Discovery Channel'da başlayacak Köpekbalığı Haftası programının iki adrenalin tutkunu adamı Jeff Kurr ve Andy Casagrande'yle köpekbalıklarının tehlikelerini, yaşadaıkları en büyük korkuyu, neden saldırdıklarını ve daha birçok şeyi konuştuk...
JEFF KURR RÖPORTAJI
Bir köpek balığı ile karşılaşmak nasıl bir duygu? Korkutucu mu? Bir köpek balığı ile ilk kez burun buruna geldiğinizde ne yaptınız: ilk düşünceniz neydi: en iyi fotoğrafı nasıl çekerim mi yoksa kendimi nasıl korurum mu? Jeff Kurr: Tahmin edersiniz ki bir köpek balığı ile ilk karşılaşmanızı asla unutmazsınız. Özellikle büyürken Jaws filmini seyretmiş olmam dolayısıyla köpek balıkları ile ilgili önyargılarım vardı ve tabi ki de onlarla ilk dalışımda korkmuştum ancak hemen sonrasında fark ettim ki onlar benimle zerre kadar ilgilenmiyor. Ben de böylece yavaş yavaş onlara daha çok yaklaşmak istediğim bir noktaya geldim. Köpek balıklarıyla ilk dalışımda anladım ki köpek balıkları oldukça dikkatli ve tedbirli yırtıcılar ve eğer bir köpek balığının size yaklaşmasını istiyorsanız onlara yem uzatmak gibi bir sebep vermelisiniz. Köpek balıkları ile dalarken kameranın en büyük avantajı size etrafınız köpek balıkları ile dolu iken tutunacak bir şey sağlıyor olması özellikle de köpek balıkları size iyice yaklaştığında. Hatta onu adeta bir güvenlik battaniyesi gibi düşünebilirsiniz. Köpek balıklarını iyi bir mesafede tutmak için bir aracı görevi görüyor, onların size çok yaklaşmalarını ve çarpmalarını istemiyorsunuz. Dolayısıyla ben her zaman elimde kamera olmasını seviyorum ve de elimde bir kamera varken neden bu yaratıkların muhteşem görüntülerini kaydetmeyeyim ki? Elimde kamera yoksa köpek balıkları ile dalmaya çok nadir gidiyorum. Bu hayvanları bu kadar yakından görmek ve böylesine özel görüntüler yakalamak muhteşem bir his.
Büyük Beyaz Köpek balıkları neden insanlara saldırıyor? İnsanları temel besin maddeleri olan foka benzettikleri için onlara saldırdıkları doğru mu?
Jeff Kurr: Köpek balıklarının insanlara saldırdığı çok nadir durumlar bence tamamen kimlik kargaşasından kaynaklanıyor. Köpek balığı deniz dibinde seyrederken yukarı bakıyor ve bir yüzücü ya da dalgıç görüyor ne gördüğünü merak ediyor böylece yukarı çıkıyor ve de araştırmacı (biz böyle tabir ediyoruz) bir ısırık alıyor ki bu da köpek balığının yüzeydeki objenin ne olduğunu anlamak için kullandığı yöntemdir. Ne yazık ki büyük beyazlar öyle büyükler ki bu araştırmacı ısırık insanlara büyük zararlar verebiliyor. Ancak filmlerimizde de her zaman açıkça anlatmaya çalıştığımız gibi büyük beyazlar insanları hedef almazlar. Bazen insanlar büyük beyazların avlandığı bölgelere giriyor ve bir takım kazalar meydana geliyor ve ben bu anları tamamen kaza olarak görüyorum. Eğer geriye döner ve bir köpek balığı saldırısını incelerseniz insanların bu saldırılarda oynadıkları rolü göreceksiniz: ya köpek balıklarının bulunduğu alanda balık tutuyor oluyorlar ki bu çok kötü bir fikir ya da fokların yoğun nüfuslu olduğu bölgelerde yüzüyorlar ki bu da çok kötü bir fikir çünkü foklar köpek balıklarının avıdır. Dolayısıyla eğer bir büyük beyaz saldırısında kaçınmak istiyorsanız “köpek balığı zekalı” olmanız ve bu hayvanların davranışlarını anlamanız gerekir. Bence köpek balığını iyi değerlendiren kişiler okyanusta yüzmenin kurallarını herkesten çok daha iyi bilir ve böylece istenmeyen büyük beyaz karşılaşmalarını önlemiş olurlar.
Sizce geçtiğimiz elli senede insanların köpek balığına bakışları nasıl bir değişim gösterdi? Peki ya sizin köpek balıklarına bakışınız geçtiğimiz senelerde nasıl değişti?
