ANKARA (İHA) - İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türkiye Kızılay Derneği Yönetim Kurulu'nu görevden alma kararının hükümet için zor bir karar olduğunu belirterek, "Hükümetimiz Kızılay'a bir fırsat verdi ancak geçen zaman içerisinde iç çatışmalar ve suiistimaller devam etti" dedi.
İçişleri Bakanı Aksu, Türkiye Kızılay Derneği Yönetim Kurulu'nun Bakanlar Kurulu kararı ile görevden alınması ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Aksu, Bakanlar Kurulu'nun Kızılay ile ilgili aldığı kararın Cumhurbaşkanı tarafından da onaylandığını hatırlatarak, "Bu kararı almak hükümetimiz açısından oldukça zor olmuştur. Zira, biz Türkiye Kızılay Derneği'ni, bu aziz milletin bir parçası olarak görmekteyiz. Bu millet için Kızılay'ın ifade ettiği anlamı en geniş biçimiyle idrak etmekteyiz" diye konuştu. Aksu, Türk Kızılayı'nın, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşları açısından değil, dünyanın neresinde olursa olsun, felakete uğramış her insan için, özel bir anlamı olan ve 'güzide' vasfını daima koruması gereken bir kurum olduğunu ifade etti. Bakan Aksu, 17 Ağustos 1999 depreminden sonra, bütün toplumun yaşayarak ve içi sızlayarak izlediği gibi, Türkiye Kızılay Derneği'nin ciddi bir yıpranma sürecine girdiğini söyledi. Bu gerçekleri ilek tespit edenin Türk medyası olduğunu vurgulayan Aksu, medyada Kızılay'a ilişkin yayınlar üzerine, bir yandan yürütme erkinin harekete geçerek iddia konularını araştırdığını, öte yandan da TBMM'nin Kızılay'ın sorunlarını tespit etmek için, özel bir araştırma komisyonu kurduğunu hatırlattı. Aksu, açıklamasına şöyle devam etti:
"Sözü edilen araştırma komisyonu geçmişten itibaren bir Kızılay profili çıkarmıştır. Bu profilde, Türkiye Kızılay Derneği, yaşlanmış, kendisini yenileyememiş, yolsuzluğun varolduğu, ama olmazsa olmaz bir milli kuruluş olarak ortaya konulmuştur. Öte yandan, elimizdeki bilgilere göre Kızılay yöneticileri hakkında, 17 Ağustos 1999 depreminden sonra gündeme gelen iddialara dayalı olarak, çeşitli bakanlıklarca 200'e yakın konuda inceleme yapılmıştır. İncelenen iddia konuları ile alakalı olarak bir yandan adli süreç başlatılırken, bir yandan da kamuoyunun desteği alınmak suretiyle, Kızılay'ın kendisini değiştirmeye, toplumsal vicdandaki yerini almaya teşvik edildiği bilinmektedir."
Bakan Aksu, Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişlerince yapılan öneriye dayalı olarak, Kızılay yönetiminin görevden alınması amacıyla, 57. Hükümet döneminde de bir kararname hazırlandığını ancak ihmal edildiğini vurgulayarak, AK Parti Hükümeti'nin de Kızılay yönetimini yakından izlediğini kaydetti.
"Her Cumhuriyet hükümeti gibi AK Parti Hükümeti'nin de Kızılay yönetimine kurumun amaçları doğrultusunda çalışması için bir fırsat vermiştir" diyen Bakan Aksu, geçen zaman içinde, Türkiye Kızılay Derneği'ndeki iç çatışmaların, suiistimal iddialarının devam ettiğini ve bu durumdan Kızılay ve Kızılaycılık ruhunun zarar gördüğünü ifade etti.
Bakan Aksu, ortaya atılan iddiaları incelemek üzere görevlendirilen mülkiye başmüfettişlerinin; yolsuzlukların, genel merkez tarafından bilindiğini, bazı yolsuzluk olaylarının bizzat genel merkez görevlileri tarafından icra edildiğini, Kızılay Derneği yönetimince; TBMM Araştırma Komisyonu, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun ve nihayet Bakanlığın Teftiş Kurulu'nun Türkiye Kızılay Derneği'nde yaptığı çalışmalar sonunda düzenlenen raporların dikkate alınmadığını söyledi. Bakan Aksu, kurumsal düzenleme ihtiyacına ilişkin önerilerle ilgili hala somut adımlar atılmadığını; Kızılay yönetiminin hukuka saygılı ve samimi bir yönetim anlayışı içerisinde bulunmadığını anlattı. Bakan Aksu, Kızılay yöneticilerin sınırsız bir takdir yetkisine sahip olduklarını ve bu anlayış içinde hareket ettiklerini, Kızılay üyeliğinin kapalı bir yapıya sahip olduğunu, bu yapının değişmesi için yönetimin samimi gayret içinde olmadığını ve bu nedenle kongrelerin usulen yapılan işlemlerden ileriye gidemediğini bildirdi. Afete hazırlık planları ve hedef tespit çalışmaları konusunda bir sistematiğin bulunmadığını ileri süren Bakan Aksu, kamuoyanda Kızılay'da işlerin el yordamı ile yürütülmeye çalışıldığı değerlendirmesinin yapıldığını kaydetti.
Aksu, Müfettişlerin, Kızılay yönetiminin görevlerine son verilmesini ve bunların görevlerini yerine getirmek üzere geçici kurullar oluşturulmasını istediklerini belirderek, açıklamasına şöyle devam etti:
"Bilindiği gibi Türkiye Kızılay Derneği, kendisine önemli ölçüde kamusal ayrıcalıklar tanınmış, mevzuatla kimi görevler verilmiş bir hayır kurumudur. Ama sıradan bir hayır kurumu değildir. Bu milletin kara gün dostudur. Bu kurumda görev alacak hiç ama hiç kimsenin, kurumu yıpratacak biçimde davranmaya hakkı yoktur. Hükümetimiz bu ana fikirden hareketle, Kızılay yönetiminin görevine son verilmesine ve yerlerine görevlerini yerine getirmek üzere geçici kurullar oluşturmuştur. Bu kurullar geçici olup, yakın bir tarihte Kızılay'ı yeniden 'kara gün dostu' yapacak tedbirleri alarak, Türkiye Kızılay Derneğinde seçim sürecini başlatacaklardır."