HABER

Kocaman: 'Futbolda kaos var'

Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman, Türk futbolunda karambol, kaos ve kriz olduğunu söyleyerek, "Futbol dünyamıza baktığımız zaman hep kriz politikalarıyla mücadele ediyoruz. Kulüplerde, futbolcular ve antrenörler arasında hep bu krizler var" dedi.

Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarlarının kendisine sempati duymasını, kendisinin onlara saygı duymasına ve bunu belli etmesine bağlayan Kocaman, "Bana karşı duyulan sevgi biraz da karakteristik özelliklerimle ilgili sanırım. Hayatımda iki dönem var. Futbolculuk ve antrenörlük. Futbolculuğumun son dönemlerinden itibaren rakibin farkına varmaya başladım. Bu belki benim için mesleki yaşantımda ve genel yaşamımda bir dönüm noktasıdır diyebilirim. Rakibin farkına varmak, kendi çektiğin sıkıntıları onun da çektiğini bilmek herhalde önemli bir şey. Güncel deyimle empati denen şeyin çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.

Sadece futbolda değil, tüm sporlarda esas olanın kazanmak olduğunu belirten Kocaman, "Kazanmak için mücadele edilir. Bunda yadırganacak hiçbir şey yok. Ama ufak bir ekleme yapmak gerekirse bunu kuralar dahilinde ve sınırlarımızı zorlayarak yapmak gerek. Kazanmayı ön plana çıkarıp ne pahasına olursa olsun kazanmayı amaçlamak, saha içerisindeki sevimsiz tablolardan doping kullanmaya kadar uzanan bir yelpazenin içerisine girer ki bu da sporun genel anlayışı açısından hoş bir durum olmaz. İkisini birbirinden ayırmak lazım. Kazanmayı istemek spor adına kabul edilebilir ama bunu kurallar dahilinde yapmak doğru olandır. Futbol son dönemlerde bizim ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada bir güç gösterisi durumuna geldi. Futbol artık kurumların, kulüplerin, kişilerin, ülkelerin güç ve prestij gösterisi olarak gözüküyor" şeklinde konuştu.

"TÜRK FUTBOLUNDA KARAMBOL, KAOS VE KRİZ VAR"

1996 yılında oynanan ve Fenerbahçe'nin Trabzonspor'u 2-1 yenip şampiyonluğunu ilan ettiği maçın ardından basına söyledikleri ve Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı 6-0 mağlup ettiği maçtan sonra Özhan Canaydın'ın rakip takım başkanı Aziz Yıldırım'ı tebrik etmesinin taraftarlar ile bazı kesimlerin tepkisini çekmesinin her zaman olan şeyler olduğunu ifade eden Kocaman, "Bizim futbolumuzda karambol, kaos ve kriz var. Genel futbol dünyamıza baktığımız zaman hep kriz politikalarıyla mücadele ediyoruz. Kulüplerde, futbolcular ve antrenörler arasında hep bu krizler var. Sahaya çıkacaksınız, çalışacaksınız, sınırlarınızı zorlayacaksınız ve maç başladığında kazanmak için uğraşacaksınız. Becereceksiniz yada beceremeyeceksiniz. İkisi yan yana ikisi kardeş gibi. Sizin yaptığınız taktiksel ve tekniksel çalışmaların hepsini rakip de yapıyor. Günün şartlarını daha iyi değerlendiren öne geçiyor. Ne kadar üzülürse üzülsün, 6-0 biten bir maçtan sonra bir başkanın rakip başkanı tebrik etmesi çok önemlidir. Ya da aynı şekilde benim Trabzonspor maçının ardından yaptığım açıklamalar planlanmış, programlanmış değildi. İçimden gelen şeylerdi. 32 hafta oynamışsınız, 32 hafta boyunca Trabzonspor takımı en az sizin kadar başarılı, belki sizden de başarılı bir performans ortaya koymuş. Bütün bunları 90 dakikaya sığdırıp bütün sezonun gitmesi, verilen emeğin heba olması anlamına geliyor. Dolayısıyla o gün biz de mağlup olabilirdik. Bizler hain kötü insanlar değildik. İşimizi kötü yapan insanlar da değildik. Topu üç direğin arasından girmesi ya da girmemesi için insanlar bu kadar kesin yargılarda bulunmamalı. Çünkü sonuçta biz bir iş üretmeye çalışıyoruz. Şu anda Konyaspor'da da bunu yapıyoruz. Arada sırada başaramıyoruz. Ancak verilen emeğe yapılan çalışmalara, beden ve beyin yorgunluğuna bir şekilde değer verilmeli. Bunun ölçüsü sadece üçüncülük, beşincilik olmamalı. Ama burada önemli olan bir şey daha var, rakip taraf. Onlar da en az senin kadar çalışıyorlar. Şans bazen onları tutuyor bazen seni. Türkiye'de dört tane takım şampiyonluk için oynuyor. Bunlardan bir tanesi şampiyon olacak. Kaldı ki diğer üç tanesi birinci olamıyor ama başarısız değiller. Çünkü onlar da çalıştı. Başarısızlık çalışmamak, saygı göstermemek, yapabileceği halde bir şeyleri yapmamaktır. Başarısızlık doğru şeyler yapıp onların karşılığını alamamak değildir" ifadelerini kullandı.

"BEN HALEN BİR YANIMLA FUTBOLCUYUM"

Bu ülkenin gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden bir tanesinin Metin Türel olduğunu belirten Kocaman, "Özellikle antrenörlüğümün ilk yıllarında onunla çalışmak benim için büyük bir şanstı. Onun en büyük özelliği çok disiplinli olması ve çalışma programlarının spor adına son derece verimli olmasıdır. Takım sevk ve idaresini ondan öğrendim. Kendimle onu eşleştirmiyorum. Ama Metin hoca ile çalıştığım zamanlarda hem hakem, hem de rakip ile ilgili nazik ve düşünceli olması benim için çok önemliydi" dedi.

Oyuncuları ile arasındaki sıcak diyaloğu 'ben halen bir yanımla futbolcuyum' diyerek açıklayan Kocaman, "Halen bir tarafımla antrenörlük yapıyorum bir tarafımla da futbolcuyum. 16 sene profesyonel futbol oynadım. Oyuncuların beklentileri, düşünceleri hakkında bilgi sahibiyim. Bir akşam futbolcu olarak yattım, antrenör olarak kalktım. Futbolcu gibi yaşamaya ve yemeğe çalışıyorum. Kısacası ben bir tarafımla halen futbolcuyum. Oyuncum bana bir adım gelirse ben ona iki adım giderim. Ancak oyuncum ben ona gittiğim halde bana gelmemekte direnirse bir kalemde silerim" diye konuştu.

Kocaman, "Fenerbahçe camiası sizi seviyor. Sizi Fenerbahçe'nin başında teknik adam olarak görmek isteyenler de var. Bu sizi korkutuyor mu? Fenerbahçe'nin başına gedbolcular ve antrenörler arasınçen teknik direktörler takımı başarıdan başarıya koşturup şampiyonluk yaşatsa da Fenerbahçe camiası ve kamuoyu tarafından eleştirilebiyor" bunu nasıl değerlendiriyorsunuz şeklindeki soruya ise, "Doğrusu bunu ben de merak ediyorum. Mustafa Denizli de Christoph Daum da takıma şampiyonluklar yaşattı. Ancak her iki teknik adam da hep eleştirildi. Ben eleştirilir miyim bilmiyorum. Bunu ben de çok merak ediyorum" ifadelerini kullandı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler