HABER

Kokulu görüntü

Kokulu görüntü

3 boyutlu filmleri bir kenara koyun. İzleyicilerin asıl istediği kokan bir film! Bu düşünce, 1960’larda Smell-o-Vision ürününün sahibi Mike Todd’un tam aklında olan şeydi. Geliştirdiği sistemde, filmin en önemli dakikalarında şişelerin içindeki kokular izleyicinin üzerine püskürtülüyordu. Bu teknolojiyi özellikle bu teknolojiye uygun yazılmış “Scent of Mystery” filminde kullanıldı. Filmin ardından, Smell-oVision’dan bir daha bahseden olmadı.


Allah cezanı versin, Farmville! Facebook’taki bu en bağımlılık yapıcı oyun, aslında bir oyun bile değil. Bir çiftlikte bir dizi sıkıcı günlük işle uğraşıp sürekli olarak tarlalarınızı ekip biçiyorsunuz. Ama yine de bu tuhaf dijital tiryakiliğin ardındaki beyin Zynga, ABD’nin yüzde 10’undan fazlasının bu oyunu oynadığını ifade ediyor. Bu durumda boşa harcanan verimlilik kaç saattir? Tahmin etmesi zor. Ancak çok olduğunu söyleyebiliriz.


Yaratıcısı Dean Kamen’ın hakkını teslim etmek lazım: Heyecan yaratmayı çok iyi biliyor. 2001 yılında piyasaya çıkana kadar dünyayı değiştireceğine inanılan bir sır olan Segway ulaştırma dünyasında beklenen devrimi başlatmayı maalesef başaramadı. Teknolojisi bir hayli havalı olsa da Segway’in satışları Kamen’ın beklentilerinin çok altında kaldı. Alışveriş merkezlerindeki polisler ve tembel turistler hala Segway’i kullanıyor ancak bu araç en büyük süksesini Arrested Development dizisindeki Gob Bluth’ın araç tercihi olmasıyla yaptı.


Pazarlamacıların bilmesi gereken bir şey var: Tüketicilerin bir ürüne hissettikleri duygusal bağlılıkla şaka olmaz. Özellikle de bu ürün 99 yaşındaki Coca Cola’ysa. Cola’nın 23 Nisan 1985’te piyasaya sürülen “daha yeni, daha tatlı” versiyonu lezzet testlerinde başarılı oldu ancak gerçek dünyada tam bir hayal kırıklığına dönüştü. Cola’nın hayranlarından gelen telefonlar, mektuplar ve abartılı şikayetlerle birkaç hafta içinde Yeni Cola piyasadan kaldırılıp eskisi kutuların ve şişelerin üzerindeki “klasik” ifadesiyle yeniden piyasaya sürüldü. Böylece tüketiciler de eski aşklarına yeniden kavuşmuş oldu.


“Görünen o ki bir mektup yazıyorsunuz. Biraz yardım ister misiniz?” Microsoft Office kullanıcılarını hiçbir şey habersizce ekrana çıkıp bu soruyu soran Clippy kadar can sıkıcı olmadı. Bu ofis asistanı ilk olarak Microsoft Office’in ‘97 sürümünde bütün görevleri tamamlamaya hazır sanal bir kaşıt atacı olarak ortaya çıktı. Tek sorun Clippy’nin çenesini tutmayı becerememesiydi. “Sevgili” kelimesinin yazıldığını fark eder etmez bir mektup yazma havasına girip, kullanıcının şahsi görüşlerini şekillendirmeye çalışıyordu. Clippy artık Word’ün yıldızı değil. Bunun iki sebebi var: Birincisi sürekli sayfada zıplama huyu, ikincisi de artık kimsenin mektup yazmıyor olması.


Vietnam Savaşı sırasında 1961-71 yılları arasında kullanılan güçlü bir bitki ilacı olan Ajan Portakal Vietnam’ın kalın bitki örtüsünü zayıflatıp düşman askerlerini ortaya çıkarmayı hedefliyordu. Bu amaçta başarılı da oldu ama çok yüksek bir bedel karşılığında: İlacın insanlar üzerinde kullanılmasının kansere, doğum kusurlarına ve bir dizi başka bozukluğa yol açtığı ortaya çıktı. Vietnam’da kullanılan milyonlarca litre Ajan Portakal, Vietnamlılarda yüz binlerce yaralanmaya ve doğum kusuruna neden oldu. ABD’nin savaş gazileri de ilaca maruz kaldı. Üreticiler 1984 yılında 180 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kaldı.