Jeff Kurr: Bu çok güzel bir soru. 40 yıl önce “Jaws” filmi daha piyasaya çıkmadan önce insanların köpek balıklarını düşündüğünü bile sanmıyorum. Eğer kiminin düşüncesi varsa bile bu daha çok “en iyi köpek balığı ölü köpek balığıdır” şeklindeydi. Bu gerçekten çok kötü çünkü eğer bir hayvan hakkında bilgisizseniz bu da ondan faydalanabilineceği anlamına geliyor. Öldürülebilirler ve bu kimsenin umurunda olmazdı. Daha sonra 1975 yılında “Jaws” filmi çıktı ve düşünceler değişti. İnsanlar köpek balıklarından nefret etmeye başladılar, onları öldürmek ve böylece okyanusları daha güvenli yerler haline getirmek istediler. Dolayısıyla köpek balıkları uzun seneler ben dahil bir çok insanın gözünde çok kötü bir itibara sahip oldular. Köpek balıkları ile ilgili hiçbir şey bilmiyordum. 1988 yılında “Köpek balığı Haftası”nın başlaması ile sanırım köpek balıkları için işler iyi gitmeye başladı. İnsanlar köpek balıkları hakkında konuşmaya başladı ve yanılmıyorsam yeryüzündeki en popüler vahşi hayvan haline geldiler. Bu köpek balıkları için iyi haber çünkü bilirsiniz insanlar balinaları severler, yunusları severler ve onların öldürüldüğünü, yaralandığını ya da alıkonulduklarını duyduklarında üzülüp tepki gösterirler. Aynı şey artık köpek balıkları için de geçerli olmaya başladı. Balıkçıların onları yakalayıp iskelelerde şov için asmalarına tepkiler yağmaya başladı. 30-40 yıl önce kimsenin umurunda olmazdı ama şimdi gerçekten umursuyorlar ve bence bu da “Köpek balığı Haftası”nın başarısı. Köpek balıklarını çok popüler hayvanlar haline getirdi ve bilinçliliği artırdı dolayısıyla insanlar artık okyanuslarda neler olduğunu biliyor. Köpek balıklarının yüzgeçleri için avlandığını, yüzleştikleri tehlikeleri biliyorlar ve bence bu “Köpek balığı Haftası”nın en iyi yanlarından bir tanesi.
Köpek balığı Haftası çok yakında Discovery Channel’da başlıyor, Türk seyirciler neler beklemeli?
Jeff Kurr: Eğer köpek balığı hayranıysanız bu hayvanlara dair daha önce görmediğiniz muhteşem görüntülere şahit olacaksınız. Ben Güney Afrika ve Yeni Zelanda’da çekim yapma imkanına sahip oldum. Daha önceden görmüş olduğum ve “Colossus” adını verdiğim devasa köpek balığının izini sürdüm. Benim çekimlere bakışım her zaman yeni tertibatlarla buluşlarla başka kimsenin başaramadığı görüntüleri elde etmektir. Bu köpek balıklarını çekerken de bu hedefime ulaşmaya çalıştım. Zırhlı Sualtı Köpek Balığı Koruyucusu anlamına gelen WASP (Water Armour Shark Protection) adında bir araç geliştirdik. Ve bu alet bizim okyanusun dibine inmemize ve burada yürüyerek büyük beyazları çekmemize imkan sağladı. Köpek balıklarının bize gösterdiği tepkiler inanılmazdı, bizimle etkileşime girdiler ve benim için bu sene Köpek balığı Haftasının en önemli yanlarında bir tanesi de bu. Colossus’u arayışımız sırasında karşılaştığımız köpek balıkları olağanüstüydü.
Hiç hayati tehlikeniz oldu mu, oldu ise ne zaman ve yaralandınız mı?
Jeff Kurr: Sanırım en yakın olarak birkaç sene önce Güney Afrika’da Air Jaws Kıyameti’ni çekerken başıma gelenleri söyleyebilirim. Kısaca ben teknemizin arkasına yerleştirdiğimiz ve fok kızağı adını verdiğimiz metal bottaydım. Tekne beni çekiyordu. Elimde köpek balığı yemi (sahte fok) vardı bu sayede bir köpek balığını tuzağa çekebileceğimizi ve böylece köpek balığını çok yakından görüntüleyebileceğimi umuyordum. Sonuçta kocaman bir büyük beyaz ben fok kızağında otururken benim birkaç metre uzağımda sıçradı ve sanki benim tepemden uçtu. Yukarı baktığımda bin küsur kiloluk bir köpek balığının karnını gördüm. 5 metre uzunluğundaydı ve suya düştüğünde beni sırılsıklam bırakmıştı ama bu hayatımda gördüğüm en muhteşem şeydi, tabi ki birazcık da sinir bozucuydu. Çünkü bir büyük beyaz sıçradığında ne olacağına dair herhangi bir fikriniz olmuyor, önceden bir uyarı da olmuyor. Bu sayede fokların köpek balığı tarafından saldırıya uğradıklarında neler yaşadığını anlama şansım oldu. Hiçbir şekilde bir uyarı almıyorlar ancak buna rağmen bile yüzde 50 oranında büyük beyaz saldırılarından kurtulabiliyorlar. Ben de orada bir fok gibi hissettim. Sanırım büyük beyazın sıçramasına en yakından şahit olan insan benim ama şükürler olsun ki yaralanmadım ve köpek balığı da benimle (kızakta oturan insanla) ilgilenmek yerine fok yemi ile ilgilenmeyi tercih etti. Çok korkutucu ama bir o kadar da büyüleyici bir andı.
Büyük beyaz köpekbalıkları ve katil balinalar arasında ki ilişki nedir? Bazı katil balinaların besin kaynakları olan foklar için savaş verdikleri beyaz köpek balıklarını bulma ve avlama konusunda teknikler geliştirdiği söyleniyor. Siz hiçbir katil balinanın beyaz köpek balığına saldırdığını gördünüz mü?
