Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

KOAH’a yakalanma yaşı düştü

Sigara kullanımının son yıllarda hızlı bir şekilde arttığını ve kullanımının çok erken yaşlara düştüğünü belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman El Jundi, “Eskiden KOAH 40 yaşından sonra görülürdü, şimdi ise 20-25 yaşlarında görülmektedir. KOAH’ın görülme sıklığında ciddi bir artış var” dedi.

KOAH’a yakalanma yaşı düştü

Antalya Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman El Jundi, ’’Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Kasım ayında KOAH hastalığının kötüleştiğini söyleyen Jundi, konuyla ilgili farkındalık oluşturmak gerektiğini belirtti. Sigara kullanımının KOAH’ı tetiklediğini ifade eden Jundi, “Sigara kullanımında son yıllarda ciddi bir atış var. Eskiden 40 yaşından sonra KOAH görülürdü. Şimdi 20-25 yaş arasında görülüyor. Bu yüzden de KOAH’ta ciddi bir artış söz konusudur. Eskiden kadın ve erkek oranına bakıldığı zaman erkeklerde KOAH daha sık görülürdü. Şu an ise kadınlar KOAH konusunda erkekler ile yarışır hale gelmiştir. Türkiye de sigara çok fazla içildiği için Türkiye’nin Avrupa’ya göre ve diğer civardaki ülkelere göre daha yüksek bir KOAH hastası oranına sahiptir. Türkiye’deki bölgelere göre kıyaslama yaptığımızda; sigara içimi, İç Anadolu ve Marmara Bölgesine nazaran Akdeniz bölgesinde daha az görülmektedir. KOAH prevalansı Türkiye geneline göre Antalya’da daha düşüktür. Türkiye geneline göre Antalya bu konuda daha şanslıdır” dedi.

"Geri dönüşü olmayan bir hastalıktır"

KOAH’ın kronik ve uzun vadeli bir hastalık olduğunu belirten Dr. Osman El Jundi, “Pnömoni (zatürre) gibi akut bir hastalık değildir. Uzun ve müzmin bir hastalık olduğu için tedavisi daha zordur. KOAH hava yollarının daralması, tıkanması anlamına geliyor. KOAH ilerleyen ve geri dönüşü olmayan bir hastalıktır. Aynı zamanda solunum yetmezliğine kadar ilerleyen bir hastalıktır” diye konuştu.

"Hem süründürür, hem öldürür"

KOAH’ın belirtilerine değinen Dr. Osman El Jundi, “Önce hafif nefes darlığı ile başlıyor. Sonra öksürük ve balgam devreye giriyor. Tabi hastalık ilerledikçe ve sigara içtikçe nefes darlığı da artıyor. Eğer kendinizde bu belirtileri görüyorsanız KOAH’tan şüphelenmelisiniz KOAH başladıktan sonra sigarayı bırakırım, KOAH kaybolur diye düşünen kişiler yanılmış oluyor. Sigara etkisini gösterdikten sonra, hastalık başlandıktan sonra istedikleri kadar sigarayı bıraksınlar. Hatta piyasada çok fazla sigaranın zararlarını, etkilerini silen ilaçlardan, karışımlardan, tedavilerden bahsedilmektedir. Bunların hepsi yalan ve hiçbir faydası yoktur. Ve bundan dolayı ilerleyici ve geri dönüşümü olmayan bir hastalık olarak mutlaka bilmemiz gerekiyor. Eskiden ölüm nedenlerinin 5’inci nedeni olan KOAH şu an da kalp hastalıklarından sonra 2’inci basamağa sıçramıştır. Bu yüzden KOAH, hem süründürür, hem öldürür” ifadelerini kullandı.

KOAH’a yakalanmakta en büyük etkenin sigara olduğuna dikkat çeken Dr. Osman El Jundi, sözlerine şöyle devam etti:

“Genelde sigara içenlerde KOAH’I çok sık gördüğümüzü söyleyebilirim. Bununla birlikte, duman altında çalışmak ve pasif içicilik KOAH’a yakalanmada bir etkendir. Her hastamıza sigara öyküsünü sormaktayız. Sigara öyküsü ne demek? Kaç yıldır ve günde kaç paket sigara içtiğini soruyoruz. Bunun üzerinde hastanın KOAH’a yakalanma oranı saptıyoruz. Bir insan 10 yıl boyunca günde bir paket sigara içiyorsa KOAH riski on kat artmaktadır. Aynı zamanda kanser ve birçok hastalığında riski artmaktadır. Sigara her hastalık için bir sebep oluşturmaktadır. KOAH’ta ki süreci de sinsi bir şekilde oluşmaktadır. Sigara içmeye başlandıktan 5 yıl sonra öksürmeye başlanır. 10 yıl sonra ise; tıkanma, balgam, öksürük, nefes darlığı, merdiven çıkınca tıkanmalar oluşmaktadır. KOAH’a yakalanmada ikinci neden ise hava kirliliği. Bu yüzden soluduğumuz hava çok önemli.”

KOAH’a yakalanmamak için sigaranın bırakılması gerektiğini altını çizen El Jundi, “Yapmamız gereken bir diğer nokta ise egzersiz. KOAH hastaları, ben hareket edemem, zaten akciğerim kötü evde kalmam gerekiyor diye düşünmeleri çok yanlış. KOAH hastası için en önemli şeylerden bir tanesi de dışarıda gezmek, egzersiz ve yürüyüş yapmak. Eğer yapabiliyor ise hafif koşu yapmaktır. Bu egzersizlerle birlikte göğüs kafesinde ki kaslar hareket etmiş oluyor. Böylelikle daha fazla nefes alınması sağlanıyor. Bununla birlikte KOAH’a yakalanmamak için beslenmeye de dikkat etmeleri gerekir. Proteinden zengin besinleri tüketmeleri gerekmektedir. Çünkü kas kitlesi güçlü olmalı” dedi.

En Çok Aranan Haberler