*[MAÇIN CANLI ANLATIMI İÇİ TIKLAYINIZ](http://spor.mynet.com/canli-mac-anlatimi-ve-sonuclari/2264361-ajax-fenerbahce.html)**
Mehmet Demirkol: İyi savunma, kötü hücum
Ajax, Fenerbahçe’nin başarılı savunma şablonunu fazla zorlayamadı. Sarı-Lacivertliler, rakibine alan bırakmadı. Ancak eksik kalan, topu hızlı ve etkin dolaştıramamak oldu. Fenerbahçe baskı hissetmedi ama baskı da kuramadı.
Vitor Pereira’nın defansif şablonunu El Ghazi dışında pek zorlayabilen yoktu. Fas asıllı oyuncu 33’te sakatlanıp çıktıktan sonra ilk yarıda sadece bir kez Fischer’le soldan inebildiler. Volkan Demirel, genç oyuncunun şutunu ayaklarıyla çıkardı. Zaten hem Souza hem de Topal’la sahada olan, Hasan Ali’yi çok gerekmedikçe çıkarmayan temsilcimiz için geniş alan bırakmak söz konusu değildi. İlk 15 dakikadaki baskıda da iyi kademe tuttuğunu söylemek lazım. Ajax’ı çıkarmadan dönenleri hep topladılar. Ancak hem bu bölümde hem de sonrasında denge oyununa geçildiğinde eksik kalan şey, topu hızlı ve etkin bir biçimde dolaştırmak oldu.
İstediklerini yapamayınca...
Diego ve Nani çok geride topla buluştu ve genellikle topu ezdiler. Ortaya bir pas yaratıcılığı koyamadılar ve adam geçemediler. Ancak haklarını da vermek lazım. Onlara çok fazla pas opsiyonu da yaratamadı Sarı-Lacivertliler. Hakeme karşı bu kadar tepkili oluşları, sinirli hallerini bu durumdan bağımsız olarak değerlendiremeyiz. Olmadıkça, kendilerini yediler. Kendilerini yedikçe yavaşlayıp top ezmeye devam ettiler. Sonuç olarak Fenerbahçe baskı hissetmeyen ama baskı da kuramayan bir futbol sergiledi.
Bursalılar’ın girişi takımı değiştirdi
Orta saha kısırlığını gidermek için Ozan ya da Volkan Şen’i, Nani’nin yerine almak bir seçenekti. Fernandao da başka bir seçenek. Brezilyalı’nın girişi, gücüyle kazandığı top ve faullerle etkisini gösterdi. Zaten çok geçmeden de Ozan, Diego’nun yerini aldı. Fenerbahçe’nin Nani ve Diego’ya ihtiyacı var. Ancak bu kullanımla değil. Bu oyuncuların farkı ceza sahası çevresinde hissedilir. Bu değişikliklerin ardından kontrolünü verdiği oyunu yeniden aldı Fenerbahçe.
Volkan değişikliği sonrası ise hücum akışkanlığı üst düzeye çıktı. Fernandao- Ozan ve Volkan’ın Gökhan’ı da dahil ettiği geçen sene Bursa’dan kalan organizasyonlar takımı değiştirdi. 5 dakikada, hem hücumda genişlemede, hem de oyun akışkanlığında kendi zirvesine çıkarak 3 net pozisyon bulmayı başardılar. Ancak bitiricilik sorunu bu kaliteye yakışmayacak boyuttaydı maalesef.
RvP’den bu oyunla yararlanılamaz
Bu oyunu, Van Persie’nin yüksek çabasına rağmen asla boşta topla buluşturulamayışı üzerinden de okuyabilirsiniz. Hollandalı’nın fiziksel olarak zirvede olmadığı konusunda hemfikiriz. Ancak şunu da unutmamak lazım. Van Persie, kariyerinin hiç bir bölümünde fiziksel bir oyuncu olmadı. Onu farklı kılan hızlı ya da güçlü olması değil, her zaman beklenmeyeni büyük bir çabuklukla yapma becerisidir. Bundan yararlanmak bu oyunla çok kolay değil.
Gökhan’ın aklı...
Fenerbahçe’nin hücum aklında en büyük pay, hem beceri hem de oyun zekasıyla Gökhan Gönül’deydi. Bu zaten çoğu zaman böyle. Caner olduğu zaman onunla bu pastayı paylaşıyor. Dün takımın en ‘evrensel’ oyuncusuydu. Soğukkanlı, çevre kontrolü yüksek, ölümcül orta ve paslar atan olağanüstü bir adam...
Uğur Meleke: Fırsat kaçtı
Hollanda futbolu, bu yüzyılın en kötü evresinde. Milli takım düzeyinde 2002’den beri ilk kez bir büyük turnuvaya kalifiye olamadılar. Kulüpler düzeyinde de gruplardan sonrasını görememe tehdidiyle karşı karşıyalar. Yaş ortalaması 23’e kadar düşen Eredivisie’de biraz kıpırdayan oyuncu hemen Almanya’nın-İngiltere’nin yolunu tuttuğu için lig çok gençleşmiş ve zayıflamış durumda. Şu anda koca Hollanda Ligi’nin en değerli oyuncusu 11 milyonluk kaleci Cillessen. Sadece Fenerbahçe’de Cillessen’den değerli 5 oyuncu var şu an.
Lâkin maçları yatırımlar değil, oyuncular-hocalar kazanıyor. Dün gece Ajax’ın genç kadrosu doğal olarak oyunu orta sahaya sıkıştırdı, alanı parselledi, boşluk bırakmamaya çalışarak bir yüksek enerji oyunu oynadı. Düşünen hoca De Boer’in elinden gelen bu. Pereira’nınsa elinden fazlası gelebilirdi kesinlikle:
1- Portekizli’nin elinde geniş bir kadro var. Ve bu geniş kadrolar zaten 3 cephede güçlü kalabilmek için kurulur. Önce sürekli Şener, sonra sürekli Gökhan oynasın diye değil; birbirlerini dinlendirerek oynamaları için. Veya aynı cümleyi Fernandao-Van Persie için de kurabilirsiniz. Fernandao ve Şener üst üste 4 maçtır yedek oturuyorlar zira.
2- Ajax tarzı genç ve tecrübesiz rakipler, kendini ispat etme ihtiyacı olan oyuncularınız için bulunmaz fırsattır. Sorunlu Nani’yi, durağan Souza’yı sürekli izliyoruz zaten. Volkan’a-Ozan’a “Çıkın ve bu formayı hak ettiğinizi gösterin” deme fırsatı olabilirdi bu tarz bir maç.
3- Celtic’ten iki golü de alanı paylaşamadığınız için yemişsiniz. Galatasaray’dan yediğiniz golün de nedeni aynı. Ve Amsterdam’da da yine alan savunması yaparak duran toplara vurdurmaya devam ediyorsunuz. Duran toplarda geriden koşarak gelen her oyuncu vuruyor alan savunmanıza karşı. Bu da enteresan doğrusu.
Evet, Celtic, Molde’yi yenemeyince, Fenerbahçe’nin aldığı bu beraberlik fena bir sonuç olmadı. Ama sarı-lacivertliler, bu 3 puanı alsalar hem Avrupa Ligi’nde Kasım başında rahatlayacaklar, hem de Türk futboluna altın değerinde bir 0,400 puan kazandıracaklardı. Hemen üstümüzdeki Hollanda’yla aramızdaki 1,096 puan fark da 0,696’ya, yani iki galibiyetlik bir mesafeye inecekti sadece... Olmadı. Fırsat kaçtı.
Ediz Sırapınar: Korkak Pereira
Fenerbahçe, Ajax deplasmanından çıkardığı bir puanla ikinci tur şansını koruyup, rakibinin umutlarına set çekti fakat aldığı beraberliğe sevinmek yerine, “Ben bu maçı nasıl kazanamadım” sorusunu kendine sormalı...
Kontratak beceriksizliği, hücum yetersizliği ve Pereira’nın kötü kadro mühendisliği Fenerbahçe’nin resmen sağlığı ile oynuyor...
Rakibi durdurmada ne kadar becerikli olsalar da, topu kullanmada, üretkenlikte son on dakikaya kadar bir o kadar zayıf kaldılar, yine duran toplara bel bağladılar. Siz yıllığına 5 milyon euro saydığınız Van Persie’ye beş tane top atamazsanız malınızı kendi elinizle mundar edersiniz! Bu kadar top kaybıyla oynarsanız, beklerinizi kullanamazsanız ve en önemlisi cesur olamazsanız bu kısırlıktan kurtulamazsınız...