Jeff Kurr: Bir Orka balinanın beyaz köpek balığına saldırması sanırım inanılmaz az olan bir olay. Kesinlikle olmuş birşey bu ve ben tabii ki bunu gözlemleyebilmeyi çok isterim ama dediğim gibi yani kesinlikle bir Orka ve beyaz köpek balığının kavgası ölmeden önce görmek isteyeceklerim arasında olur ama çok çok az rastlanan bir durum. Benim düşüncem yemek zincirinde en tepede yer alan yırtıcı hayvanlar olabildiğince birbirinden uzak durmaya çalışıyor. Ama bildiğim kadarıyla bir Orka büyük beyaz köpek balığına saldırdığında onu yakalayıp karnı üste gelecek şekilde ters çevirmeye çalışıyor çünkü bu köpek balığını uykuya geçiriyor. Orkalar bu kadar akıllı. Zaman içinde köpek balıklarının ters çevrilirse stresten kaynaklı hareketsizlik durumuna geçtiğini, uykuya daldığını ve kısacası savunmasız kalarak öldürmek için kolay bir hal aldığını öğrenmişler. Kısacası benim için Orkanın bunu çözmüş ve öğrenebilmiş olması, köpekbalığını nasıl alt edebileceğini bulmuş olması inanılmaz birşey, ama dediğim gibi ikisinin karşı karşıya geldiği anda orada olup izleyebilmeyi çok isterim, iki tane çok büyük yırtıcının buluşması bu ve eminim inanılmazdır.
Sizce köpekbalığı belgesellerinin popüler olmasının nedeni seyircilerin bu hayvanlar hakkında bilgi alma isteği mi yoksa bu belgesellerdeki kan, vahşet ve genel olarak köpek balıklarına karşı duyulan korku mu?
Jeff Kurr:Bence köpek balığı haftasının bu kadar popüler olmasının pek çok nedeni var, bence herkesin köpek balıkları hakkında bilgi edinmek istemesinin başka nedenleri var. Bazen insanların köpek balıklarına karşı duyduğu korku, zombilere, canavarlara duyduğu korku gibi ve psikolojik olarak anladığım kadarıyla insanlar onları korkutan şeylere karşı ilgi duyuyorlar, dolayısıyla bazı kişiler için gerçekten bu programları izleme nedenleri köpek balıklarından korkuyor olmaları. Bazı insanlarda bu konunun bilim tarafına ilgi duyuyor. Pek çok genç insanla tanıştım aslında köpek balığı haftasından etkilenip deniz biyoloğu veya film yapımcısı olmaya karar veren. Pek çok insanda köpek balığı haftasını çok eğlenceli içinde macera ve heyecan barındıran programları olduğu için seviyor. Amerika’da köpek balığı haftasının bu kadar popüler olması insanların bir araya gelerek bu programları izlemek, köpek balığı haftası partisi verip, bir şekilde bu hayvanlarla tanışan dalgıçların, ben ve ekibim gibi insanların hikayelerine konuk olmak istemedi. Kısacası Köpekbalığı Haftasının popüler olmasının altında pek çok neden var, ama en önemlisi bu hayvanlar dünyada var olan vahşi hayvanlar arasında en popüler olanları ve insanların köpek balıkları konusunda ciddi bir farkındalığı var ki köpekbalıkları açısından bu çok iyi!
Son 20 ila 30 senede köpekbalığı nüfusunda en çok ne değişti?
Jeff Kurr:Aslında köpekbalığı nüfusu konusunda kesin bir bilgi edinmek pek mümkün değil. Herkesin sanırım şuan bu hayvanların yaşadığı en büyük problemin yüzgeçleri için avlandıklarını biliyor, ortalama 70 ila 100 milyon köpek balığının her sene okyanustan yüzgeçleri için çıkartıldığı duyduğum bilgiler arasında ki bu durumda köpek balıkları için endişelenmeliyiz. Ama köpek balıkları konusunda bazı başarı hikayeleri de var dolayısıyla kasvetli ve ümitsiz şekilde bakmak istemiyorum bu konuya. Örneğin Kuzey Amerika’nın batı kıyılarında büyük beyaz köpek balığı nüfusu ciddi bir geri dönüş yaşadı. Kaliforniya kıyılarında çok ciddi anlamda azalmaya başlamışlardı, ciddi tehlike içindeydiler ama yaklaşık 20 sene önce belli koruma tedbirleri alındı ve nüfus toparlandı. Son araştırmalardan birinde yaklaşık 2000 büyük beyaz köpek balığının Kaliforniya sahillerinde olduğunu gösteriyor ki sanırım bir kaç jenerasyon öncesinden beri böyle bir rakam görülmedi. Yani köpekbalıkları gerçekten kendilerini toparladı…. Güney Kaliforniya plajlarının civarında mesela pek çok genç ve bebek beyaz köpekbalığı sörfçüler ve kürekçilerle beraber yüzüyor – hiç bir panik veya korku yok. İnsanlar köpekbalıklarının orada olduğunu biliyorlar ama onlar insanlara bulaşmadığı sürece, insanlarda aslında onların varlığının sağlıklı bir okyanus anlamına geldiğini biliyor. Sağlıklı ve dengeli bir okyanus için köpek balıklarına cidden ihtiyacımız var.
İzleyiciler sizin yoğun çalışmalarınızın süslenmiş kısa bir versiyonunu izliyor aslında. Bu filmleri yapmak için ne kadar zaman ve efor harcıyorsunuz ne gibi güçlüklerle karşılaşıyorsunuz?
