PETERSBURG (İHA) - Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le bir görüşme yapmak üzere Prag'dan, Rusya'nın St. Petersburg kentine geldi. Bush'un, NATO Zirvesi'ne katılmak üzere görüşmeden sonra yine Prag'a döneceği bildirildi.
ABD Başkanı George W.Bush ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 3 saatlik bir görüşme için biraraya geliyor. Rusya'nın St.Petersburg şehrinde gerçekleşen Rus-Amerikan zirvesinin gündemindeki en önemli konu başlığı ise uluslararası terörle mücadele.
Şimdiye kadar pekçok kez biraraya gelen, birbirilerine ön adlarıyla hitap eden ve birbirinin siyasi önceliklerini iyi bilen iki lider bir kez daha birarada. Bush ile Putin arasında ekim ayı sonunda gerçekleştirilmesi planlanan bu zirve, Moskova'daki Çeçen eylemiyle yaşanan rehine krizi sebebiyle ertelenmişti.
Gündemin temel konusu olan terörle mücadelede iki taraf fikir birliği içinde. Sihirli bir söz, hatta tabu haline gelen "uluslararası terör" kavramı sayesinde iki lider de uluslararası politikada manevra alanlarını mümkün olduğunca geniş tutmaya çalışıyorlar. Bush ile uluslararası terörle mücadele konusunda işbirliği ve dayanışma özellikle Putin'e önemli fırsatlar sunuyor. Bu çıkar dostluğunu taze tutmak isteyen Rusya eski Sovyet cumhuriyetlerinin NATO şemsiyesi altına girmesi konusunu bile içine sindirmiş görünüyor. Bu konu yıllarca iki ülke arasında tartışma konusu olmuştu.
NATO'NUN YENİ ÜYELERİ Prag'daki dün NATO zirvesinde ise bu 7 eski Doğu Bloku ülkesi resmen üyeliğe davet edildi. Yapılan yeni düzenlemeyle NATO - Rusya Konseyi'nde Rus yönetimi artık bazı istisnalar hariç tam üye gibi eşit haklara sahip. Putin de pragmatik bir yaklaşımla durumu kabullenmiş görünüyor. Bush da NATO'nun Rusya için bir tehdit değil, bir fırsat olduğunu sık sık vurguluyor.
NATO'nun giderek Rusya'nın batı sınırlarına dayanmasının Rusya'da sevinçle karşılandığı söylenemez. Bush, Rusya'nın bu konudaki huzursuzluğunu azaltmak için, Çeçen eyleminde fiyaskoyla sonuçlanan Rus operasyonu konusunda eleştirel ifadeler kullanmıyor. Rus özel birliklerinin Çeçen işgali altındaki tiyatro binasına düzenlediği baskında dünyanın dehşet dolu bakışları altında 128 rehine yaşamını yitirmişti. Bush olay sonrasında yaptığı değerlendirmede, olaydan Putin'in ya da Rus güvenlik güçlerinin değil teröristlerin sorumlu olduğunu açıklamıştı. Şimdi zirvede de bu söylemi devam ettirmesi bekleniyor.
PUTİN İŞBİRLİĞİ SONRASI ÖN PLANA ÇIKTI Terör konusunda Bush ile işbirliği, Putin'e dünya siyaset sahnesinde yeniden ön plana çıkma fırsatı sağlamış oldu. Putin bu fırsatı kullanmakta gecikmeyerek, Gürcistan'a çıkıştı, Pankisi Vadisi'nde El Kaide üyeleri bulunduğunu söyleyerek Gürcistan'ı askeri operasyonla tehdit etti.
Putin'in Moskova'daki Çeçen eylemini sona erdirmek üzere düzenlenen baskın sonrasında yaptığı açıklamada Bush'un 11 Eylül saldırıları sonrasındaki ifadelerine çok benziyordu: Kurbanlar ve yakınlarına yönelik duygusal ifadeler, itfaiyecilere ve güvenlik güçlerine övgü, tüm dünyadaki teröristlere karşı açık tehdit. Nerede olursa olsun ve hangi araçlar kullanılırsa kullanılsın terörizme açılan savaş. Tam da o günlerde CIA'in Yemen çölünde, içinde El Kaide üyelerinin bulunduğu bir otomobili havaya uçurması Rusya'nın ekmeğine yağ sürmüş oldu. Rusya bu olayı da kendisini haklı çıkarmak için kullandı ve terörle mücadele adına başka ülkelere müdahale için fırsat bildi.
Öte yandan, Bush, Putin'le görüşmesinin öncesinde, Çeçenistan sorununun barışçıl bir şekilde çözümünü umduğunu açıklamakla yetindi. Putin'den, teröre karşı mücadeleyle azınlık hakları arasındaki dengeyi bulmasını diledi. Ancak bu boş bir umut. İki ülke arasında uluslararası arenada tam bir pazarlık ve işbirliği ortamı sözkonusu ve birbirilerinin işine karışmayı tercih etmedikleri açık. BM Güvenlik Konseyi'nde ABD'nin Irak tasarısını destekleyen Rusya Çeçenistan'da baskıyı giderek daha da artırıyor.