Kızının böbreğiyle yaşama tutundu

Alınan bilgiye göre, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Organ Nakli Merkezi'nde 22 Mart'ta Prof. Dr. Ali Gökalp, Prof. Dr. Ahmet Yılmaz ve Prof. Dr. Özdal Dillioğlugil'in yaptığı ameliyatla 21 yaşındaki Esra Kandaz'ın böbreklerinden biri 46 yaşındaki babası Sadettin Kandaz'a nakledildi.

Sakarya'da yaşayan 21 yaşındaki Esra Kandaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 46 yaşındaki babası Sadettin Kandaz'ın, 2 yıl önce böbreklerinden rahatsızlanması üzerine çok üzüldüklerini ve zor günler geçirdiklerini söyledi.

KOÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi gören babasına annesinin böbreğini vermek istediğini ancak doku uyuşmazlığı nedeniyle naklin yapılamadığını ifade eden Ayaz, şöyle konuştu:

''Bunun üzerine ben böbreğimi vermek istedim ve internetten, kitaplardan nakil konusunu araştırmaya başladım. Yaptığım araştırmalarda çocuğun organının ebeveynine uyması yüzde 50'ymiş. Bende bunu babama anlattım kabul etmedi. Babam böbreğimi kendisine vermemi istemiyordu ama ikna ettim. Babamı çok seviyorum. Babam kabul edince de tahliller yaptırdım. Sorun çıkmayınca da nakil oldu. Ameliyat öncesi ve sonrası hiç korku yaşamadım ve tereddütüm olmadı. Sadece böbreğim vücudu kabul etmeyecek diye korktum. Nakil olan organım sayesinde babam yeniden hayata tutunmaya başladı. Babamı çok seviyorum.''

Esra Kandaz, 22 Mart'ta ameliyata alındığını, 25 Mart'ta ise hastaneden taburcu edildiğini 27 Mart'ta ise yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) girdiğini kaydetti.

Sınava gireceğini doktorlardan sakladığını dile getiren Kandaz, ''Doktorlar eğer sınavımın olduğunu öğrenirse naklin 22 Mart'ta yapılmasına karşı çıkabilirlerdi. Bu yüzden sakladım. Zaten çalışıyorum. Sınav benim için açıkçası çok bir şey ifade etmiyordu'' diye konuştu.

Baba Sadettin Kandaz da 2 yıl önce böbrek rahatsızlığı olduğunu öğrendiğini, geçen yıldan itibaren de diyalize girmeye başladığını ve hayatını çok zorlaştığını söyledi.

Hastalığından dolayı hiç moralinin bozulmadığını dile getiren 4 çocuk babası Kandaz, ''Eşim nakil için başvurdu fakat doku uyuşmazlığı çıktı. Bunun üzerine büyük kızım hiç tereddüt etmeden nakli istedi. Karşı çıktım ama çok ısrar edilince kabul ettim. Yapılan nakil sonrasında yeniden yaşama tutunmaya başladım. Kızımın böbreğini vermesi beni duygulandırdı. O benim her şeyim'' şeklinde konuştu.

-ORGAN BAĞIŞINDAKİ YETERSİZLİK-

KOÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Levend Özkan, nakil merkezinin geçen yıl aktif olarak çalışmaya başladığını ve şu ana kadar 6 adet canlıdan canlıya organ nakli gerçekleştirdiklerini söyledi.

Yakında kadavradan nakillere de başlayacaklarını dile getiren Özkan, en ideal nakil yönteminin kadavradan canlıya olduğunu ancak Türkiye'de kadavra bulma sıkıntısı yaşandığını ifade etti.

Beyin ölümü tanısının zamanında konulamadığını ve organ bağışı konusunda vatandaşların bilinçsiz olduğunu kaydeden Özkan, canlıdan nakillerde öncelikle verici ve alıcının kendi istekleriyle başvurmaları gerektiğini belirtti.

Levend Özkan, şöyle devam etti:

''İleri testlere gitmeden vericinin kendi rızası olduğunu bire bir görüştükten sonra yapıyoruz. Canlıdan nakillerde asıl amacımız vericinin sağlığının aynı şekilde olacağını garanti altına almaktır. Amacımız vericinin bundan sonra hayatını sıkıntı duymadan yaşamasıdır. Organ bağışıyla ilgili elimizden geldiği kadar tanıtım yapmaya çalışıyoruz. Ne yaparsak yapalım organ naklinde ön yargıları kırmak çok zor. Bu konuda üzerimize düşen görevler nelerse toplum olarak yapmalıyız.''

Türkiye'de kadavra naklini artırmaya çalıştıklarını ancak bunun çok zor olduğunu anlatan Özkan, ''Ülkemizde organ bekleyen çok hasta var. Basın yayın organları, doktorlar ve sağlık çalışanları olarak organ bağışıyla ilgili olarak yanlış kanıları yok etmemiz gerekiyor'' dedi.

Levend Özkan, hastanelerinde nakil yaptırmak için hazır bekleyen 3 hasta bulunduğunu, bunların dışında da 20 kişinin canlıdan veya kadavradan nakil beklediğini sözlerine ekledi.