YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kızılay’dan İdlib’teki Saldırıya İlişkin Açıklama

Türk Kızılayı Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu, İdlib’de gerçekleştirilen kimyasal saldırı sonrası Türk Kızılayı’nın faaliyetlerine ilişkin,...

Türk Kızılayı Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu, İdlib’de gerçekleştirilen kimyasal saldırı sonrası Türk Kızılayı’nın faaliyetlerine ilişkin, “İlaçlar, yaralıların bulunduğu hastanelere ulaştı, ilk seferde 2 tır kadar acil müdahale ilaçları, tıbbi ilaçlar ulaştırıldı” dedi.Türk Kızılayı Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu, İdlib’de kimyasal saldırı sonrası Türk Kızılayı’nın faaliyetlerine ilişkin açıklamada bulundu.Güllüoğlu, içerideki ortaklar vesilesiyle Suriye’nin birçok noktasında çalıştıklarını ve yardım ulaştırdıklarını belirterek, “İki gün önce olan olay bir taraftan Brüksel’de Suriye görüşmeleri devam ederken bir taraftan da hakikaten belki Suriye krizinde bir günde bu kadar çok masumun, toplu olarak öldürülmesi az sayıdaki olaylardan bir tanesi oldu. En son dün Dünya Sağlık Örgütü de (WHO) içeride kullanılması yasak olan kimyasal silahların kullanıldığına dair çok ciddi bulgular olduğunu ifade etti. Bizler ilk olarak dün ihtiyaç duyulan acil tıbbi malzemeleri, ilaçları gönderdik. İçerideki hastanelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, doktorlarla iletişim halindeyiz, onların ihtiyaçlarını takip ediyoruz. İhtiyaçlara ve içerideki talebe göre gönderiyoruz ama tabii savaş devam ediyor. Savaşın azalmadan devam ettiğinin önemli bir göstergesiydi açıkçası olanlar. Acaba ateşkes çalışır mı? Bu görüşmeler fayda eder mi? dediğimiz ortamda, günlerde oldu tam olarak. Kızılay, dünyadaki insani yardım kuruluşları, Birleşmiş Milletler elinden geleni yapmaya çalışıyor ama kesinlikle belli ki bu savaşın politik olarak bir çözüme ihtiyacı var. Yoksa insani yardım kuruluşları olarak biz elimizden gelenin tamamını da yapsak, buradan milyonlarca değil milyarlarca liralık fon da oluştursak sonuçta öldürülen insanı geri getiremiyoruz. Öldürülen o çocukları, kimyasal gazdan zehirlenen o çocuklara yeniden hayat veremiyoruz” şeklinde konuştu.“Halep boşaldığı zaman bir sonraki hedefin İdlib olacağının sinyallerini almıştık”Saldırıyı kınadıklarını söyleyen Güllüoğlu, “Bir şekilde de politik çözüme acil ihtiyaç duyuyoruz. İnsani yardım çalışanları olarak açıkçası içimiz kan ağlıyor. Çünkü o çocukları gözümüzle görüyoruz, yaşananlara en yakından şahitlik ediyoruz. İçerideki özellikle tıbbi ihtiyaçlara yönelik acil yardım çağrısında bulunduk. Bu anlamda vatandaşlarımız da gerek bizle gerek başka yardım kuruluşlarıyla desteğe başladı. Ancak olan olduktan sonra biz ancak yaraları sarmak için koşabiliyoruz. Evet buna da büyük ihtiyaç var ama keşke daha fazlasını yapabilsek, keşke savaşı durdurabilsek. İdlib’e yakın bir bölgeydi, Han Şeyhun denilen bir bölgeydi, korkumuz bu savaşın İdlib’e daha da yayılması, bu saldırıların İdlib özelinde daha da artması. Çünkü rejim bunun sinyallerini daha önceden vermişti. Halep’ten insanlar boşaldığı zaman bir sonraki hedefin İdlib olacağının sinyallerini almıştık” ifadelerini kullandı.“Bizim korkumuz acaba bu saldırılar İdlib merkezine doğru yayılır mı?”