İSTANBUL (AA) - Master Şef Deniz Orhun, "En büyük yaptığımız hata, doğa zincirinde bir halka iken doğaya hükmetmeye çalışan ve beslenme zincirinin en üstüne çıkan grup olduk. Bu yüzden belli bir düzeyden sonra sadece lezzet aramaya çalışıyoruz. Gerek var mı? Bence yok. Daha az beslendiğinizde çok şey değişecek dünyada." dedi.
Acıbadem Taksim Hastanesi sponsorluğunda CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul'da gerçekleştirilen sağlık, gastronomi, parfümeri, moda, sanat, bilim ve birçok farklı dalda uzman konuşmacının bir araya geldiği "Koku ve Tat Zirvesi", kapılarını açtı.
Zirve kapsamında düzenlenen "Kokusuyla Tadıyla Lezzet Yolculuğu" başlıklı panelin moderatörlüğünü gerçekleştiren Master Şef Ziraat Mühendisi Deniz Orhun, "Süper Tat Alıcılar Gerçek mi Efsane mi? konulu bir sunum yaptı.
Orhun, sunumunda şunları anlattı:
"Ne demek süper tat alıcısı? Süper tat alıcı var mı? Dünyada çok yeni 2 çalışma var. Bir tanesi 24 Nisan 2019, birkaç gün önce, dilde koku alıcılarının olduğu ortaya çıkıyor. Bunu da Dr. Mehmet Hakan Özdener açıklıyor. Bir Türk hekim bunu yapıyor. Dilde 'koku alıcıları var' deniyor. Bu ne demek oluyor? Aslında beslenme yemek şekli, pişirme tamamen değişecek anlamına geliyor. Bu çok önemli bir bilgi. Dilde koku alıcıları var ve bunun kullanılması öngörülüyor. 14 yıldır kullanılmayan gıda kaynakları üzerine çalışıyorum. Bunların ekonomiye katılması ve değer görebilmesi için birkaç sınıflandırma yapılması lazım. Bunlardan bir tanesi halk sağlığına çok iyi hizmet etmesi, diğeri ekonomik değerinin olması, başka araştırmaları destekleyecek şekilde olması gerekiyor."
Kullanılmayan kaynaklara değinen Orhun, "Türkiye'de örneğin susam yaprağı, biz susam yaprağını sadece çiçeklerde kullanıyoruz. Yosun, deniz hıyarı, kuzu göbeği mantarı var. Ormanlarımız gani ama bunların hiçbirini yemiyoruz ve bunların tatlarını da bilmiyoruz." dedi.
İnsanlarda şeker düştüğünde midede guruldama olduğunu anlatan Orhun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vücutta açlık hissi ile beraber mideniz ve ince bağırsağınızda, bununla beraber, endokrin sisteminize kadar hormon silsilesi var. Biz bunlara izin vermediğimiz için bazı organlarımız gelişiyor, bazıları gelişemiyor. Örneğin, şu an yapılmış bir çalışma; tat hücreleri, insan vücudu dışında yetiştirilebilen hücreler düşünün. Yani süper topluma ve robotikleşmeye doğru gidiyoruz. Lezzet ve tat gıdayı etkileyen konu olduğu için artık aslında çok ileri teknolojide. Eski lezzetler de kalmadı. En büyük yaptığımız hata, doğa zincirinde bir halka iken doğaya hükmetmeye çalışan ve beslenme zincirinin en üstüne çıkan grup olduk. Bu yüzden belli bir düzeyden sonra sadece lezzet aramaya çalışıyoruz. Gerek var mı? Bence yok. Daha az beslendiğinizde çok şey değişecek dünyada, ben bunu master şef olarak söylüyorum."
Panelde, Araştırmacı yazar, Gülhan Kara "Unutulmuş Kokular ve Tatlardan Günümüzde Mutfakta Nostaljik Kokular ile Farkındalık", eğitmen şef, Semen Öner "Tencerede Saklı Kokular", kimyager Büşra Hantal "Duyusal Analiz Laboratuvarında Koku ve Tat ile Aroma Üretimi", antropolog yazar Ümit Hamlacıbaşı "Zamanın Kokusu: Bellek ve Mekan" başlıklı sunum yaptı.
Zirveye ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Koku ve Tat Zirvesi Başkanı Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, geçen yılın koku ve tat kursunun bir üst aşaması olarak planladıklarını söyledi.
Geçen yıl koku ve tat kursunda koku körlüğü olan hastalarla ilgili bilgilendirme yaptıklarını anımsatan Altundağ, şunları kaydetti:
"Bu sene hem koku alma bozukluğu olan insanlar hem de koku duyumuzla ilgili yaşantımızı neler etkiliyor, parfüm, lezzet, tadımlar, ağız kokusunun, tat duyumuzun önemi, kokunun kültürel boyutları nelerdir gibi konular üzerinde duracağız. Hepsini kapsayan geniş bir zirve oluşturduk. 2 gün boyunca devam edecek zirveye 30'a yakın firmadan 400 uzman katılıyor. Zirvede 20'ye yakın panel ve oturum yapılacak. Zirvede, bilimsel ve sosyal ortam olarak zengin bir içerik gelişiyor."