İSTANBUL (İHA) - Koç grubunun 2006 yılında 36 milyar dolar ciro hedeflediğini söyleyen Özaydınlı, 2010 yılı için 18.7 milyar dolar konsolide ciro hedefleri olduğunu belirterek, bu hedefe 2005 yılında yaklaştıklarını kaydetti. Özaydınlı, 2006 yılında konsolide ciro hedeflerinin 36 milyar dolar ile 2015 yılı için belirledikleri hedefin üzerinde olduğunu ifade etti. Özaydınlı, "2010 yılı için hedeflediğimiz dünyanın ilk 200 şirketi arasına girme hedefimizi daha erken gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
Koç Topluluğu Basın ve Kamuoyunu Bilgilendirme Toplantılarının 14.'sü Koç Holding A.Ş. Nakkaştepe Tesisleri'nde düzenlendi. Koç Holding CEO'su Bülend Özaydınlı, Koç Topluluğunun 2005 yılı genel değerlendirmesini yaparak, son dönemdeki gelişmelere ilişkin bilgi verdi. Konuşmasında, 33 yıldan sonra enflasyonun tek haneli düzeylere gerilemesinin önemine dikkat çeken Özaydınlı, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ve hedeflere olan güvenin artmasıyla 2006'da olumlu sonuç alacağımızı düşündüğümüz enflasyon hedeflemesine geçildi. Önümüzdeki 2 yıl içinde reel faizlerdeki düşüşe paralel olarak genel bütçenin de fazla vermesi bekleniyor. Bütün bunlar bir kaç yıl içinde özlem içinde beklediğimiz gelişmeler. Bu gelişmelere paralel olarak hızlı büyüme de gerçekleşmiş durumda. Bir yandan enflasyon düşerken, verimlilik artışlarına bağlı olarak son 5 yıldır Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 7'nin üzerinde büyüme kaydetti" dedi.
Özaydınlı, Türkiye'nin 2006'da 382 milyar dolarlık milli geliriyle İsveç gibi ülkeleri geride bırakarak, dünya sıralamasında 16. sıraya geleceğini söyledi. Ekonominin giderek büyüdüğünün altını çizen Bülend Özaydınlı, son yaşanan karikatür krizine de değindi. Özaydınlı, son yaşanan karikatür krizinin, gerek batı ve gerek İslam dünyasıyla yakın ilişkileri bulunan Türkiye'nin ne kadar önemli bir rol üstlenebileceğini gösterdiğini belirterek, "Bu tür ani krizlerin dışında da Türkiye'nin değişen dünya şartlarına uygun yeni stratejiler oluşturması zorunlu görülüyor. Önümüzdeki dönemin belirleyici faktörlerinden biri olan AB süreci kolay bir süreç olmayacak. Uyum ve yapısal değişim zaman alacak, kimi kesimleri de zorlayacak. Müzakerelerin olumlu biçimde sürdürülebilmesi Türkiye ekonomisinin geleceği açısından son derece önemli. Müzakere sürecinin ciddi bir çalışma ortamında beklenenden daha hızlı yürütülüyor olması güven verici olarak değerlendirilmekte" diye konuştu.
"BİZ TÜRKİYE'YE VE GELECEĞE GÜVENİYORUZ"
Bülend Özaydınlı, 2004 yılında 2.7 milyar dolar olan doğrudan sermaye yatırımlarının, müzakerelere başlama sürecinde 2005 yılında yaklaşık 9 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, bu rakamın 2001-2004 dönemindeki 4 yıllık toplam tutara eşit olduğunu söyledi. Müzakere sürecinin kolay geçmeyeceğinin altını çizen Özaydınlı, "Müzakere süreci doğru değerlendirilirse, karşımıza çıkan bir çok riskin karşısında önemli mesafeler alırız. AB ile müzakere sürecinin başlamasıyla bu hususlarda sağlanan gelişmelere hepimiz şahidiz. Ortaya çıkmaya başlayan ve git gide artacağına inandığımız yoğun rekabet ortamı, verimliliğin her alanda artırılmasını zorunlu tutuyor. Bugün Türkiye'nin en büyük riks faktörü cari açık olarak görülmektedir. 2005 yılında büyüdüğü görülen cari açığın yüksek noktalara gelmesinin ana nedenlerinden birisi artan petrol fiyatları. 2004 yılında cari açık 15.6 milyar dolar iken, 2005 yılında 22.8 milyar dolara yükselmiştir" şeklinde konuştu.
Koç Holding CEO'su Özaydınlı, güven ve istikrar ortamının sağlanması için sadece hükümetin değil, herkesin üzerine düşen görevler olduğunu söyledi. Ana hedefin; 'özel sektörün tamamı için yatırım ortamını rekabet gücünü artıracak şekilde iyileştirmek, daha fazla doğrudan yatırımı teşvik etmek' olduğunu belirten Özaydınlı, "Türkiye'nin hedefi AB'nin üretim merkezi haline gelmek olmalıdır. AB üyeliği sürecinde Türkiye yılda 7-8 büyüme trendi yakalamalı. Onların hatalarını tekrarlamadan rekabet gücümüzü yatırımları özendirerek geliştirmeliyiz. Mali disiplinin yapısal reformlarla desteklenmesi iyimser beklentimizi artırıyor. Yapısal reform ve düzenlemeler mikro bazda da uygulanabilmeli. Yatırım yoksa vergi de yoktur, istihdam da yoktur, cari açıkta düşme de yoktur" dedi.
Eskiden Türk Lirası sürekli değer kaybettiği için şimdi YTL'nin değer kazanmasını anlayamadıklarını belirten Özaydınlı, "Türkiye'nin sanayi stratejisi bugünkünden daha ciddi bir şekilde planlanmalı. Türkiye önemli bir dönemeçte. Koç Grubu, yüksek büyüme planları olan bir grup. Dünyanın pek çok yerinde yatırım olanağımız var. Yurtdışında yatırımlar yaparken, ağırlıklı yatırımlarımızı Türkiye'de yapıyoruz. Çünkü biz Türkiye'ye ve geleceğe güveniyoruz" ifadelerini kullandı.
Koç holding olarak, 2006 yılına dünyanın en büyük 200 şirketi arasına girmeyi hedeflediklerinin altını çizen Özaydınlı, "2006 yılı sonunda Koç Holding'in cirosu 36 milyar dolarla 2016 yılı hedefini geçecek. Koç Holding'in toplam otomotiv üretimi 412 bine ulaştı. Arçelik Avrupa'nın dördüncü büyük beyaz eşya şirketi haline geldi. Arçelik Romanya'dan sonra Rusya'da da üretim yapacak. Üçüncü üretim merkezinin Çin'de olmasını hedefliyoruz. Türkiye'deki patent başvurularının yüzde 13'ünü Arçelik gerçekleştirdi. Rusya bizim için çok önemli bir pazar, Arçelik'in Rusya'daki fabrika arazisinde Beko da üretim tesisi kuracak. Demirdöküm Çin'de üretim yapan ilk tesisimiz oldu" dedi.