Jeff Kurr:Köpek balıkları hakkında belgesel yapmak aslında göründüğünden çok daha zor. Büyük ihtimalle pek çok insan bir tekneye binip, suya atlayıp çekime başladığınızda belgeseliniz hazır sanıyor. Ama maalesef durum böyle değil. Köpek balıklarını bulmak pek kolay değil, aslında köpek balıkları hakkında bir belgesel yapmanın en zor yanı onları bulmak. Bazen False Bay’de Seal Island çevresinde günlerce gezebiliriz ki burası beyaz köpek balıklarının çok sayıda bulunduğu bir bölge ama hiç ortaya çıkmayabilirler veya hava o kadar kötü olur ki denize açılamayız bile veya suda sadece bir kaç metre önümüzü görebiliriz o zamanda onları çekebilmek imkansızlaşır. Dolayısıyla aslında pek çok etken var konu köpek balığı belgeseli olunca. Çalışmak için oldukça zor bir ortam aslında, mesela pek çok kez kameralarımızı kaybettik, ya gemiden denize düştü, ya bir fok kırdı ve içine su aldı. Kısacası pek çok şey yanlış gidebilir. Kısacası mesleğim vahşi yaşam filmleri yapımcılığı söz konusu olunca en zorlarından biri. Serengeti’de bir Land Rover’da oturup tüm gün çitaları çekmek gibi değil okyanus daha zor köpek balıkları daha da zor.
Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğrayınca ne yapmak lazım? Siz hiç ısırıldınız mı?
Jeff Kurr:Tanrıya şükürler olsun ki hiç bir köpek balığı tarafından ısırılmadım ama bu konu hakkında biz sözüm var benim o da görmediğiniz köpek balığından korkmanız gerektiği. Seneler içinde pek çok köpek balığı saldırısına uğramış insanla tanışma ve konuşma fırsatı buldum ve hepsi köpek balığının nereden geldiğini görmediklerini söylüyor. Tamimiyle bir sürpriz, pek çoğu saldırıdan sonra köpek balığının neye benzediğini bile tarif edemiyor çünkü aslında bakamamışlar bile dolayısıyla eğer ben suyun içindeysem ve bir köpek balığını görüyorsam korkacak hiçbir şey yok. Görmediğiniz köpek balığından korkmalısınız. Allahtan ben suyun altındayken herzaman etrafıma bakarım, başımın arkasında bile gözüm olmasını denerim, kısacası her zaman hızla yaklaşan bir köpek balığı varsa görmeye çalışırım, görmediğiniz köpek balığından korkmalısınız.
Köpek balıklarıyla ilgili her hangi bir an var mı kamerayla henüz yakalayamadığınız?
Jeff Kurr:Harika bir soru. Sanırım köpek balığı belgeselleri yapımcıları için en kutsal yakalamak istediğiniz an büyük beyaz köpek balıklarının çiftleşmesini veya doğum yaptığını görmek. Henüz kimse bunu görmedi, bu konuda pek çok söylenti oluyor, nerede çiftleştikleri nerede doğum yaptıkları hakkında. Bence bilim açısından, film yapımcıları ve seyirciler için bu anlara tanık olmak inanılmaz olur ama böyle birşeyle karşılaşmak için çok ama çok şanslı olmanız gerekiyor. Ama bende şanslı oldum bir keresinde. 2000 yılında Güney Afrika False Bay civarında bir tane ölü balina bulduk ve 27 büyük beyaz köpek balığının bu balinayı yemesini izledik, hayatta gördüğüm en inanılmaz sahneydi, bugüne kadar hala yakaladığım en özel an ve tamimiyle kaza eseri gördük. Önceden planlanmış değildi, inanılmazdı, ama bu tip bir sahneyi yakalamak biz film yapımcıları için kutsal bir olay, ama tabii ki sadece kaza eseri olabilir, bu hayvanlar hakkında o kadar az şey biliyoruz ki böyle bir şeyi planlamak imkansız.
Jeff seyirciler senin filmlerinden ne alarak ayrılsın istersin?
Jeff Kurr:Tabii ki işlerimizi izleyen insanlar köpek balıklarını korumak, türlerinin korunması, yaşam alanlarının korunması için çaba harcasın isterim ama bu konuda öğüt verir olmanında yararlı olduğunu düşünmüyorum. Bence köpek balıklarına karşı insanların düşüncelerini değiştirmenin en etkin yolu onların ne kadar özel yaratıklar olduğunu ne kadar güzel olduklarını göstermek, ancak o zaman insanlar onlara değer verecek ve kendileri bu konuda bir bilinç yaratacak. Nasıl dört metrelik bir büyük beyaz köpek balığının suyun içinden zıpladığını görüp bunun inanılmaz güzellikte bir manzara olduğunu düşünmezsiniz? Umuyorum ki insanlar Köpek balığı Haftasından köpek balıklarına da yararlı olacak bir sevgi ve büyülenme ile ayrılsın.
Bilinen en büyük beyaz köpek balığı ne kadar? Bu konuda bazı karmaşık bilgiler var. Bazıları 8metre uzunlukta olduklarını bazıları 7 metre olduğunu söylüyor. Mesela Jaws filminde 12mt’lik bir köpek balığı söz konusuydu. Gerçekte ne kadar büyükler?
Jeff Kurr:Harika bir soru. Pek çok insan bana aslında büyük beyaz köpek balıklarının ne kadar büyük olduğunu soruyor, bu konuda pek çok araştırma da yaptım ve sanırım ölçülen en büyük büyük beyaz köpek balığı 20 – 21 ft (6-6.5mt) boyundaydı ve en ağırı 6,500 lbs (2948kg) civarındaydı. Kısacası bu hayvanlar 20ft boyuna ulaşabiliyorlar ama sanırım bu oldukça az görülen birşey çünkü benim gördüğüm en büyük ki onu Yeni Zelanda sularında görmüştüm yaklaşık 18ft (5.5 mt) uzunluğundaydı. Tabii suyun altındayken bu hayvanların boyutlarını kestirmek çok kolay olmuyor, ben genelde teknenin yanından geçmesini bekliyorum ki teknenin boyutuyla bir orantı yapabileyim. Ama 18ft boyunda bir köpek balığını görmüş biri olarak söylüyorum, çok çok büyük bir hayvandan bahsediyoruz. Neredeyse bir balina kadar. Eğer 20ft’ten daha uzun bir köpek balığı varsa onunla tanışmak istediğimi söyleyemem.