CueCat, 1990’lı yılların sonunda teknoloji patlamasının son dönemlerinde piyasaya çıktı ve dev bir başarısızlık olarak tarihe geçti. Kedi şekilli milyonlarca barkod tarayıcı üretilip ABD genelinde ücretsiz olarak dağıtıldı. Amaç insanların bu kedileri kullanarak özel olarak barkodlanmış internet sitelerine girişini sağlamaktı. Bunun neresinin adres çubuğuna bir link girmekten daha kolay olduğunu üretici firma hiçbir zaman açıklamadı. Piyasaya çok gürültü yaratarak girmesine ve CueCat’in kodları Wired ve Businessweek gibi dergilerde dağıtılmasına rağmen kullanıcılar neden dergilerini okurken, tuhaf kedi şekilli bir tarayıcı kullanacaklarını anlayamadılar.


ABD ekonomisini bir resesyona sürükleyen bu yatırım aracı, kredi notları çok da sağlam olmayan müşterilere verilen riskli konut kredileri. 2004 yılında faiz oranları dibe vurduğu zaman bankalar kredi alması doğru olmayan kişilere kredi vermeye başladılar. Daha da kötüsü bu kredilerin birçoğunun faizleri birkaç yıl içinde yükselecek gibi tasarlanmıştı. Sonuç? Bir kapanma dalgası ve bilançolarında bir yığın kötü varlık olan bankalar yani kısacası mali felaket.


Bir korseyle birlikte giyilen bu giysi dünyanın en rahatsız modasıydı. Viktorya döneminden bir kalıntı olan 1.5 metre genişliğindeki ‘crinoline’ler kapılardan geçmek gibi basit günlük işleri bile bir soruna dönüştürüyordu. Bu hesapla topuklu ayakkabılar bile rahatlık örneği olabilir.


Virtual Boy, Nintendo’nun ömrü en kısa süren ürünü oldu. 1995 yılında piyasaya çıkan Virtual Boy’un ömrü sadece altı ay sürdü. Üç boyutlu grafikler oyununun, oyuncunun etrafını görmesini tamamen engelleyen kocaman, parlak kırmızı bir kaskı vardı. Perakende fiyatı 180 dolar olan bu pahalı oyuncakla sadece 14 oyun oynanabiliyordu. Dolayısıyla Nintendo çabalarını çok daha başarılı olan geleneksel Nintendo 64 sistemine odaklayıp Virtual Boy’u çöpe atmayı yeğledi.


2000’li yıllarda saplığın en büyük düşmanı olarak görülen trans yağlar pratik bir amaç için üretilmişti. 1800’lerin sonlarında sıvı yağlara hidrojen katılarak bu yağların raf ömrü uzatılıyordu. Ancak modern araştırmalar doğada var olmayan bu kombinasyonun sağlığa beklenmedik olumsuz etkileri olduğunu, kötü kolesterolü yükselttiğini ve kalp hastalıkları riskini artırdığını söyledi. McDonald’s gibi üreticiler trans yağları ürünlerinden temizleme yarışına girdi. 2006 yılında ABD’deki gıda üreticileri, ürünlerinin içindeki trans yağ miktarını paketlerin üzerinde belirtmek zorunda kaldı.


Dr. DeForest C. Jarvis tarafından 1959’da üretilen Balsirke adından da anlaşılabileceği gibi eşit miktarlarda karıştırılmış bal ve elma sirkesinden oluşuyordu. Jarvis ilhamını çok sağlıklı olduklarına inandığı Vermontlu çiftçilerin içki alışkanlıklarından almıştı. Bu iğrenç reçete çok fazla hayran toplamadı ancak hala içen kişiler bulmak mümkün. Ancak sağlığa faydalı olduğu da gerçek olabilir. Hem bal hem de elma sirkesi önemli miktarda antioksidan içeriyor ve artrit gibi hastalıkların tedavisinde kocakarı ilacı olarak kullanılabiliyor.


