren giysileri kemirmesi durumunda zararlı miktarda maruz kalma olasılığı için risk değerlendirmesi yapılabilir. Fakat bunun tüm vakalar için geçerli olup olmayacağı ve zarar verecek düzeyde maruz kalmanın ne demek olduğu konusunda toplanan bilgiler tam anlamıyla test edilmemiştir.
Statik dirençli, kir tutmaz, alev geciktirici ya da buruşmaz diye tanıtılan her ürüngenellikle formaldehit, teflon gibi ferflorinat kimyasallar (PFC), nonilfenol etoksilatlar (NPE) ve nonilfenoller (NP) ya da triklosan içeriyor olmalıdır. NPE ve NP deri tarafından absorbe edilebilir ve her ne kadar insanlar üzerindeki çalışmalardan henüz sonuç alınmadıysa da kemirgenlerin üreme sağlığı ve gelişimi üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir. Triklosana maruz kalan fabrika işçileriyle yapılan çalışmalar, bu maddeye düzenli olarak maruz kalmanın, kanser riskini artırmaya etkisi olabileceği ileri sürülmektedir. Bununla birlikte Mayo Clinic, bu ürünü engellemek için kanıtların yeterli olmadığını söylemektedir.
PEKİ NE GİYELİM?
Güvenerek giyebileceğiniz, içinde zararlı hiçbir şey bulunmayan pek çok kumaş bulunmaktadır.
Bunlar; pamuklu, ipekli, organik yün, kenevir, alpaka, angora, deve tüyü, kaşmir, moher, keten, rami ve saluyottur. Kimyasallar bu doğal kumaşlarda da kullanılıyor olsa da daha az rastlanmaktadır. Ayrıca daha az tahrip eden kumaşları tercih etmek, fiyattan ödün vermek gerektiği anlamına gelmemektedir. Kaliteyi değil, maliyeti azaltma yolunda çok başarılı işler yapan pek çok marka bulunmaktadır.
Size vereceğimiz en iyi tavsiye, giysilerin etiketlerini daha dikkatli okuyarak başlamak olacaktır.