Sosyal etkileşim ve farkındalık oluşturması anlamında Köpek balığı Haftası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Jeff Kurr: Bence Köpek balığı haftası yayınlandığı zaman sosyal medyayı ciddi anlamda domine ediyor. Hatta geçen gün bir şirket gördüm tüm sene boyunca okyanus ile ilgili olan tüm sosyal medya hareketlerini takip ediyorlarmış. Hatta bir grafik vardı, insanların ne kadar okyanus, köpek balıkları ve balıklar hakkında konuştuğu ile ilgili ve tüm yıl süresince benzer sakin bir seviyede seyrederken grafik, köpek balığı haftası sırasında çılgın bir yükseliş sergiliyordu. Bence bu anlamda köpek balığı haftası bir fenomen. Tweeter ve Facebook ciddi anlamda patlıyor. Ki bu genç insanların köpek balıklarına çok ciddi ilgi gösterdiğini bize gösteriyor. Sosyal medyada köpek balıkları hakkında bu kadar bir hareketlenmenin olması cidden inanılmaz. Amerika’da ve dünyada en çok konuşulanlar arasında yerini alıyor.
ANDY CASAGRANDE RÖPORTAJI
Selam Andy. Bu yılki Shark Week’le başlayalım. Daha önce çekim yaptığın Güney Afrika’da ki köpek balıkları ve Yeni Zelanda ile Avustralya köpek balıkları arasındaki farklar nedir? Bildiğimiz kadarıyla Güney Afrika'da köpek balığı beslemek için kafesle dalış turizmi çok yaygın, bu nedenle insanlara alışkanlar mı? Andy Casagrande: Harika bir soru. Jeff Kurr ve ben, Yeni Zelanda’da da yaptığımız çekimler sonrasında dünyanın en vahşi ve yabani büyük beyaz köpekbalıkları burada olduğuna karar vermiş bulunuyoruz. Senin de dediğin gibi Cape Town’da neredeyse 20 yılı aşkın bir süredir kafes dalışı gelişen bir sektör. Yeni Zelanda’da ise bu sektör daha yeni. Sadece yedi yada sekiz yıldır insanlar köpekbalıkları ile dalış yapıyor ve sadece bir yada iki dalış operatörü aracılığıyla. Dolayısıyla evet Yeni Zelanda’da köpekbalıkları insanlara hiç de alışmış değil, bu da bizim deneyimlerimizin çok heyecanlı olmasını mümkün kıldı. Burada ki köpek balıkları saldırgan demek istemem ama kesinlikle inanılmaz derecede vahşi ve meraklılar.
Muhteşem büyük beyaz köpek balığı ile karşılaşmayı nasıl tarif edersiniz?
Andy Casagrande: Benim için büyük beyaz köpekbalığı dünyanın en büyüleyici hayvanı. Onlar Hawaii’de Alaska’da, sıcak yada soğuk suda, sığ ve derin sularda yaşayabiliyor ve hepsi birer birey gibi. Onların da insanlar gibi kişilikleri var. Ben, büyük beyaz köpekbalığı ile ilk karşılaştığımda henüz bir çocuktum. Televizyonda onları ilk gördüğüm andan itibaren onlara hayran oldum. Yani benim için büyük beyaz köpekbalığı en yırtıcı, en görkemli hayvan. Bazen onları insanlardan daha çok sevdiğimi söylüyorum. Her an seni şaşırtabilirler, ne beklemen gerektiğini asla bilmezsin dolayısıyla da benim için onları filme çekmek inanılmaz keyifli birşey.
Köpekbalıklarının favori yiyeceği nedir?
Andy Casagrande: Güzel bir soru. Bir çok insan büyük beyaz köpekbalıklarının en sevdiği yiyeceklerin foklar olduğunu düşünür ve bu bir ölçüde doğru. Ancak bir bebek büyük beyaz köpekbalığı doğduğunda dişleri ve çeneleri fok avlamak için yeterince büyük değildir dolayısıyla önce küçük balıkları yemeye başlar. Büyüdükçe daha büyük balıkları ve hatta bazen diğer köpekbalıklarını, vatozları ve büyük tonbalıklarını yemeye başlarlar. Oldukça büyük olduktan sonra hatta bazen boyları 8ft’i geçtikten sonra fok avlamaya başlayabilir. Fok seviyorlar çünkü onlar çok ciddi bir enerji kaynağı, yağlılar ancak foklar çok hızlı ve çevikler dolayısıyla bir köpek balığının foku avlayabilmek için çok ciddi derecede enerji tüketmesi gerekiyor. Bu nedenden genellikle köpekbalıkları, balina leşleri veya daha yavaş hareket eden hayvanlar gibi daha kolay elde edebilecekleri besinleri tercih ederler. Ama foklar, köpekbalıkları için çok iyibir besin kaynağıdır. Dolayısıyla onları yakalamak için yeterli büyüklüğe erişmişlerse bu fırsatı kaçırmazlar. Foklar da çok tehlikeli hayvanlardır ve yenilmek istemedikleri için genellikle köpek balığına karşı koyarlar. Köpekbalığının gözleri ya da solungaçlarına saldırmaya çalışırlar. Köpekbalıkları yaralandıklarında bir yırtıcı gibi etkili olamazlar ve bu bir kopekbalığı için kötü olabilir. Sonuç olarak köpek balıklarının favori yiyeceği aslından herşeyden biraz ama fokları çok seviyorlar.