Hindenburg, 1931’de tasarlandığı zaman, üreticiler balonu uçurmak için helyum yerine hidrojen kullanmak gibi bir seçim yaptı. Hidrojen hem daha ucuzdu hem de bulunması daha kolaydı ancak maalesef fazlasıyla yanıcı bir gazdı. 1937 yılına gelindiğinde gazın bu özelliğinin bir sorun olduğu ortaya çıktı. Balon 36 saniye içinde alev alıp yere çakıldı ve hidrojen balonlarının da sonunu getirdi. Bugün meşhur Goodyear balonları da dahil bu tür araçları uçurmak için helyum kullanılıyor.


Peynir, sardalye, çorba… Konserve kutusundan çıkan hiçbir şey güzel olamaz. Saç da bunlara dahil. Geceleri yayınlanan bilgi reklamlarıyla promosyonu yapılan sprey saçın kel noktaları kapatması planlanıyordu. Aslına bakılırsa konserve saç sprey boyadan hallice renkli pudradan başka bir şey değildi. Hakkında denecek hiçbir olmasa da kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur demek doğru olabilir.


DDT’ye sıtma gibi böceklerin taşıdığı hastalıklara karşı sihirli bir çare olarak bakılıyordu. 1873’de keşfedilen DDT, 1939’a kadar yaygın olarak kullanılmamıştı. Bu tarihte İsviçreli kimyacı Paul Hermann Muller İkinci Dünya Savaşı sırasında DDT’nin etkili bir böcek ilacı olduğunu keşfetti ve 1948’de bununla Nobel Ödülü kazandı. Savaştan sonra ilacın kullanımı patladı: 1942 ile 1972 arasında ABD’de milyonlarca kilogram DDT kullanıldı. Ancak DDT çılgınlığı sırasında her yıl bu kadar büyük miktarda böcek ilacı kullanımının çevreye etkileri gözden geçirilmedi. Rachel Carson’un 1962’de piyasaya çıkan çalışması Sessiz Bahar, DDT’nin insanlarda doğurganlık sorunlarına ve nörolojik problemlere yol açtığını, gıdalarda biriktiğini ve kuşları zehirlediğini gösteren ilk çalışma oldu. DDT’nin kullanımı bir anda geriledi ve 1972’de ABD’de tamamen yasaklandı.


Kötü şarkıcıların sesini iyi, çok kötü şarkıcıların sesini ise robot gibi çıkaran bir teknolojiden bahsediyoruz. Dahası bu sayede Kanye West ya da Cher gibi sanatçılar da duygulu bir sesle şarkı söyleyebildiklerini zannediyorlar. Bilgisayarlar sağ olsun.


1970’lerde her yerde bulunabilen gıda boyalarından biri olan Kırmızı Boya No.2, Sovyet bilim insanlarının bu maddeyle kanser arasında bir bağlantı bulduklarını duyurmasıyla bir anda piyasadan çekildi Panik abartılmış mıydı? Muhtemelen. Hiç kimse kırmızı boyadan dolayı hastalanmadı. Ancak bu korku yüzünden 10 yıl boyunca paketlerden kırmızı M&M çıkmadı.


Ford’un 1971 yılında piyasaya çıkardığı bu modeli tarihin en kötü otomobillerinden biri olarak tarihe geçti. Otomobile arkadan çarpıldığında gerçekten patlama eğilimi göstermesi bunun için yeterli bir sebep. Pinto’yu asıl rezil eden şey ise sorunun detayları öğrenildiğinde “tamir etmektense kurbanlara tazminat ödemek daha ucuz olur” şeklindeki şirket içi mesajın ortaya çıkması oldu.


Açıkçası bunun nereye gideceği çok belli. Son hızla aşağı. 1912 yılında Alman mucit Franz Reichelt tarafından icat edilen paraşüt ceketin lansmanını Reichelt Eiffel Kulesi’nden atlayarak yaptı. Sonuç? Paraşüt açılmadı, Reichelt öldü.


