Toplumlar arasında kadınların erkek meslektaşlarıyla aynı iş fırsatlarından yararlanmasının daha zor olduğu bir dünya düzeni etkinliğini sürdürüyor. Toplumsal tabular içerisinde kadınlar ailelerine ve evlerine bakmakla yükümlü olan kişi olarak kabul ediliyor. 1970 yılında evlenen ve çok mutlu bir evliliği olmasına rağmen henüz 6 aylık hamileyken eşini kaybeden Sisa, toplum genelinde oluşan kalıpları yıkmayı başardı.
Sisa evlendiğinde 21 yaşındaydı ve eşi 16 yaşında olmasına karşın oldukça mutlu bir birliktelikleri vardı. Genç yaşında eşini kaybeden Sisa’nın ailesi Mısır’ın muhafazakar bir kesimindendi ve çocuğuna bakması için Sisa’nın çalışmasına kesinlikle izin vermiyordu. Luksor’da yaşayan Sisa, yeniden evlenmesi için erkek kardeşlerinin baskısına direnmek zorundaydı. Sisa ise kızına iyi bir hayat sunmak için çalışmak istiyordu. En sonunda erkek kılığına girerek çok daha rahat iş bulabileceğini ve çalışabileceğini düşünerek kendi kimliğini gizleme kararı aldı. Erkek kılığında iş aramaya gittiği zaman kadın olduğu için toplum kurallarına karşı gelmiş olmayacak veya iş başvurusu reddedilmeyecekti.
Tamamen erkek kıyafetleri giyen Sisa, bir süre sonra ise erkek gibi konuşmaya ve davranmaya başladı. Onu kimsenin tanıyamayacağı komşu kasabalarda iş aradı. Çiftçi, ayakkabı boyacısı ve işçi olarak çalıştı.
Kızı 16 yaşına geldiğinde evlendi ama Sisa kızı evlendikten sonra bile kılık değiştirmeye devam etti. Zamanla erkek gibi davranmaya ve giyinmeye alışmıştı bu yüzden de artık kadın kıyafetleri içinde kendini rahat hissetmiyordu. 2015 yılında Mısır hükümeti’nin takdirini kazandı ve Sosyal Dayanışma Bakanlığı ona “eve ekmek getiren kadın” ödülünü verdi. Ayrıca RT Documentary’nin yayınladığı The Untamed Shrew adında da Sisa’nın hayat hikayesini anlatan bir belgesel çekildi.