KOBİDER Başkanı Özgenç: Ulus Meydanı, Devlete Meydan Okuma Yeri Değildir

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, bazı sivil toplum kuruluşlarınca 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda alternatif cumhuriyet bayramı kutlaması düşüncesiyle, ‘Seferberlik Yürüyüşü ve Vatan ve Cumhuriyet İçin Halk Buluşması’ adı altında takım halinde yürüyüş organize etmelerinin iyi niyetli olmadığını dile getirdi.

Özgenç, "Bir kere niyetin halis olmadığı adından belli 'Seferberlik Yürüyüşü' neyin seferberliği bu? Kime veya kimlere karşı seferberlik ilan ediliyorsunuz? Seferberlik bizim bildiğimiz savaşta olur, barışta değil." dedi.

seferberliğin, bir ülkenin silahlı kuvvetlerini savaşa hazır duruma getiren, ülkenin ekonomisini, yönetimini savaş gereklerine uyacak duruma sokan hazırlık ve önlemlerin tümü olarak bilindiğini ifade eden Özgenç, "Bu durumun ilan edildiği ya da savaşın sürdüğü dönem, bir alanda başarı sağlamak amacıyla bütün imkanları kullanarak yapılan yoğun çalışma olarak biliyoruz. "Yurtta sulh, cihanda sulh" anlayışında olması gerekenler kime karşı neyin seferberliğini ilan ediyorlar." diye sordu.

"HALK HER EYLEMDE TEDİRGİN OLUYOR"

Amacı ve maksadı farklı olduğu anlaşılan bazı çevrelerin cumhuriyet bayramı kutlamaları adı altında nifak çıkarmak istediklerini kaydeden Özgenç, ortamı germenin, huzuru bozmanın bir anlamı olmadığına dikkat çekti. Halkın, her eylemde tedirgin olduğunu, demokratik hakkın ifadesi için halkın huzurunu bozmanın bir manası olmadığını belirten Özgenç, ayrıca, birilerinin hak aramasının, diğerlerinin zarar görmesine neden olmaması gerektiğini kaydetti.

Cumhuriyet Bayramı'nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye'de kutlanan bir millî bayram olduğuna işaret eden Özgenç, "Bu hususta icat çıkarmanın, alternatif yollara başvurmanın gereği yok. Bayram her yıl nasıl kutlanıyorsa aynı şekilde kutlanmalı. Ayrıca, alternatif kutlama Cumhuriyet için mi yoksa, makam ve mevki için mi yapılıyor? Esas bu konu derinden sorgulanmalı." diye ifade etti.

"KANUN TANIMAZLIK"

Nurettin Özgenç, Ankara Valiliği'nin izin vermemesine rağmen bazı STK'ların 29 Ekim'de yürüyüş yapmakta ısrar etmelerini 'kanun tanımazlık' olarak nitelendirdi. Özgenç, şöyle devam etti: "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu açık. Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Ancak bu kanun hükümlerine göre toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri ve Türk vatandaşları tarafından düzenlenecek toplantı veya yürüyüşte topluluğa hitap etmeleri, afiş, pankart, döviz, resim, flama, levha, araç ve gereçler taşımaları İçişleri Bakanlığı'nın iznine bağlıdır. Yasanın açık olmasına rağmen bu kanun tanınamazlık niye? Legal olduğunu bildiğimiz kuruluşların illegal yollara tevessül etmelerini anlamak mümkün değil.

"BURASI DEVLETE MEYDAN OKUMA YERİ DEĞİLDİR"

Cumhuriyet Bayramı törenleri giderek daha görkemli, daha coşkulu kutlanıyor mesela. Havai fişek gösterileri, sokaklarda kutlamalar, partiler. Cumhuriyet elden gitmiyor yani. Aksine, yanlışlıkları düzeltiliyor, cumhuriyet özgürleşiyor, demokrasiyle buluşmaya çalışıyor. 29 Ekim'i benimseyen bu toplumda cumhuriyet elden gitmiyor, aksine daha da gelişiyor, tabana yayılıyor. Eskiden sadece elitler için cumhuriyet baloları vardı, artık vatandaşında 29 Ekim coşkusuna dahil olması bunun en iyi kanıtıdır. Demokrasiyi ve milli iradeyi ağızlarından düşürmeyenler, halkın seçtiği milletvekilinin sırf başörtülü olmasından dolayı Meclis kürsüsüne yürüyüp; 'Burası devlete meydan okuma yeri değildir. Bu kadına haddini bildirin!' diyen zihniyetin mensupları şimdi devlete meydan okumak istiyorlar. Bu ne yaman çelişkidir.