Pazarlamanın çarpıklığının boyutlarını göstermesi açısından Betamax kötü bir ürün değildi. Video savaşlarında karşısında VHS’yi bulan Sony, Betamax’ı tamamen hazır olmadan piyasaya sürerek yarışta öne geçmeyi denedi. Ancak Betamax bir saat video kaydederken, VHS iki saat video kaydedebiliyordu. Bu küçük avantaj VHS’nin piyasada güçlü bir yer elde edip, orada kalması için yeterli oldu. Betamax ise sadece bir dipnot haline geldi.


1930’lu yıllarda Londra’da bebekleri koyacak yer bulamayan dadılar bebek kafeslerine yöneldi. Bebek kafesi adı üzerinde tellerden yapılmış, patenti de 1922’de ABD’de alınmış ürkütücü bir icattı. Çocuğu kafes içinde pencerenin önüne çıkartabiliyordunuz. Riskli mi? Belki. Ama en azından kullanışlı. Çok tatlı, çok hastalıklı.


Doğal ya da yapay, ultraviyole ışınlara çok fazla maruz kalmanın olumsuz etkiler yarattığını herkes biliyordu. Aslına bakılırsa cilt kanseri yüzde 90 ihtimalle ultraviyole ışınlardan kaynaklanıyor. Solaryum da bu süreçte kilit rol oynuyor. ABD’de 1970’lerde piyasaya çıkan bu yataklar açıkça ortaya konan risklerine rağmen gençler arasında çok popüler oldu. Nisan 2010’da yapılan bir araştırma, kapalı alandaki bronzlaştırıcıların uyuşturucu ya da alkol gibi bağımlılık yaratabileceğini gösterdi.


Çok popüler olmaları çirkin oldukları gerçeğini değiştirmiyor. 2002 yılında piyasaya sürülen bu ayakkabılar ilk olarak lastik sabolar olarak hayatımıza girdi ancak sonrasında topuklu modelleri bile çıktı. Şirket ayrıca 26 Nisan’da babet üreteceğini de duyurdu. Şirket CEO’su “Eğer bunları biraz daha havalı yapabilirsek, daha geniş bir kitleye seslenebiliriz” dedi. Bu da herhalde çamaşır yıkarken giyilecek kadar havalı olmaları anlamına geliyor.


Bu bir lunapark oyuncağı mı yoksa spor malzemesi mi? Hula Sandalyesi oturduğunuz yerden hulahop çevirme hissiyatı yaratıyor. Ofiste çalışırken karın ve bel kaslarınızı çalıştırmak da iyi bir fikir olabilir ancak vücudunuzun diğer yarısına odaklanmak da kulağa aynı şekilde saçma geliyor. Ha bir de sandalyenin fiyatından bahsetmek lazım tabii: 250 dolar.


Eğer bütün düşüncelerinizi Facebok ve Twitter’dan paylaşmak zire yeterli gelmiyorsa, işte karşınızda korkunç sosyal paylaşım sitesi FourSquare. Nerede olduğunuzu söylemek yerine cep telefonunuzdaki GPS cihazını kullanıp adresi yayınlıyorsunuz. Mahallenizdeki Starbucks’a en çok giden insan olmanın ödüllendirildiği kendini beğenmişlik nesline katılmanın bir diğer aracı. 2009 yılında lansmanı yapılan FourSquare’in şu an bir milyon kullanıcısı var. Yakında 500 milyon kullanıcıya erişmesi planlanan Facebook’un yanında devede kulak kalır ancak bütün sosyal paylaşım sitelerinde olduğu gibi burada da rakamlar gün geçtikçe artıyor.


Yanıp sönen reklamlar, flash bannerlar, şarkı söyleyen reklamlar. Web tarayıcıları ilk kez 2000’lerin başında pop-up reklamlarla tanıştığında internetteyken reklamlardan kaçmak imkansız bir şeydi. İnternet siteleri para kazanmak için bu taktiğe çok sık başvuruyordu. Pop-up engelleyiciler kısa süre içinde icar edilse de hala ne olacağını bilemiyorsunuz. Yanlış bir yere tıklayıp bir yığın pop-up açmak ya da ekranınızı dondurmak da var.


