YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

KKKA serumu ölümcül 15 hastadan 13’ünde olumlu sonuç verdi

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı için serum üretme çalışmasının klinik ayağını yürüten Numune Hastanesi...

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı için serum üretme çalışmasının klinik ayağını yürüten Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Şefi Doç. Dr. Hürrem Bodur, üretilen serumun ölümcül 15 hastadan 13’ünde olumlu sonuç verdiğini açıkladı. Bunun bir ön çalışma olduğunu söyleyen Bodur, “Bununla nihai olarak KKKA’nın tedavisi bulundu demek için çok erken. Burada hem vaka sayımızı çok az hem de bu bir ön çalışmaydı.” diye konuştu.
Ankara Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Şefi Doç. Dr. Hürrem Bodur, uluslar arası katılımlı KKKA Çalıştayı’nda bir grup gazetecinin sorularını cevapladı. 'KKKA’nın serumu bulundu mu?' şeklindeki soru üzerine Bodur, bu hastalıktan ölen kişilerin yeterince antikor oluşturamadıklarını ifade etti. Bodur, “İnsanların kanındaki virüs çoğalmaya devam ediyor. Onu baskılayacak bir antikor oluşmuyor.” dedi. Daha önce bu hastalığı geçirerek iyileşmiş olanların kanlarından hazırlanan anti serumun, ağır durumdaki KKKA hastalarına verilmesi uygulamasına dayalı bir çalışma yaptıklarını kaydeden Bodur; Sağlık Bakanlığı, Hıfzıssıhha ve GATA’nın da içinde bulunduğu projenin klinik ayağını Numune Hastanesi olarak yürüttüklerini aktardı. Bodur, Gazi Üniversitesi’ndan öğretim üyelerinin de çalışmaya destek verdiklerini belirtti. Çalışmanın 2007 yılında başladığını hatırlatan Bodur, şöyle devam etti: “Sağlık Bakanlığı ekipleri daha önce KKKA geçirip iyileşmiş olan 22 donörden kan aldı. Onlardan elde ettiğimiz serumları belli işlemlerden geçirdikten sonra 26 hastada uyguladık. Bu hastalardan 11 tanesi zaten ölüm için risk faktörü taşımayan hastalardı. Biz müdahale etmesek de iyileşecekti. 15 tanesi de oldukça ağır durumdaki hastalardı. Bunlar, yüzde 90 ihtimalle ölmesi beklenen hasta grubuydu. Biz esas bu 15 hastadaki sonuçları kritik ediyoruz. 15 hastadan normalde yüzde 90’ı yani 13’ünün ölmesi beklenirken, 13 hasta iyileşti sadece 2 tane hasta hayatını kaybetti.”

“ÇALIŞMALAR UMUT VERİCİ, BUNUNLA BİRLİKTE KKKA’NIN TEDAVİSİ BULUNDU DEMEK İÇİN ÇOK ERKEN”
Bunun bir ön çalışma olduğunu vurgulayan Bodur, daha önce Ruslar ve Bulgarların da bu konuda deneyimi olduğunu kaydetti. “Mevcut tedavi yöntemleri bizi çok bir yere götürmedi, farklı tedavi alternatiflerini aramak durumundaydık.” diyen Bodur, elde edilen bu sonuçların umut verici olduğunu söyledi. Bununla birlikte, nihai olarak KKKA’nın tedavisi bulundu demek için çok erken olduğunun altını çizdi.
Çalışmadaki vaka sayısının az olduğunu ve bir ön çalışma gerçekleştirdiklerini söyleyen Bodur, serum üretimi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirtti. Bodur, söz konusu bilimsel çalışmanın bir makale olarak yayınlandığını da ifade etti.

“BİR TAKVİM VERMEK UYGUN OLMAZ”
KKKA’nın yüzde 90 ihtimalle çok hafif seyreden bir hastalık olduğunu, bazı hastaların hiç klinik belirti vermeden hastalığı geçirdiğini dile getiren Bodur, “Yüzde 10’ununda ise ağır seyrediyor, kanamalarla seyrediyor. Bizim asıl tedavi etmemiz gereken bu grup. O grubun kimler olduğunu biliyoruz. Hangi hastalar ağır seyredecek, onu biliyoruz. Bu tedaviyi o hastalarda uygulayacağız.” dedi.
Bodur, serumun yaygın olarak ne zaman kullanılmaya başlanacağı konusunda ise bir takvim vermenin doğru olmadığını sözlerine ekleyerek, “Sonuçları umut verici. Tedavi amaçla kullanılmak üzere değerlendirmelerde bulunulacak.” açıklamasını yaptı.

HASTALIĞIN GÖRÜLDÜĞÜ ALANLAR ARTARKEN, VAKA SAYISI AZALDI
Öte yandan çalıştaya katılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Viroloji laboratuarı Şefi Doç. Dr. Gülay Korukluoğlu, “Türkiye de hastalık ilk başta 2002-2003 yılında Kelkit vadisi ile sınırlıyken, bugün Türkiye genelinde hemen hemen her ilde belki düşük hasta sayısı ama yine de görülmeye başladı.” diye konuştu.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Mustafa Ertek ise, hastalığın görüldüğü alanların artması ile birlikte, yapılan eğitimler ve halkın bilinçlenmesi ile son üç yılda vaka sayısının önce durduğunu, sonra da azalmaya başladığını vurguladı. Ertek, “Vaka sayısı önce 1300-1200’lerde iken, geçen sene ilk defa 900’ün altına indi. Bu sene de binli rakamlarda. Yani 2002’den beri artış trendi, son üç yıldır durdu, yavaş yavaş da azalmaya doğru gidiyor.” bilgisini aktardı.
Selanik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Anna Papa, KKKA konusunda yürütülen Avrupa Birliği projesi hakkında bilgi verdi. Projeye Güney Afrika ülkeleri ve çok sayıda Avrupa ülkesinin dahil olduğunu söyleyen Papa, aşı ve hastalığın neden bazı hastalarda ölümcül seyrettiği gibi bazı konularda çalışma yapılmasının amaçlandığını kaydetti. Türkiye’nin hastalıkla ilgili önemli deneyime sahip olduğunu ifade eden Papa, “Ülke deneyimlerinizden faydalanmak isteriz.” dedi. Yunanistan’da sadece 2008 yılında bir vaka görüldüğünü söyleyen Papa, “Ancak hastalık Avrupa’ya da yayılabilir. Hastalık kenelerle geçtiği için, kenelerin dağılımı çok önemli.” şeklinde konuştu.
İsveç Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nden Doç. Dr. Ali Mirazimi de 4 yıllık projenin bir yılını geride bıraktığını, projenin 6 konuda çalışma paketi içerdiğini aktardı. Mirazimi bu paketlerden bazılarının hastalığın tanısının hızlı bir şekilde konulabilmesi, virüsü hangi coğrafyalarda hangi canlı türlerinin taşıdığının belirlenmemsi, aşı geliştirilmesi, hastalıkla ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalar konusunda bilgi alışverişinde bulunulması olarak sıraladı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler