Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, gündemin ekonomiye dönmesinin sevindirici olduğunu belirterek, "Yeni ekonomi programının temelini ise yapısal dönüşümlerin oluşturması daha da önemlidir. Bu yeni yaklaşım eğer etkin uygulanırsa yararlı olacağı kesin" dedi.
Yeni ekonomi programıyla ilgili açıklama yapan Başkan Kızıltan, bir seçimi daha geride bıraktıklarını söyledi. Milletin iradesinin gösterildiği yer olan sandığın, Türkiye’nin umudu olduğunu vurgulayan Kızıltan, "Çünkü biliyoruz ki, demokrasilerde kazanan veya kaybeden olmaz. Bu bir hizmet ve toplumu ikna yarışıdır. Bu sefer toplumumuz hizmetini yetersiz bulduğu kişilere oy vermedi, ikna edici bulduğu ve güvendiği yeni Belediye Başkanlarını göreve getirdi. Eğer bu süre içinde bu yeni Başkanlar da toplumu memnun edemez ve güzel bir hizmet veremezse toplum onları da değiştirecektir. İşte buna demokrasi diyoruz. Bu anlamda bırakalım demokrasinin işleyişini halkımız sağlasın. Bizler iş dünyası olarak, bir kaç sayımı devam eden bölge hariç ki oralarda da hukuka ve millet iradesine olan saygının gösterileceğine eminiz- ülke çapında yerel yönetimlerle ilgili seçimlerin huzur ve güven ortamında geçmesinden mutluyuz. Demokrasinin işlediğini görmek ekonomiye güç verecektir. Artık ana gündem olan iş ve aşa, ekonomiye dönme zamanıdır" diye konuştu.
"Gündemin ekonomiye dönmesi sevindiricidir"
Yeni ekonomi paketinin açıklanmasıyla gündemin ekonomiye dönmesinin sevindirici olduğunu dile getiren Kızıltan, "Programın temelini ise yapısal dönüşümlerin oluşturması daha da önemlidir. Çünkü ülke ekonomimizin kısa ve orta vadeli sorun ve çözümleri olduğu gibi, doğrudan ekonomiye bağlı olan uzun vadeli de olsa, hukuk ve eğitim gibi alanlarda da ciddi yapısal sorunların çözümü bizi beklemektedir. Peki, nedir bu açıklanan yapısal dönüşümün adımları? Program ayrıntılı bir açıklama yerine başlıklarla sunulduğu için bazı net olmayan şeyler varsa da, ekonomimiz açısından vergi dönüşümü konusunda önemli saptamalar görüyoruz. İstisna ve muafiyetlerin azaltılması, kurumlar vergisinde kademeli düşüş, herkesin beyanname verir hale gelmesi, girişim ve iş kurmanın kolaylaştırılması gibi konuları önemli görüyoruz. Öncelikle yüksek kazanç elde edenden daha yüksek, düşük gelir elde edenden daha düşük vergi alınması ve beyanname sistemine geçilerek kayıt dışı ekonominin kayda alınması çok olumlu. Dolaylı vergilerin azaltılması iş dünyası açısından oldukça önemli çünkü iş yapmanın önündeki en büyük engellerden biri yüksek dolaylı vergilerdir. Burada bir realiteden söz etmek gerekiyor: Kısa vadede hızla dolaylı vergilerden çıkılmadığı takdirde zaten düşen kazanç üzerinden de vergi almak kolay olmayacaktır. Çünkü ‘iş sürecinde’ dolaylı vergiler nakit akışını ciddi oranda bozmaktadır. Bu yeni yaklaşım eğer etkin uygulanırsa yararlı olacağı kesin" ifadelerini kullandı.
Programda açıklanan konulardan birisinin de kıdem tazminatı fonu olduğuna dikkat çeken Kızıltan, "Kıdem tazminat fonu ve Bireysel Emeklilik Sistemi olan BES. İşverenlerden bu ekonomik ortamda kıdem tazminatlarını belirli bir fona yatırmalarını istemek gerçekçi görünmüyor. Maaş ödemelerini dahi banka kredisi ile yapan, vergi yükümlülüğünü yerine getirmekte zorlanan özel kesimden kıdem tazminatlarının bir bölümünü bir fona yatırmalarını istemek çok da gerçekçi değil. En azından bu sıkıntılı zamanlarda. Bilindiği gibi sermayesini uzun süredir yitirmiş birçok şirket yaşatılarak ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bu şirketler sektör içinde haksız rekabet oluşturuyorsa bunların hızla tasfiye edilmesi mevcut şirketlerin sağlığı açısından olumlu olacaktır. Tabii ki gelecekte potansiyeli olan firmaların kredileri yeniden yapılandırabilir, ancak sistemi zorlayan şirketlerin de bir an önce temizlenmesi gerekiyor. Diğer taraftan kredilerin tüketici ve KOBİ’lere de yönlendirilmesi ve kredinin etkinliğini ve piyasada gerekli nakidin sağlanmasını destekleyecektir. Sadece çok büyük firmalara kredi kullandırmak nakit sorununu çözmeye yetmemektedir" şeklinde konuştu.