Avusturyalı bir şirket Phone Fingers adını verdiği ve her parmağınızı kauçuk bir madde ile kaplayan yenilikçi bir ürün üretti. Fiyatı 10 euronun (19 TL) bile altında olan ürün pembe, beyaz ve siyah renklerde sunuluyor. Tek sorun, takması ve çıkarmasının oldukça zor olması. Şirket bu sorunun önüne geçebilmek için, çıktısı alınabilen “boyut” şemaları sundu. Elinizi kâğıda koyuyorsunuz ve beğeniyorsunuz. Hemen almak lazım!


Kloro-floro-karbonlar (CFCs), çevreye çok büyük zararı dokunan oldukça kimyasal bileşikler. Buzdolaplarında kullanılan bu bileşikler ozon tabakasını delmekte en büyük rolü üstlenen maddelerin arasında geliyor. 1970’lerde kullanımları azalmasına rağmen, atmosferde 100 yıl kalabiliyor.


Kâğıt torbalara kıyasla daha kullanışlı ve ucuz kabul edilen plastik torbalar, 1970’lerde kabul görmeye başladı. Milyonlarca ağacı kurtaran torbaların kötü yanları da vardı: Her sene 500 milyon adetten fazlası kullanıldıktan sonra atılan torbalar, gerekli işlemlerden geçirilmeyek çöp olarak doğada kalıyor. Doğada çözülmesi ise içerdikleri maddelere göre yüz yıldan fazla sürebiliyor.


Bayanlar! Kafatasınız olağandışı bir bombeye sahip olduğu için üzülüyor musunuz? Bumpit yardımınıza koşmaya hazır! Bu “saç görüntü değiştirici” ürün gerçekten berbat. İster inanın, ister inanmayın, deneyen ünlüler arasında Sarah Palin de var.


Hem seri katil, hem de genç görünmek isteyenler için ideal ürün işte bu. Lütfen sadece 1999’da ürün için çekilen reklâma bakın. Korkunç.


iTunes’dan önceki zamanlarda, müzik şirketleri korsanların önüne geçebilmek için elinden geleni yapıyordu. Ancak bu alandaki en saçma icat, Sony’e ait. 2002’de ürettiği yazılımla, Sony dinleyicileri CDlerinden bilgisayarlarına müzik aktarmalarına engel oldu. Tek sorun, silinmeyen kalem ile CDnin kenarı boyunca çizgi çekildiği sürece CDdeki yazılım kolayca etkisiz hale getirilebiliyordu.


Kanye West şarkıları, bağış toplama çabaları ve ödül gecesi performansları arasında öne çıkan bir diğer özelliği, tarihin en berbat gözlüğünü tanıtması. 1980’lerin sonlarında fazla sesini duyuramadan yok olup giden gözlükler, West sayesinde 2007’deki “Stronger” parçasıyla tekrar hayata döndü. Gözlükler, yeni nesle tarz takınmak isteyen salakların nasıl tamamen saçma sapan şeyler deneyebileceklerini göstermekten başka bir işe yaramadı.


Gördüğünüz bir yıkama makinesi ve durulayıcı. 2004 yılında CBS News tarafından oldukça komik bir şekilde tanıtılan Pet Spa, ellerinizi kullanmadan kedi veya köpeğinizi yıkamanın yolunu gösteriyor. Ancak kedi köpeklerin çoğu, sahipleri geleneksel yöntemden vazgeçmediği için şanslı.


Öne çıkan araba değil, estetiği. “Muhtemelen dünyadaki en becerikli aracı” olarak tanıtılan Pontiac Aztec, 2001 yılında sunuldu. Ancak sorun şu ki, Aztec muhtemelen dünyanın en çirkin aracıydı. Pontiac araç üzerindeki çalışmalarını onu 2005 senesinde “tüketinceye” kadar devam ettirdi, ancak bir sonuç elde edemedi.


Bazen snuggie’nin neden üretildiğini anlayabiliyoruz. Televizyon kumandasını veya sodanızı tutmak istediğiniz zaman kollarınızın sıcak kalmasını isteyebilirsiniz. Peki ya köpekle için böyle bir şey nasıl olur? Köpekleri süveterler içine sokuşturup onları güzel göstermekte bir işe yaramayabilir. Köpekle kesinlikle böyle bir şeye gerek duymuyor.