Evet, yeni bir oyun planı, yeni bir hoca ve yeni futbolcular topluluğu ile bir çırpıda takım olunmuyor, ama Fenerbahçe kapasitesinin çok altında kalıyor. Buna bir de bireysel performanslardaki hayal kırıklıklarını eklediğiniz zaman ‘saman alevi’ gibi parlayan bir Fenerbahçe izliyorsunuz.
Örneğin Nani... Geldiği günden bu yana kaçak dövüşüyor, takımına gram fayda sağlamıyor... Oysa Portekizli, Fenerbahçe’nin yelkenlerini şişerecek rüzgar olarak alındı, sürekli yerde yatmak için değil... Dün bırakın fayda sağlamayı sahadan atılmak için elinden geleni yaptı. Pereira’nın belki de tek doğrusu onu oyundan almasıydı.
Alper’e bakıyorsunuz, papatya falı misali... Bir iyi, bir kötü... İki maç üst üste iyi oynadığı daha görülmedi... Diego her zamanki gibi iyi niyetli ama topu ayağından çıkarana kadar sabah oluyor.
Amsterdam’da bir kez daha görüldü ki sağlıklı olduğu sürece Volkan Şen bu takımın değişmez ismidir... Oyuna girdikten sonra yaptıkları da yapacaklarının kanıtıdır. Pereira işlerin iyi gitmediğini görüp ikinci yarıya Volkan ile başlasa geceden bambaşka bir sonuç çıkabilirdi. Kim ne derse desin Fenerbahçe’nin en büyük el freni hocasıdır. “Her gün büyüme gösteriyoruz” dese de kendi bir adım ileri gidemiyor.
Ersin Düzen: Acil görüşme odasına
F.BAHÇE, sezon başından bu yana 18. resmi maçını oynadı. Yeni bir takımın, kadro kalitesini ve farkını saha içinde gösterebilmesi için yeterli olan süreyi çoktan geçtik. 3 ay içinde ortaya konan futbol ile Pereira’nın vaatleri arasında hala büyük tezat var. Rakiplerine baskı kuran ve hücumu düşünen değil, her seferinde oyun planı olmayan, kaderine razı ve mutsuz bir görüntü çizen takım izliyoruz.
F.BAHÇE taraftarının beklentisi, dün akşamın son 10 dakikasındaki oyundur. Tıpkı Beşiktaş ve Celtic maçlarının ikihci yarısındaki ilk 15 dakika gibi. Bunu genele yayamamasının en önemli sebebi teknik direktör Vitor Pereira’dır.
SEZON başındaki 4-4-2 inadı uğruna, Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Şimdi de, De Souza-M.Topal inadı sayesinde iki cephede de bıçak sırtında. İki futbolcunun önünde Diego’yu oynatarak takımın balansını bozduğunu hala göremiyor mu? Bu orta saha ile ne alan daraltabilirsiniz ne de öndeki 3’lüden beklenen performansı alabilirsiniz. Üstelik Nani, Diego, Van Persie gibi oyuncular şapkadan tavşan çıkartmazsa, dünkü gibi 80 dakika pozisyona bile giremezsiniz.
SORUN PSİKOLOJİK
F.BAHÇE, maçı 90 dakika değil 10 dakika oynadı. Ozan ve Volkan’ın girişiyle, neler olduğunu biz değil, Pereira analiz etmeli. Portekizli hoca, yedek beklettiği Ozan’a gerçekten yazık ediyor. Sadece Ozan’a değil, Pereira sayesinde Nani ve Van Persie’ye de yazık oluyor. İki futbolcunun da kötü olmalarının sebebi Pereira’dır. İkisinin de hocayla anlaşamadığı ve mutsuz olduğu yüzlerinden belli oluyor. Ama eminim maç sonunda Pereira, yine oyundan memnun olduğunu söyleyecek, yine kazanılan 1 puanın önemine değinecek, yine aynı cümleleri kuracak!
SAYIN Başkan Aziz Yıldırım, ödediği milyonlarca Euro’nun hakkını almak istiyorsa, bu oyundan keyif almak ve taraftarının mutlu olmasını istiyorsa, iş işten geçmeden harekete geçmeli. Pereira’yı değil, futbolcuları görüşme odasını çağırmalı. Bu takımın sorununun psikolojik olduğunu, Fernandao, Volkan veya bir başkasının kaçırdığı golün sebebinin de Pereira olduğunu daha iyi anlayacaktır. Bir teknik adam, elindeki bu kadar güzel malzemeden ancak bu kadar kötü bir yemek yapar!
