Kızım bak git

Bazen sayfalarca sürecek bir metni 140 harfde çok güçlü ve vurucu bir şekilde anlatabiliyorsunuz. Twitter'ın gücü de buradan geliyor. Elbette böylesine net ve güçlü anlattığınız kimi metinler bazılarını oldukça rahatsız edebiliyor. Polat Tower'daki yangın haberleri hakkında yazdığım bir twit de bunlardan biri oldu. Dün şöyle bir şey yazdım. 'Hatırlarsak Ece Erken İstanbul depremde yıkılırken Polat Towers'daki evinden seyredeceğini söylemişti. Polat Towers yandı İstanbul seyretti!' Bunu yazdıktan sonra Ece Erken arka arakaya bana saydırmaya başladı. Haberin yalan olduğunu, habere yapan muhabirin bu nedenle işten atıldığını. Dava açıp kazandığını ve Ahmet Hakan'ın bile köşesinde bu haberle ilgili özür dilediğini yazdı. Ardından sözü gazeteciliğime getirdi, aldırmadım. Sanırım bu konuda ders alacağımız en son ikişi kendisidir diye düşündüm. Ardından tedavi olmam gerektiğini yazdı, güldüm geçtim. Ancak sonra lafı benim de çocuğum olduğuna getirdi…

İşte o noktada harekete geçtim.

İlk olarak 'acaba ben mi yanlış hatırlıyorum diyerek 7 yıl önce yapılan bu haberi buldum. Ardından gazeteci Arzu Erdoğan'dan şöyle bir mail kutumla düştü. 'Cüneyt Bey merhaba

Haberi yapan Tempo dergisinden Yasemin Yurtman Candemir'dir. Yasemin bu haber yüzünden işten atılmadığı gibi daha uzun yıllar da Tempo dergisinde çalışmıştır. Haberle ilgili ne özür dilenmiştir, ne de bir özür yazısı yazılmıştır. Hatta Ece Erken önce dava açmaya yeltenmiş, Yurtman'ın elinde delil olduğu için davayı geri çekmiş, dava bile açılmamıştır. Yasemin Yurtman bununla ilgili tweet atıyor, ama sanırım görmediniz. İlginizi çeker diye size yazıyorum. Ben de o dönemde Tempo dergisinde editör olduğum için durumu gayet iyi biliyorum. Hatta Ece Erken "O sohbet sırasında söylenmiş bir şeydi" dedi. Biz de kendisine gazeteci olduğumuz hatırlattık! Kolay gelsin"

[

ECE ERKEN (FOTO GALERİ)](http://birbak.mynet.com/galeri/ece-erken/1423/403686)

Derken haberi yapan gazeteci Yasemin Candemir'in tweetlerini gördüm. Kendisinin işten atılmadığını, kendisine herhangi bir dava açılmadığını ve belirtilen iddiaların yalan olduğunu söylüyordu. Yetinmedim. Ahmet Hakan'ın özür dilediği iddia edilen yazıyı buldum. Ortada bir özür olmadığı gibi Ahmet Hakan 'ağlayan kadınlara dayanamadığı' üzerine dalgasını geçiyordu.

Bunları twitter'da yayınladıktan sonra Ece Erken hafiften U dönüşü yapmaya başladı. Mahkeme kararı niyetine bir ihtarname yayınladı. Olabilir aradaki farkı bilmeyebilir. Son olarak onca lafı unutup bana dava açacağını kendisinin yazdıklarının da biraz ağır olabileceğini söyleyen şeyler yazıyordu.

Bütün bunları ağzından çıkan sözlerin bir gün gelip kendilerini bulacağını düşünmeyenlerin yalanlarının foyasının nasıl bir kaç saatte dökülebildiğini göstermek için yazmıyorum.

Sonuçta medyanın içinde olur böyle vakalar. Bu gözler ne yalanlar okudu. Asıl söyleyeceğim söz benim yazdıklarımla ilgili benimle polemiğe girmeyi düşünenlere dair.. Eğer işin içine benim çocuğu karıştırmayı düşünüyorsanız gördüğünüz gibi değil polemiğe girmekten çekinmeyi ya da mahkemeye gitmekten korkmayı, cehennemin dibine gitseniz peşini bırakmam.

Yazın bir kenara…

dipnot