Uçan araba tamamen bilim kurgu ürünü değil. 1940’larda yatırımcılar California eyaletinden Ohio eyaletine kadar bir arabayı uçurmayı başardı. Tek sorun, arabanın maliyet ve teknik yetersizliklerden dolayı havalanamamasıydı. Ancak 1973’te, Henry Smolinsli adında bir mucit bir Ford Pinto’ya kanat ve kuyruk ekleyerek geçmişte başarısız olan girişimleri başarıya dönüştürmeyi başardı. California’da yapılan bir test uçuşunda, Pinto kontrolden çıktı ve yere çakılarak Smolinski ve yanındaki kişinin ölümüne neden oldu.


İlk bakışta, asbestlerim inşaat işçilerin yararına olduğu düşünüldü. Isıya dayanıklı mineral lifler, yer ve tavan hasarlarının tamir edilmesi gerektiğinde kullanılıyordu. Ancak ürünün zehirli parçacıklarına maruz kalan isçiler, asbestosis denilen ve göğüs ağrısı, nefes kesintisi, tırnak bozuklukları gibi rahatsızlanmalara neden olmaya başladı. 1989’da şikâyetleri değerlendiren Gıda ve İlaç Yönetimi, asbest ürünlerinin çoğunu yasakladı.


Konu sağlıklı gıda olunca, sıfır kalori, sıfır gram kolestrol ve sıfır gram yağ içeren bir yiyecekten daha iyi ne olabilir? Ocak 1996’da, ABD Gıda ve İlaç Yönetimi Olestra’yı onayladı. Frito Lay gibi birçok şirket bu ürünü raflara koyabilmek için yarıştı ve 1998’de WOW adıyla -piyasaya çıktı. Ürünün iddiası, kilodan bağımsız bir yemek keyfiydi. Ancak Olestra’nın hayli kimyasal madde içerdiği ortaya çıktı. Ürünün vücudun ihtiyacı olan temel vitaminleri almasını engellediği tespit edildi. Ayrıca kramp, gaz, bağırsak bozuklukları gibi birçok yan etki ortaya çıkarıyordu. Ancak Gıda ve İlaç Yönetimi Olestra’yı listede tutmaya devam etti.


Evlerdeki görünümü tamamen değiştiren bir değişiklik olan konforlu kurulama, ilk 19’uncu yüzyılda kullanılmaya başladı. Üreticileri, konforlu kurulamanın tuvalet kağıdının 100 yılı aşkın geçerli olan başarısını kabul etmedi. Hatta zamanla sap kısmı daha rahat kullanım için uzatıldı. Tam 45 santim uzunluğundaki ürün, bir tuşla kullanım ardından kısaltılabiliyordu. Fazla ilgi görmeyen ürünün üretimi Haziran 2009’da durduruldu.


Düşünülebilecek saç eklentileri arasında, atkuyrukları en korkunç olanı. Ne kadar para verdiğiniz bir yana, herkes onların sahte olduğunu görebilir. Bazıları gerçek saçtan üretilen bu ürünün en kötü tarafı, tabi ki erkekler tarafından da kullanılmak istenebilmesi.


Alın için kullanılan bir nemlendirici gibi, HeadOn hap kullanmadan baş ağrısını gidermeyi vaat ediyordu. Ancak, ürünün sahip olduğu son derece rahatsız ses, kendisinden çok daha fazla ilgi çekmeyi başardı. Uzmanlar, ürünün iddiasını ortaya koymak için “güvenilir bir test imkânı sağlayamadığını” belirtti. Doktorlar ise, ürünün baş ağrısını gidermek için hiçbir özelliği olmadığını tespit etmekte zorlanmadı.


Vakit nakittir. Ancak bu mantık sizce tuvaletlere uygulanmalı mıydı? 1970’lerin ortalarında, ABD’de kamu tuvaletlerinde her çekilen sifon için ücret kesmek gibi bir alışkanlık vardı. ABD’nin Chicago başta olmak üzere birçok kenti uygulamaya karşı gelirken, New York tersi istikamete yöneldi. Ocak 2008’de kullanıma giren tuvaletler, 25 sent (39 kuruş) karşılığında 15 dakikalık tuvalet hizmeti sunmaya başladı. Ancak, 15 dakikanın sonunda otomatik olarak fiş kesen tuvalet-kulübenin, kapısını süre dolar dolmaz açmak gibi bir özelliği vardı. Yani, o esnada kullanıcı nasıl bir haldeyse o şekilde açıkta kalıyordu.