Köpek balıkları ile olan ilk karşılaşmanı hatırlıyor musun?
Andy Casagrande: Evet tabii ki, aslında farklı cins köpek balıklari ile karşılaştığım birkaç farklı anım var ama ilk büyük beyaz köpek balığı ile Cape Town’da Güney Afrika’da karşılaşmıştım. İlk defa kafes dışında yüzmem Cape Town’da Duiker Adası civarındaydı, burada küçük bir fok sürüsü vardı, yaklaşık Cape Town’a 2 saat uzaklıktaydı. Suyun çok soğuk olduğunu hatırlıyorum, suyun içinde görünürlükte pek iyi değildi, yaklaşık 15 metre aşağıya daldık. Fok sürüsüne çok yakındık, sırtımızı kayalıklara dayamıştık, daha güvenme olmak için, böylece bir köpek balığı arkamızdan yaklaşamayacaktı. 3 tane farklı büyük byeaz köpekbalığı vardı. Hepsi çok meraklıydı. Dipte kaldık orası daha güvenli diye, çünkü suyun ortalarında veya yüzeyindeyken size aşağıdan saldırabilirler. Ama o an aslında kendi aklımın en büyük düşmanım olduğunu fark etmiştim. Çünkü evet köpek balıkları çok meraklıydı ve bana yaklaşıyorlardı ama agresiflik yapmıyorlardı bense aklımda “Allahım bu hayvanlar çok ürkütücü” diye düşünüyordum. Televizyonda gördüğümüz bu tarz şeyler, Jaws ve benzerleri size böyle düşünmeye itebiliyor. Ama o an “hayır o beni yemek istemiyor, herşey yolunda’ demeye başladım kendime. O sadece çok meraklı ve ben tamamen onun dünyasına girdim ve buna ben sebep oldum. Zihnimi bu denli sakin ve odaklanmış, aynı zamanda da herhangi bir süprize karşılık bir o kadar da uyanık tutabilmek oldukça şaşırtıcı ve büyük bir meydan okumaydı benim için.
Çekimler sırasında karşılaştığınız en tehlikeli durum neydi?
Andy Casagrande: en tehlikeli durumlardan bazıları, en tehlikeli olanda dahil büyük beyaz köpekbalıkları etrafında olmuştur. Çünkü onlar çok büyük ve profesyonel avcılar. Bi keresinde Cape Town çekimleri sırasında kafes dışında dalıştaydık ve etrafımızda yedi tane büyük beyaz vardı. Bu, 2010 yılında Shark Bite adlı bir programın çekimi sırasında oldu. Kendimi çekime fazla kaptırmıştım ve dalış tüpüme yeteri kadar dikkat etmedim ve farkettimki tüpümde çok az hava kalmış. Çok kısa bir sürede yüzeye çıkmak zorundaydım. Benim büyük beyaz köpekbalıkları ile ilgili bir numaralı kuralım: Eğer sen bir av gibi davranırsan o da sana av muamelesi yapar. Yani temelde köpekbalığından uzaklaşmak diye birşey yoktur, panik yapılmamalıdır çünkü okyanusta herşey büyük beyaz yada bir köpek balığı tarafından takip edilir ve onlar kendilerinden kaçıldığını anlar. Ve evet sonuçta bu benim için bir problemdi. Çünkü havam tükeniyordu ve hızlı bir şekilde tekneye çıkmalıydım. Bunları düşünemedim ve hızılıca bu köpekbalıklarından uzaklaşmaya başladım. Ve bir köpekbalığı beni hemen farketti ve yüzeye kadar kovaladı. Neredeyse kedinin fareyi kovalaması gibiydi. Fare kaçmaya başlarsa, kedide onu kovalamaya başlar ama fare ölürse veya öylece yatarsa, kedinin fareye olan ilgisi tamamıyla biter. Yani ben daha rahat ve daha yavaş olsaydım muhtemelen köpekbalığı da daha sakin olacaktı. Sonuçta beni yüzeye kadar kovaladı ve ben onu uzaklaştırmak için kameramı kullanmak zorunda kaldım ve ona doğru fırlattım. Oldukça ilginç ve biraz da korkutucu bir durumdu. Köpekbalığı kamerama dokunduğu anda aliminyum ve çeliği hisseti ve onu tükürdü. Buda bana tekneye çıkmak için yeterli zamanı kazandırdı.
Köpekbalığını çok tehlikeli göstermeyen belgeselleri çekmeyi tercih ettiğini okumuştum. Ama Great White Matrix’te köpekbalığı saldırısından kurtulan Paul de Gelder yer aldı. Bunun sebebi neydi?
