Koncuk'tan Meb Kanununa Tepki

Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No'lu Şubesi tarafından düzenlenen toplantıya katılan Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, dün gece yasalaşan 'Milli Eğitim Bakanlığı Kanunu'nu eleştirdi.Bir dönem çıkarılan kanunun 28 Şubat postmodern darbe mağdurlarının istemeleri halinde göreve döneceklerini öngördüğünü belirten Koncuk, “28 Şubat cunta anlayışı ile okullarımızda, devlet dairelerinde inançlarından dolayı pek çok kamu çalışanı görevlerinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Sadece başörtülü oldukları için görevlerinden atılan bayan öğretmenlerimiz geri döndürüldü. Gelecekte bir kanun daha çıkacak. Dün de 28 Şubat’tı. 28 Şubat mantığını yerden yere vuran bu siyasi iktidar aynı mantıkla, sivil bir darbeyle şu anda sayıları 80 bini bulan, 73 bini okul müdür, müdür yardımcısı olmak üzere üst düzey bürokratları, il, ilçe müdürlerini, müdür yardımcılarını bir kalemde, gece çıkardığı kanunla görevlerinden aldı. Bugün itibarıyla bu 80 bin kişinin kanunen görevi bitti. Öyle gün gelecek ki, hem de çok uzakta olmayan bir gün, bu sefer 28 Şubat 2014 mağdurlarının hakkını, şerefli siyasetçiler, adam gibi bu ülkeyi yönetmek iradesindeki siyasetçiler bu insanlara teslim etmek zorunda kalacaklar. Bunun 28 Şubat tarihine denk gelmesi anlamlıdır, milletimiz açısından da anlamlıdır. 11 yıldır darbeyle, askeri vesayetle mücadele edeceklerini söyleyenlerin bugün açıkça benzeri yöntem ve teknikleri Türkiye’de her alanda hakim kılmaya çalışmaları, bu askeri bir vesayet değilse siyasi bir vesayet dönemidir. Aynı metoda, aynı anlayışa, hatta darbeci mantığı bile aşan uygulamalara şahit oluyoruz. 12 Eylül Askeri Darbesini birçok arkadaşımız hatırlıyor. 12 Eylül’de okul müdürleri, müdür yardımcıları, başka kurumların idarecileri, görevden alınmış mıydı? Alınmadı. Darbeci anlayış bile bir devrim yapılmasına rağmen, askeri bir devrim yapılmasına rağmen bu insanları görevden almamışlardı. Siyasi anlayışlarına göre görevden alma anlayışını sergilememişlerdir. Bugün maalesef, ileri demokrasi nutukları atanların askeri darbelerin mantığını, anlayışını aşan, esasen insan haklarıyla, demokrasiyle yakından uzaktan alakası olmayan uygulamalarını gördük ve görmeye devam ediyoruz. Türkiye, bu uygulamalarla bu antidemokratik, gelişmiş bir devlete, insan haklarına dayalı bir yönetim anlayışına yatmayan bu uygulamalarla yerini dünyanın gelişmemiş ülkelerine arasına çekmiştir gelişmiş ülke seviyesinden. Türkiye Kopenhag Kriterlerine imza atmıştır. Kopenhag Kriterleri; ihsan hakları, demokrasi, hukukun bağımsızlığı demektir. Bu yaşananlar demokrasinin neresinde var? Çıkardığınız kanunlar yöntemleri bakımından demokratik gibi görünebilir, TBMM’de çoğunluğunuza dayanarak kanun çıkarabilirsiniz, bu yönüyle demokratik olabilir ama kazanılmış haklara darbe vurarak, insanları siyasi kimliklerine dünya görüşlerine göre ayrımcılığa tabi tutarak, çoğulcu anlayışı terk ederek kanun yapmanın demokrasiyle falan yakından uzaktan alakası yoktur. Bu kanunu tanımayacağımızı Bursa'dan ifade ediyorum” açıklamasını yaptı.