Güntekin Onay: F.Bahçe istediğini aldı
F.BAHÇE, zorlu deplasmandan istediğini alarak dönüyor. Grup maçlarında sonuç ve puan oyundan daha önemli. Kimse size çok hücum yaptınız diye puan vermez. 60 bin kişi önünde, Amsterdam Arena’da oynamak kolay değil. Evet ilk 80 dakika F.Bahçe hücumda hiç etkili olamadı ama Ajax’ın da pas yapmasına izin vermedi ve orta alandaki direnciyle ev sahibi ekibi pasifize etti.
İLGİNÇTİR Pereira iyi bir savunma takımı yarattı. Türkiye’de etkili hücum yapamadığı için, az pozisyon bulduğu için, az gol attığı için çok eleştirilen Portekizli teknik adam iyi savunma yapan takım inşaa ettiği için takdir edilmiyor. Çünkü herkesin beklentisi bu isimlerle ve kadroyla daha zengin hücum aksiyonları.
İPLER F.BAHÇE’DE
VAN Persie, Nani ve Diego gibi 3 büyük yıldız hücumda hiçbir şey üretemezken onların yerine oyuna giren 3 eski Bursasporlu takımı Ajax kalesine son 10 dakikada son derece etkili bir şekilde taşıdılar. Rakibin bıraktığı alanlarlardan mı kaynaklandı? Oyunda çözülmeler mi başlamıştı? Yoksa Alper’in de katılmasıyla bu 3 oyuncu diğerlerine oranla daha mı dinamik? Daha mu atletik? Daha mı etkili?
VITOR Pereira’nın bu sorulara doğru cevap vermesi F.Bahçe için en iyi çözüm olacaktır. Çünkü görünen o ki Volkan Şen, Ozan Tufan, Alper defansif oynayan F.Bahçe’de orta alanı daha hızlı geçiyorlar.
NETİCE itibariyle son UEFA Avrupa Ligi’nde A Grubu’nda son iki maça girilirken ipler sarı-lacivertlilerin elinde. Bu grupta çok büyük hatalar yapmazsa temsilcimiz bence tur vizesini aldı.
F.BAHÇE, gruptan çıkmayı garantilemiş, 4. torbadan gelen Molde’nin yanı sıra büyük bir olasılıkla da iddiası kalmayacak olan Celtic’le karşılaşacak son 2 karşılaşmada. Bu faktörler de büyük avantaj gibi görünüyor.
Oğuz Çetin: Kazanmak işten bile değildi
F.BAHÇE maça çok iyi başladı. Genç ve tecrübesiz rakibi karşısında oyuna hakim olan, topu rakip sahada oynayan taraftı. Sahanın her alanında rakibine yakın oynayan, pas yaptırmayan F.Bahçe, rakibini kendi kalesinden uzakta tutarak gol pozisyonuna sokmadı.
ALVES ve özellikle Kjaer, Milik’e çok iyi markaj yaptılar. Orta sahada ise Mehmet Topal, Souza ve Diego, Ajax’ın pas oyununu bozdular. İlk yarıda F.Bahçe orta sahası hücum yönünde üretken değilken öne çıkan isim Nani oldu. Nani hem kanatta hem de orta sahada topla çok buluştu ve oyundan çıkana kadar takımın en etkili ismiydi.
SAHADA düşük temposu ve etkisiz oyunuyla Diego varken Vitor Pereira’nın Nani’yi oyundan çıkarması çok düşündürücü!
ÇOK GEÇ KALDI
GRUBUN en istikrarlı takımı Molde’nin çıkmayı garantilediğini düşünürsek grup ikinciliği adına ortaya konan bu mücadele, bu oyun anlayışı yeterli olacak mı acaba? Takımını bu kadar golden uzak tutmak “Aman kaybetmeyeyim” anlayışı, Vitor Pereira’yı hedefe taşıyabilecek mi?
MAÇI kazanma adına yapılabilecek birçok şey varken orta sahayı Ozan, Mehmet Topal ve Souza oynamak, Volkan Şen tercihini çok geç kullanmak neden? Tüm bunlara rağmen F.Bahçe’nin bu maçı kazanması işten bile değildi. F.Bahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna devam edebilmesi için Molde deplasmanından mutlaka puanla dönmesi gerekecektir. Vitor Pereira elindeki kadronun kalitesinin ve potansiyelinin ne kadar büyük olduğunun farkına varıp artık doğru 11’i bulup kazanan takım yaratmalı.