Andy Casagrande: Genellikle kanallar, insanların köpekbalıkları tarafından saldırıya uğradığı hikayelerle ilgileniyor. Discovery Channel’ın iyi tarafı insanların ölmesi veya köpek balıklarının şeytanlaştırılması gibi negatif konulara odaklanmıyor olması. Paul'ün durumu ise şöyle, bir boğa köpek balığı tarafından kol ve bacağı ısırılmış ama o kurtulmuş ve kendini rehabilite etmeyi başarmış. O, köpekbalığının sadece bir köpekbalığı olduğunu, kötü niyetli bir şeytan olmadığını; kesinlikle tehlikeli olduğunu ama sadece hayatta kalmaya çalışan bir tür olduğunu anlamış. Hayatta kalmaya çalışan köpek balığı onun yenebilir birşey olduğunu düşündü. Dolayısıyla aslında Paul’inki daha çok bir hayatta kalma hikayesi. Paul oldukça inanılmaz bir adam. Aynı zamanda da çok eğlenceli. Onunla tanıştığım ilk anı hatırlıyorum. Genellikle yeni teknlojik aletler, kameralar filan beni çok heyecanlandırır ve etkiler. Dolayısıyla ona ilk şey demiştim, bionik bacağına bakarak; “Hey Paul, bacağın inanılmaz. Bu çok pahalı olmalı” demiştim. O güldü ve “Evet dostum bu bacak bana bir kol ve bacağa maloldu” dedi. Yani evet genel doğa hikayelerini çekmeyi tercih ediyorum, köpek balıkalarının fokları avlaması gibi ama Paul’ün hikayesi çok etkileyiciydi. O ısırıldı ve iyileşti, köpekbalıklarından nefret etmek yerine onları sevdi. Pekçok köpek balığının köpek balığı yüzgeç çorbası ticaretinden dolayı tehlikede olduğunu farkında. Ve o, köpekbalıklarını koruma amacıyla tüm dünyada insanlara farkındalık yaratmaya çalışıyor. Hayat seni çok zor bir duruma getirse de vazgeçmemeli ve mücadeleye devam etmelisin. Kazanan sen olabilirsin. Kısacası Paul’ün çok iyi bir hikayesi vard ve onunla çalışmak harikaydı.
Beyaz büyük beyaz köpek balıklığı dışında, sizin başka favori köpek balığı türleriniz hangileri?
Andy Casagrande: Büyük beyaz köpek balığı dışında, çekiç kafalı köpek balığı ile kaplan ve mako köpek balığını çok seviyorum. Aslında bütün köpek balıklarını seviyorum ama etkileyici yırtıcı avcı köpekbalıklarının büyük hayranı olduğum için dünyanın en hızlı köpek balığı mako benim favorim. Bazı insanlar onun tüm dünyada en hızlı hayvan olduğunu söylüyorlar, okyanusta zaten öyle ama karada bir çitayla yarışabilir mi onu bilmiyorum. Çekiç kafalı da oldukça ilginç bir hayvan çünkü kafa şekliyle uzaylı bir yaratığa benziyor ve bütün diğer köpek balıklarından farklı. Bu türü çekerken ve izlerken gerçekten büyük zevk alıyorum çünkü vatozları bulmak için o kafalarını bir şekilde kullanıyorlar ve bu hayvan mükemmel evrimsel bir tasarıma sahip. Çoğu insan birbirine benzer, bazıları uzundur bazıları kısadır veya şişman ya da zayıf her neyse ama köpek balıkları, balina köpek balıklarından çekiç kafalıya veya goblin köpek balığına kadar birçok türüyle çeşitlilik gösteriyor. Ben bu hayvanlardan oldukça büyüleniyorum çünkü değişik yollarla vücutlarını değişik şekillere sokuyorlar ve bu oldukça sert bir değişim oluyor. Bu hayvanlar vahşi doğada görebileceğiniz en ilginç hayvan ve en ilginç türler. Ben onları akvaryumlarda görmekten hoşlanmıyorum ama yine de bir sürü çocuk onları buralarda görüyor ve onlardan ilham alıyor bu yüzden aslında bu biraz iyi bir şey. Evet bütün köpek balıklarını seviyorum ama beyaz büyük köpek balığı kesinlikle benim de favorim.
Bu tehlikeli hayvanlar için davranış rehberi bulunuyor mu? Davranış rehberlerinin olması kamusal eğitim için ne kadar önemli sizce?
Andy Casagrande: Bu iyi bir soru. Aynı türde olsun veya olmasın her köpek balığı farklıdır. İnsanlar gibi onların da kendine ait kişilikleri var. Ama evet sahillerde davranış rehberleri olması gerekiyor çünkü köpek balıkları tehlikeli. Ama yine de onlar şeytan veya kötü niyetli değiller. Onlarla kötü bir pozisyona girmekten kaçınıyorsanız karanlık sularda yüzmeyin çünkü deniz suyunun temiz ve görünebilir olmadığı yerlerde köpek balıkları hata yapabilir ve avlandığı bölgelerde olduğu gibi sizi yemek olarak yiyebilir. Ayrıca fok kolonilerinin olduğu yerlerde yüzmem çünkü oralar köpek balıklarının yemek aramak için gezindikleri bölgeler. Bu biraz Serengeti National Park’ta Land Rover olmadan ailenizle yürüyüşe çıkmak gibi bir şey olur çünkü orda da avlanan aslanlar vardır. Birçok köpek balığı türü vardır ama sadece bazıları insanlar için tehlikeli olarak düşünülür. Ama eğer bir köpek balığı görürseniz panik yapmamaya çalışın. Hayvanla göz temasınızı koruyun çünkü onlar pusu kuran yırtıcılardır ve gizli pusu kurma taktiğini kullanarak size gizlice yaklaşırlar. Eğer onları görebiliyorsanız sizi avlamıyor olacaktır sadece meraktan oradadırlar. Ama beyaz büyük köpek balıkları genelde dipten gelir sonra gizlice yaklaşır ve dikey olarak aşağıdan size pusu kurmaya çalışır. Böyle bir durumda fazla bir şey yapamazsanız ama tek bir şey var ki eğer beyaz köpek balıklarının olduğu bölgelerde yüzüyor veya sörf yapıyorsanız fok kolonilerinin olduğu yere yakın olmayın. Eğer görüşünüz net değilse belki de sadece oralarda güneşlenmeniz en doğrusu olacak.
