MURAT KARADAĞ - Güney Afrika’nın eski Washington Büyükelçisi Ebrahim Rasool, sömürgecilerin ülkeye köle olarak getirdiği Müslümanların Güney Afrika’nın özgürlük mücadelesine büyük katkılarda bulunduğunu ve bugün bazı Müslümanların ülkede bakan koltuğunda oturduğunu belirtti.
Ülkenin bir dönem Western Cape eyaletinin başkanlığını da yapan Rasool, Güney Afrika’daki Müslümanların ülkenin siyasi hayatına sağladığı katkıları AA muhabirine anlattı.
Rasool, Güney Afrika'daki Müslümanların siyasi mücadelelerinin kara kıtaya köle olarak getirilmeleriyle başladığını dile getirdi.
Müslümanların varlık mücadelesinin ülkedeki apartheid rejiminin (1948-1994 arasında siyah beyaz ayrımcılığına dayanan aşırı ırkçı dönem) bitimine kadar sürdüğünü ifade eden Rasool, eşitlik ve özgürlük ortamının oluşturulmasından sonra da Müslümanların siyasette aktif rol oynayarak ülkeye hizmet ettiğini kaydetti.
- “Müslüman aydınlar ırkçılıkla mücadelede şehit edildi”
Güney Afrikalı Müslümanların mücadelesinin dini kimliklerini ve değerlerini koruma refleksiyle başladığına işaret eden Rasool, “Bu olgu her zaman mücadelelerinin merkezinde yer aldı fakat ülkenin içinde bulunduğu ırk ayrımcılığı yasalarından dolayı bu durum kendini ırkçılıkla mücadele olarak gösterdi.” dedi.
Rasool, "Irkçılıkla mücadele sırasında çok sayıda Müslüman aydın şehit edildi. Mücadeleleriyle tüm Afrika kıtasına esin kaynağı olan bu insanlar Güney Afrika tarihinde önemli yere sahip ve halk tarafından saygıyla anılıyor." diye konuştu.
- “Irkçılığı tüm dünyaya anlattık”
Müslümanların kurduğu sivil toplum kuruluşlarının ırkçılığa karşı verilen mücadelede önemli yere sahip olduğunu belirten Rasool, şöyle devam etti:
"Apartheid uygulamalarının zirvede olduğu dönemlerde benim de içinde bulunduğum Birleşik Demokratik Cephesini kurarak ülkede dağınık halde bulunan tüm İslami gruplar ve dernekleri bir araya getirdik. Böylece sesimizi daha gür duyurma imkanı bulduk. Rahip Desmond Tutu önderliğinde kurulan Dinler Hareketi ile ırkçılığa karşı küresel düzeyde konferanslar verdik. Dünyaya memleketimizde beyaz olmayan tüm unsurlara uygulanan ırkçılığı anlattık.”
- Müslümanlar siyasi partiler kurdu
Rasool, Güney Afrikalı Müslüman aydınların bireysel hareket ederek etkisiz olmaktansa entegre olarak, siyasi partiler kurarak daha etkili işler yapmayı benimsediklerini dile getirdi.
Ülke nüfusunun yüzde 2’sini Müslümanların oluşturduğunu ifade eden Rasool, ayrı bir topluluk oluşturmanın Müslümanları toplumdan izole etmeye yol açabileceğini ve Güney Afrika’nın en büyük özelliğinin çok farklı toplulukların tek bir çatı altında barış içinde yaşaması olduğunu söyledi.
- “Mandela’nın kabinesinde 10 Müslüman vardı”
Afrika Ulusal Kongresinin (ANC) sadece siyahlara ait bir parti olmadığını vurgulayan Rasool, ülkede her kesimden insanın olduğu gibi Müslüman siyasetçilerin de ANC’de siyaset yaparak tüm Güney Afrikalıları temsil ettiğini belirtti.
Rasool, “Mandela’nın kurduğu ilk kabinede 10 Müslüman siyasetçi ve aydın vardı. Güney Afrika’da bugün hala bakan düzeyinde Müslüman siyasetçiler var.” dedi.
17. yüzyılda ilk defa Hollanda’nın Uzak Doğu sömürgelerinden getirilen Müslümanlar, Güney Afrika'daki çiftliklerde köle olarak çalıştırıldı. Yüksek Öğretim Bakanı Naledi Pador gibi çok sayıda Müslüman günümüzde ülkenin siyasi, iktisadi ve kültürel hayatında yer alıyor.