Dehşete düşüren olay, 5 Nisan'da saat 19.00'da Karatay ilçesi Sarıyakup Mahallesi Küçük Kumköprü Caddesi'nde meydana geldi. Antalya'da oturan ve turizm firmasında şoför olarak çalışan Yılmaz Gürpe, caddede kızıyla yürüyen 7 aydır ayrı yaşadığı boşanma aşamasındaki Ebru Gürpe'ye tabancayla 2 el ateş etti. Ebru Gürpe yere yığılırken, Yılmaz Gürpe ise kızını geldiği otomobile bindirip bölgeden uzaklaştı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Konya Şehir Hastanesi'ne kaldırılan Ebru Gürpe, kurtarılamadı.
'Yaralama' ve 'Hırsızlık' suçlarından kaydı olan Yılmaz Gürpe, polisi arayıp teslim olacağını belirterek adresi verdi. Topraklık Caddesi'ndeki evinde, suç aleti tabancayla gözaltına alınan Yılmaz Gürpe tutuklandı.
Konya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'Tasarlayarak eşi kasten öldürme' suçundan dava açılan Yılmaz Gürpe’nin yargılanmasına başlandı. Gürpe, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken; taraf avukatları, öldürülen Ebru Gürpe'nin kızı J.G. (13) ile annesi Jale Gürpe ise salonda hazır bulundu.
Yılmaz Gürpe, mahkemedeki ifadesinde eşinin kendisini aldattığını öne sürerek, şunları söyledi:
"Poliste verdiğim ifadeler doğru değil. Ben Antalya'da çalışıyorken eşim, benimle ve çocuklarla hiç ilgilenmiyordu. Evimde uyuşturucu yakaladım. Bu sebepten eşimle sürekli tartışıyorduk. Daha sonra akrabalar bizim aramızı bozmaya başladılar. Bir gün eve geldiğimde eşimin evden ayrılmış olduğunu gördüm. Eşimi aradım, eve dönmesini istedim. Eşim ise artık beni istemediğini, hayatında başka biri olduğunu söyledi. Eşimle barışmak için aracılar gönderdim ama olmadı."
Olayda taşıdığı tabancayı daha önce kayınvalidesinden aldığını iddia eden Gürpe, ''Daha önce hasımlarım olduğu için kızım kaçırılmıştı. Olayda kullandığım silahı kayınvalidem verdi. 'Kızını kaçıran kişileri vur, öldür' dedi. Silahı onlardan temin ettim ve devamlı olarak silahı yanımda taşıyorum'' dedi.
Olay günü eşini vurduktan sonra kendine de ateş edeceğini belirten Gürpe, "Eşimin Konya'ya geldiğini öğrendim. Ben de onun yanına geldim. Eşimin yanına konuşmak için yalnız gittim. Eşime yalvardım. Eşim bana 'Başkasını seviyorum. Sana dönmeyeceğim' dedi. Kızım ve oğlum bana Antalya'da yaşarken eşimin eve başka erkeklerle girdiklerini söylediler. Olay günü ise bir araç kiralamıştım. Eşim beni görünce hakaret ve küfretti. Sonra bacağına 1 el ateş ettim, daha sonra ise 1 el daha ateş ettim. Orada kendime de sıkacaktım ama kızım olduğu için yapmadım. Olanlar nedeniyle çok pişmanım" diye savunma yaptı.
Ebru Gürpe'nin annesi Jale Gürpe ise "Söylediklerinin tamamı yalan, kızım onu hiç aldatmadı. O, 2 yıl önce kızımı aldattı, büyükleri olarak biz barıştırmıştık" dedi.
Çiftin kızları J.G. de annesinin babasını hiç aldatmadığını ancak tam tersi babasının, annesini aldattığını söyledi. Mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Duruşmanın ardından adliye binası önünde açıklama yapan Jale Gürpe, "Önce Allah'a sonra adalete güveniyorum. Hak ettiği cezayı alsın. Benim kızımın bir suçu yok. Suçsuz günahsız. Bir de kızımın iffetiyle oynuyorlar. Ölmüş bir kadının iffetiyle oynamasınlar. Benim kızım oruçlu öldü. Beş vakit namazındaydı. 17 senede 3 evlat verdi ona. Benim 3 torunumu öksüz bıraktı. Benim kızım öldü, başka kızlar ölmesin. Benim gibi başka analar ağlamasın. Antidepresan ilaçlarıyla ayakta duruyorum. Başka anneler ağlamasın. Ben ağlıyorum, başka annelerin yüreği yanmasın" dedi.
Ailenin avukatı Hüseyin İlerioğlu ise duruşmayı değerlendirerek, "İddianame boyutunda savcımız, güzel bir çalışma hazırladı. Olaydan önce sanığın nerelerde bulunduğunu, maktulün evinin etrafında gezdiğini ve olayın tasarlanarak gerçekleştiğine ilişkin iddianamemiz de düzenlendi. Davanın 2'nci celsesinde geri kalan tanıklar dinlendikten sonra hakkın yerini bulabileceğini düşünüyoruz. Artık böyle cinayetlerin meydana gelmeyeceğini ve bu yargılamalar neticesinde de artık herkesin ders alabileceği kanaatindeyiz. Olayın ilk kurşunu kasık bölgesine sıkıldıktan sonra 1-2 dakika maktulün başında beklenildiğini ve akabinde 2'nci kurşunun da göğsüne sıkıldığı belirtildi. Olay yerinden kaçarken de kafasına kapüşon geçirerek kaçtığını, kızını da alarak gittiği belirlendi. Burada şunu değerlendirmekte fayda var. İlk el ateşlendikten sonra tarafın bunun ölmesini beklemesi, öldüğünden emin olunmadıktan sonra 2'nci eli ateşlemesi, yaptığı hareketin 'cani bir hisle' gayesini tamamen öldürmek olduğu ve tasarlamak olduğu apaçık ortadadır. Bu hususları da biz mahkemeye belirttik. Takdir mahkemenindir" diye konuştu.
(DHA)