İdlib’te 1 milyondan fazla insanın yaşadığını hatırlatan Güllüoğlu, “Bu insanların yeniden hareket geçmesi, bir kısmının sınırımıza doğru gelmesi, bir kısmının Suriye içinde başka noktalara gitmesi ülke içinde, Suriye içindeki dinamikleri yeniden değiştirecek. Politik kelimelerden daha fazla çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler etkilenecek, insan hayatı etkilenecek. Açıkçası bu saldırılardan sonra bizim en çok korkumuz acaba bu saldırılar İdlib merkezine doğru yayılır mı? İkinci bir Halep olur mu korkumuz devam ediyor. Kimyasal silahların kullanılması kitlesel ölümlere sebep olduğu için kabul edilemez. Savaşın hiçbir türlüsü kabul edilemez ama hele kimyasal silahlar hele çocukların da kadınların da hedef ayırt etmeksizin öldürülmesi kabul edilemez. Umarım savaş İdlib’e doğru yayılmadan artık bir şekilde adı ateşkes mi olur? Adı tarafların görüşmesi mi olur? Ama bir an önce ateş durur, en azından bu savaş durur sonrasında da görüşmeler devam ettirilir yoksa hepimiz şahidiz olanlara” değerlendirmelerinde bulundu.“İlaçlar, yaralıların bulunduğu hastanelere ulaştı”“İçerisi; belli noktalar bazen çok güvenli bazen ise hiç belli olmuyor” diyen Güllüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Fırat Kalkanı operasyonunun sürdüğü bölgeler nispeten güvenli ama İdlib bölgesi yani Hatay’dan ulaşabildiğimiz bölge için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Bir sefer gidişinizde hiçbir sorun çıkmazken bir sonrakinde havada uçakların uçtuğunu, Suriye içine girdiğimizde çocukların şunu söylediğine şahit oluyoruz: ‘Havada uçak varsa bomba yakındır’. Yani bomba atmasa bile havada uçak demek tehlike demek, İdlib için biz partnerlerimiz eliyle ya da kendimiz zaman zaman girerek projeler gerçekleştiriyoruz. İlaçlar, yaralıların bulunduğu hastanelere ulaştı, ilk seferde 2 tır kadar acil müdahale ilaçları, tıbbi ilaçlar ulaştırıldı. Bu bombanın ve bu zehirli gazın etkisini azaltacak olan ilaçlar gönderildi, acil müdahalede kullanılan ilaçlar gönderildi. Zaten bizzat içerideki Suriyeli hekimlerden talep ettik elinizde neler var? Nelere ihtiyacınız var? Ne gönderelim? diye. Onlara istinaden gönderdik biz bunları ama tabii ilk anda ve dozuna bağlı olarak etkilendi insanlar. 100’den fazla insan çoğu da ilk dakikalarda öldü. Çünkü kaslarınızı felç ediyor ve sizi nefes alamaz hale getiriyor. Ne yazık ki o televizyonda canlı canlı nerdeyse ölüşlerini seyrettiğimiz çocuklar nefes alamayarak, ağızlarından köpükler çıkarak vefat etti. Bu tabii durduramayacağımız bir şey, durduramıyoruz. İki gün önce de Brüksel’de insani yardımla alakalı görüşmelerdeydik. Tabii insanlığın dünyanın başka bir yerindeki, Paris saldırısında olduğu gibi ya da başka saldırılarda olduğu gibi en azından ortak kınamayı becerebilsek diye umuyoruz ama herhalde buna da daha zamanımız var. Biz Türkiye olarak, Türk Kızılay’ı olarak ilk gerekenleri yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Türk halkının desteği ile bunu yaptık ama artık herhalde daha fazla ses çıkarmalı, dünyanın farkındalığını daha fazla uyandırmalıyız. Aylan Bebek, Ege Denizi’nde boğulup kıyıya vurduğunda dünya gözünü buraya çevirmişti burada onlarca çocuk var. Aylan Bebek’ten farkları yoktu esasında, onlar da Aylan bebek kadar masumdu ya da bir Amerikalının, bir Kanadalının, Bir Fransızın çocuğu kadar masumdu orada ölen çocuklar. Bu anlamda dünyanın dikkatini daha fazla buraya çekmemiz lazım”.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler