KONYA (İHA) - Doğal güzellikleri ve tarihi değerleriyle göllerimiz içerisinde özel bir yeri olan Beyşehir Gölü, mavi ve yeşil dışındaki tüm tonların izlenebildiği su yüzeyi, irili ufaklı adaları ve kumsallarıyla görenleri büyülüyor.
Büyüleyici bu görüntü, Beyşehir Gölü sınırları içerisinde yer alan adalarda da yeşillenen bitki örtüsü ile birlikte ilkbahar mevsiminde kendini göstermeye başladı. İrili ufaklı 33 adanın bulunduğu Türkiye'nin en büyük milli parkı olan Beyşehir Gölü'nde en büyükleri olan Mada Adası dışında ikamet edilen bir ada bulunmuyor. Adaların büyük bölümü, etrafında bulunan yerleşim birimlerinde yaşayan insanların hayvan otlatma ve tarım faaliyetleri dışında hemen hemen hiç kullanılmıyor.
Beyşehir Gölü'nde yer alan adaların yöresel isimlerle anıldığını belirten Beyşehir Doğal Kültürel ve Turizm Derneği Başkanı Mustafa Yaşar, bazılarının ise birkaç isimle telaffuz edildiğini söyledi. 8 bin 220 dekar alanlı Mada Adası'nın üzerinde yerleşim bulunan tek ada olduğuna dikkat çeken Yaşar, "Bu ada gölün en büyük adası. Bu adaların en küçüğü ise yarım dekar alanı kaplıyor" dedi. Adalardan genellikle kıyı köylerinde yaşayan halkın, hayvan otlatmak amacıyla yararlandığını, sonbahar aylarında bırakılan hayvanların ilkbahar mevsiminde tekrar bu bölgelerden kayıklarla toplandığını vurgulayan Yaşar, bazılarından ise tarım alanı olarak istifade edildiğini kaydetti. Gölün turizm yönünden en gözde adasının ise İğdeli Ada olduğunu belirten Yaşar, kumsalı ve koyu kızıl kumlarla kaplı bu bölgenin en güzel yerlerin başında geldiğini, Üçadalar ve Aygır Adası ile birlikte eşsiz güzellikte bir boğaz oluşturduğuna işaret etti. Bu adaların bazılarında tarihi birtakım kalıntılara da rastlandığını belirten Yaşar, Hacıakif Adası'nda ise ormanlık alan ile dikit ve sarkıtlarla kaplı bir mağara bulunduğunu, bu adanın yosun ve böcek türleri yönünden de zengin olduğuna dikkat çekti.
Beyşehir Gölü içerisindeki adaların henüz yeterince tanıtılamadığını kaydeden Yaşar, "Dünyanın henüz keşfedemediği bu bakir bölgenin iyi bir tanıtımının yapılmasına ihtiyaç bulunuyor. Beyşehir'de doğup büyüyen insanlarımızın, ömründe adaları hiç görmeden öbür dünyaya göç etmemeleri, bu güzelliklerden tüm insanoğlunun yararlanması için tüm sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Beyşehir Gölü'nde adalara başlayan yat turları bu yönde atılan ilk adım. Bölgemizin tanıtımı yönünden bu atılan ilk adım ama yeterli değil. Adalarımızın doğal yapısını bozmadan, bu bölgelerin turizme açılması için altyapısını hazır hale getirmeliyiz" diye konuştu.