Çocuklar anne babalarından ilk evcil hayvanlarını istediği zaman, genelde sorulan soru onu düzenli besleyip beslemeyeceğidir. Bandai oyuncak şirketi, bu soruyu çocukların ceplerin koyabilecekleri bir evcil hayvan üreterek 1990’larda çözdü. Cihazın A,B,C tuşlarına basarak Tamagoçiler besleniyor, çocuklarda eğleniyordu. Eğer beslenmezse, birkaç gün içinde de ölüyordu. Çocuklarıyla yeterince zaman geçiremeyen anne babalar için, Tamogoçi açığı kapatmasını iyi biliyordu: Anne, anne, anne!


Yaklaşık 60 yıldan bu yana, benzin şirketleri zengin olabilmek için kurşunun içerdiği tehlikeyi görmezlikten geldi. Her ne kadar oktan seviyesini artırsa da, kullanıldığı ilk günden beri kurşunlu benzin güvenlik tartışmalarına neden oldu. 10 Kasım 1924 tarihinde, TIME’ın yayımladığı bir rapor Standart Oil şirketindeki 35 çalışanının “meslek hastalığına” yakalandığını belirtti. Belirtiler uykusuzluk ve düşük tansiyon gibi kurşun zehirlenmesini gösteriyordu. Çevre Koruma Ajansı, kurşunlu benzin hakkında yaptığı araştırmayı 1986 yılında tamamladı ve hızlı satış-hızlı ticaret dönemine son verdi.


Tüm gün bilgisayar ve direksiyon başında geçen günlük hayat tarzı, insanları yerleşik hayata zorladı. Ancak bu yaşam tarzı içinde zamanını iyi değerlendirmek isteyenler bir spor salonuna üye olmaktan daha ucuza gelecek yöntemler seçebilir. Titreşimli karın kası kemeri, gerekli noktalara orta derecede elektrik ileten bir icat. Peki, egzersiz denilen şey kalbi güçlendirmek için yapılıyorsa, neden kalbi tehlikeye atıyoruz?


Her gün önümüze bedava konan nadir şeylerden biri de e-mailler. Ancak her bedava ürünün de bir maliyeti var. Tıpkı spam e-mailler gibi. Sadece tek bir dosyada, talep edilmeden binlerce adrese gönderilen sayısız mail tutuluyor. Gerekli koruma programları olmayanlar, bilgisayarlarının ömründen önemli bir miktar kaybedebiliyor. Yığınla elektronik çöpü görmezden gelenler ise eninde sonunda “silme” tuşuna uzun müddet basmak zorunda kalıyor.


Mutlu olun, aksi takdirde sonuçlarına katlanın. Japonya’nın Keihin Electric Express Railway şirketi, bir yazılım kullanarak sabahları çalışanları gülümsele kontrolüne tabi tutmaya başladı. Yazılım, çalışanların gülümsemelerini 0 ile 100 arasında puanlıyordu. Daha salakça olabilmesi için, çalışanları gün içinde motive etmesi adına “ideal bir gülümseye” ait resmi yanlarında taşımaları gerekiyordu.


Windows 95 kullanıcıları için kolay bir işletim sistemi olması için tasarlanan Bob, bilgisayarınızı evi gibi kullanmayı öngören bir yazılımdı. Öyle ki, yapılması çok kolay işlemler için birkaç çizgi karakteri kılavuz olarak kullanıyordu. Ancak fazla pahalı ve şirinliğe kaçan yazılım Apple’ın daha kullanıcı dostu Macintosh’u ile baş etmeyi başaramadı ve kısa sürede adı unutuldu.


Coca Cola’ya göre Vio dünyanın ilk “canlandırıcı içeceği”. Ancak bu karbondioksitle tatlandırılmış süt içeceği için gerçekten çok kötü bir abartıdan başka bir şey değil. Coca Cola, Vio’yu deneme amaçlı olarak 2009 yılında New York’taki süpermarketlerin raflarına koydu. Ancak beklenen ilgi uyanmayınca büyük bir şok yaşadı (bugün çok az bir miktarda üretilmeye devam ediyor).

En Çok Aranan Haberler