Hangi köpek balıklarını yamyam olarak niteleyebiliriz?
Andy Casagrande: İki tane bildiğim ve daha ana rahmindeyken yamyam türü bulunuyor. Bu türler ana rahminde şekillenmeye başlıyor ve orada yaşamını sürdürüyor bunlardan biri kaplan balığı olmakla birlikte onlara gri hemşire köpek balığı ya da testere dişli köpekbalığı da deniliyor. Rahimiçi yamyamı olarak bilinen bu türler daha ana rahmindeyken şekil alıyorlar ve kendi erkek ve kız kardeşlerini yiyorlar. Bu biraz korkutucu gelebilir ve daha fazla yemek yiyip daha büyük ve güçlü olabilmek için ve vahşi doğada daha iyi yaşayabilmek için kendi kardeşlerini yemenin avantajlı birşey olduğunu pek düşünmüyorum. Bu durumun büyük beyaz köpek balıkları için doğru olduğuna inanmıyorum. Köpek balıkları doğduğunda değişik türlerin başka türleri yemesi pek alışılmamış bir durum değildir. Ama büyük beyaz köpek balıklarının anne ve baba içgüdüleri olmadığı için kendinden daha küçük türlerini yediğini de duymuştum. Katil balinalar ise kendi buzağıları ve bebekleriyle ilgilenirler. Köpek balıkları doğmadan önce onların sizi yememeleri için anne ve baba köpek balıklarından uzakta yüzmek isteyebilirsiniz. Tüm türlerin de yamyam olduğundan %100 emin değilim.
Yazdığınız şarkıyla köpek balıklarının durumuna biraz da olsa dikkat çekmek istediniz sanırım?
Andy Casagrande: Benim büyük beyaz köpek balığı şarkımı yazmamdaki en önemli nedenlerden biri de köpek balıklarının sesine insan sesi olmak. Çünkü köpek balıkları şarkı söyleyemez, konuşamaz bü yüzden aslında sessizlerdir. Televizyonda izlerken bir sürü ses efekti ve korku müziği duyuyorsunuz ama aslında ben onlarla yüzerken tam bir sessizlik oluyor ve hiçbir şey duymuyorum. Sadece okyanusun sesini duyuyorsunuz ve evet benim şarkımın en önemli noktası insanların köpek balıklarını farketmelerini sağlamak, onların da duygularının olduğunu göstermek ve onların burada olmasının önemini vurgulamak. Onların aslında kötü niyetli veya canavar olmadığını, onların da sadece insanlar gibi yemek yemeğe ihtiyacı olduğunu göstermek istedim. Bu yüzden şarkımı insanlara köpek balıklarıyla ilgili ilham vermek, onların korunmasında yardımcı olmak için yazdım ki ilerde sizin, benim çocuklarım köpek balıklarını görebilsin ve bunun değerini bilsin. Umuyorum ki bundan milyon sene sonra da Köpek Balığı haftalarımız olur.
Gençken Shark Week’i izlediniz. Bu geçen senelerde şimdikiyle arasında ne gibi farklar var? Sualtı teknolojisi, film teknikleri, ekipmanlar ve bunun gibi şeyler nasıl gelişim gösterdi?
Andy Casagrande: Kesinlikle, ben küçükken Shark Week’i çok izlerdim. Küçük olduğum için kameralara ve teknolojiye çok fazla dikkat etmezdim sadece köpek balıklarına ve resimlere bakardım. Ama seneler geçtikçe şu anda kullanılan kamera teknolojisine, yavaş çekim, kızılötesi ve termal versiyonlarla birlikte insansız hava araçlarıyla yapılan çekimler oldukça ilgi çekici. Bunlar bize değişik hikayeler anlatmamıza ve hayvanların davranışlarına derinlemesine inmemizi sağlıyor. Bu benim için çok heyecan verici çünkü ben kameramanken her zaman daha yeni teknikler geliştirmeye, değişik açılar ve yeni davranışları çekmeye çalışırdım. Bunlar yeni gelişen kamera sistemleri sayesinde daha iyi bir duruma geldi. Geçmişte, film veya İMAX camera veya üç dakikalık bantlarla çekim yapıyorduk. Şu an sualtında solunum cihazımla beş saat durabiliyorum ve kameramdaki karta bağlı olarak saatlerce çekim yapabiliyorum. Yavaş çekim, köpek balıklarını çekmemde bana daha büyük bir avantaj sağlıyor ve onların her hareketini daha verimli bir şekilde çekebiliyorum. Aynı zamanda bilim adamları da bu görüntüleri kullanarak hayvan davranışları üzerinde daha iyi çalışma yapabiliyor. Yani diyebiliriz ki kamera teknolojisi ile birlikte köpek balıklı sualtı dünyası da bir o kadar gelişti. Bu yüzden de bu işte çalışmak oldukça heyecan verici bir duruma geldi.
Köpek balığı saldırısından nasıl kaçınılır?
Andy Casagrande: Daha önceden de yanıtladığım gibi karanlık ve bulanık sularda yüzmekten kaçınmalısınız. Köpek balıklarının avlandığı özellikle de büyük beyaz köpekbalıklarının olduğu fok kolonilerinin bulunduğu alanda yüzmemeli veya sörf yapmamalısınız. Çoğu köpek balığı türü insanlar için tehdit oluşturmasa da, büyük beyaz köpek balığı, kaplan köpek balığı ve boğa köpek balığı en tehlikeli üç köpek balığı türleridir.