"Tarımda atılan adımlar olumludur"
Programda son zamanlarda gıda konusunda yaşanan sorunlardan dolayı tarımın daha çok yer aldığını gördüklerinin altını çizen Kızıltan, "Detayları ileride açıklanacak bir tarım programından bahsedilmektedir. Şimdi ise açıklanan Tarım Kredi Kooperatiflerine bağlı SERA AŞ’nin kurulacağıdır. Ancak bu kurumun nerede faaliyete başlayacağı, üretim ve dağıtım zincirinin nasıl olacağı konusu belirsizdir ama olumludur. Üretici kooperatiflerinin desteklenmesi, tarımsal üretimin artırılması, üreticiye gelir ve kaynak aktarılması, sözleşmeli üretim desteği verilmesi gibi konular da oldukça olumludur. Ancak tarımda daha kapsamlı ve uzun vadeli programlar geliştirilmeli ve ölçek ekonomisi sağlanmalıdır. Hal Yasası’nda yeterli tartışma ve inceleme yapılmadan karar alınmamalıdır, daha detaylı tartışılmalıdır. Haller üreticiye direk destek sağlayan alanlardır. Aksayan yönleri elbette vardır. Önemli olan bu aksaklıkların giderilmesidir. Rekabet ortamının bozulmaması ve mevcut yapının reforme edilerek korunması önemlidir. Gıda temini sorununun kısa vadede değil uzun vadeli programlar ile sabırla çözülecek bir konu olduğu unutulmamalıdır. Üreticinin yeniden üretimle barışması gerekmektedir. Maliyetlerin düşürülmesi ve üreticiye destek zorunludur. Yine hayvancılıkla ilgili küçükbaş hayvan sayısının 47 milyondan 100 milyona artırılması temennisi de olumludur. Ülkemiz doğal yapısı küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine uygundur. Ancak bunun detayları açıklanmalıdır. Program mevcut işsizlik ve iş çevriminde yaşanan güncel sorunlara doğrudan değinmemiş olsa da hedefler açısından olumlu bir başlangıç, olumlu bir adımdır.
Seçimlerden gelen siyaset gündeminin artık yerini ekonomiye, toplumsal uzlaşmaya ve 2023 hedeflerine ulaşma çabalarına bırakmasını dilediklerini vurgulayan Kızıltan, "Gelin artık hep birlikte ekonomiye, istihdama, ihracata odaklanalım. Ülkemizin iş ve aşla gelecek olan refaha ve bunun oluşturduğu toplumsal huzura ihtiyacı var. Ticarete, teknolojiye, bilime ve çağı yakalamamızı sağlayacak olan gerçek gelişmelere odaklanalım. Bizi zayıflatan, ekonomimizi, milletimizin birliğini, refahını, huzurunu, zenginliğini zayıflatan her yapay sorundan uzak duralım. Ülkemizin dertlerini, sorunlarını tespit için kahin olmaya, uzman olmaya gerek yok. Bunları sokaktaki her vatandaşımız biliyor. Özellikle Mersin özelinde kentimizin çözüm bekleyen sorunlarını kentin tüm dinamikleriyle ortaya koyduk, Başkanlarla paylaştık. Artık, kolları sıvama ve yeni bir enerjiyle, yeni seçilen yerel yönetimlerin yeni kan değişimleriyle, bu yenilenmenin sonunda umut ettiğimiz dinamik katkılarla sorunlarımızı çözme zamanıdır. Biz Mersin iş dünyası olarak, önce kentimiz olmak üzere, bölgemize ve ülkemize değer katmaya, üretmeye, iş ve aş vermeye, ülkemizin zenginliği olmaya devam edeceğiz ve bunun için canla başka çalışacağız. Mersin Büyükşehir Başkanı Vahap Seçer başta olmak üzere, seçilen her Başkanımızla uyum içinde çalışmaya devam edeceğiz. Bu anlamda Mersin merkez ve diğer tüm ilçelerinde seçilen tüm başkanlarımızı, meclis üyelerimizi, muhtarlarımızı gönülden kutluyorum. Seçim sonuçlarının Mersin’e ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyor, ülkemizin demokrasi kültürüne katkı koyan herkesi kutluyorum. Geçmiş dönem belediye başkanlarımıza hizmetleri için teşekkür ediyoruz. Yeter ki demokrasi ve millet iradesine saygı duyalım ve bunu koruyalım. Demokraside kaybeden olmaz" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz