Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, Türkiye’nin sınır komşularıyla yaşadığı son siyasal gelişmelerin narenciye başta olmak üzere tüm yaş sebze meyvede sıkıntı yarattığını söyledi. Gökçel, özellikle Suriye kapısının kapanmasının, yaş sebze meyve üreticisine büyük zarar verdiğini kaydetti.
Ziraat Odası Başkanı Gökçel, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sınır komşuları ile yaşadığı sorunların üretici ve ihracatçıya etkilerini değerlendirdi. Türkiye’nin sınır komşularıyla yaşadığı son siyasal gelişmeler nedeniyle narenciye başta olmak üzere bütün yaş sebze meyvede sıkıntı yaşadıklarını belirten Gökçel, bu ürünlerin raf ömrü az olduğu için ne kadar kısa mesafelere iletilirse o kadar sağlıklı olduğunu kaydetti. Bu açıdan Türkiye’nin sınır ülkeleriyle mutlaka bu konuda ticaretinin olması gerektiğini ifade eden Gökçel, sorunlar nedeniyle bu yaz şeftalide böyle bir sıkıntı yaşadıklarının altını çizdi. Geçen yıl İran ile yaşadıkları sorunları örnek gösteren Gökçel, “Geçen yıl 20 Ocak’ta İran bizden narenciye alabileceğini talep etti ama deyim yerindeyse bizden imkansızı istedi. Yani başka ülkelerden kasaların içine dökülerek giden narenciyeyi kabul etti ama bize ‘ürünlerinizi paketleyeceksiniz, paketledikten sonra belirli hava derecelerinde 15 gün depolayacaksınız, ondan sonra ithalatına izin vereceğiz’ dediler. Böyle bir yaptırım uyguladı ki, bu narenciyede imkansız. Siz paketlemeden ürünleri soğuk hava depolarında bekletirsiniz, içinden bozulmuş olanları çıkartırsınız, sağlam ürünleri paketlersiniz, onu da anında pazarda tüketmek zorundasınız. Bu bilinirken bunun tersini bizden talep ettiler. İran bunu talep etti, sanki bizim yetkililerimiz de İran’ın memuru gibi gittiler depolarda tespitler yaptılar, ihracat yapacak arkadaşlarımıza ‘yasaya uyalım, istenilenleri yerine getirelim’ diye zorluk çıkarttılar. Halbuki paketlemeden önce 15 gün depolandığı gözlendikten sonra bu şartlarda ihracatına izin verilebilirdi. Bu yapılmadı, geçen yıl böyle bir sıkıntı yaşadık. Bu yıl umuyorum ki, böyle bir sıkıntı yaşamayız” dedi.
Ülkelerle yaşanan sıkıntıların üretici ve ihracatçıyı direk etkilediğini vurgulayan Gökçel, Irak’ta merkezi hükümetle olan sıkıntı nedeniyle ticarette bir takım problemler olduğuna, Rusya’nın bazen Türk mallarına siyaseten de olsa yasaklar getirdiğine işaret etti. Suriye’yi söylemeye gerek bile olmadığının altını çizen Gökçel, “Suriye’deki partner olacağımız ihracatçılarla Suriye üzerinden biz ürünümüzü oraya satabiliyorduk, bu imkanlar elimizden gitti. Ayrıca Suriye üzerinden nakliye imkanları bulduğumuz ülkelerle ilişkimiz bitti. Çünkü araçlarımız artık Suriye’den geçemiyor. Bu bize çok büyük zarar verdi” diye konuştu.
“RO RO SEFERLERİ OLUMLU AMA MALİYETLİ”
Suriye ile yaşanan sorunların ardından, bu ülke üzerinden ihracat yapılan diğer ülkelere ulaşımın sağlanması için Türkiye’nin ro ro seferleri düzenlemeye başladığını da anımsatan Gökçel, bu seferlerin maliyeti nedeniyle beklentilere cevap vermediğini savundu. Piyasaya en büyük etkiyi yapan girdi maliyetinin artık nakliye maliyetleri olduğuna dikkat çeken Gökçel, “Siz pahalı nakliyede de girdi maliyetlerini yükseltirseniz karşınızda başka ülkeler rakip, onlar daha ucuza ürün verecektir ki, dünya pazarlarında bizim önümüze geçecek. Dolayısıyla ro ro seferleri olumlu ama maliyet açısından beklentilere cevap veriyor mu? Bence vermiyor. Bu ülkelerle olan ilişkilerimizin şu andaki durumu bizim ilimizde ve bu bölgede yetişen yaş sebze ve meyvenin uluslararası pazarlarda kabul görmesini engelliyor. Bu da iç piyasada bize zarar veriyor” ifadelerini kullandı.
Alternatif pazar çağrılarını da değerlendiren Gökçel, alternatif pazarların tez olarak doğru olduğunu, ancak uygulanabilirlik açısından tartışılabileceğini söyledi. “Siz eğer siyasi veya ticari nedenlerle sizinle ilişki kurmak istemeyen ülkelerle ticaret yapamıyorsanız tabi ki başka pazarlar aramaktan doğal bir şey yok” diyen Gökçel, rekabetin ancak maliyeti düşürerek yapılabileceğine dikkat çekti. Japonya’ya greyfurt ihracatını örnek veren Gökçel, şunları söyledi: “Biz greyfurdu Japonya’nın kabul edeceği şekilde fiyatlarla mı gönderebildik? Bunu araştırmak lazım, benim işim bu değil. Siz İran’a eğer kilogramını 10 kuruşa mal ediyorsanız Japonya’ya 1 liraya mal edeceksiniz. Yani felsefe doğru, düşünce doğru ama uygulamada gerçeklik, uygulanabilirlik var mı? Buna bakmak lazım. Ben şunu savunuyorum; yaş sebze ve meyvede bu ürünlerin kendi durumundan dolayı bize en yakın komşu olan ülkelerle ticaretimizi geliştirmeliyiz ki, nakliye maliyetleri o ülkelerdeki alıcıların alabileceği pozisyonda oluşsun, fiyatlar o şekilde gelişsin, biz buradan faydalanalım. Yoksa biz buradan malı gönderdik Japonya’ya, 1 liraya mal ettik; örneğin Mısır gönderdi, 75 kuruşa mal etti orada. İnsan bu durumda Mısır malı mı tüketir, bizden giden malı mı? Dolayısıyla teorik olarak bu konular çok güzel, kulağa da hoş geliyor ama pratik olarak uygulanabilirliği var mı, onu tartışmak lazım.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz