İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM) Müdürü ve inşaat mühendisi Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin 21’inci yıldönümünde, deprem riskine ilişkin alınması gereken önlemleri sıralayarak, inşaat mühendislerinin yapılarda dikkat etmesi gerekenleri anlattı. Prof. Dr. Altan, beklenen İstanbul depremi için "Şimdi bile olabilir, zaman bitti. Önlemleri hızla almak gerekiyor" yorumunda bulundu.
17 Ağustos Marmara Depremi’nin üzerinden 21 yıl geçtiğini söyleyen İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, "Büyük depremler her zaman olmaz ama Kuzey Anadolu Fay Hattı, Türkiye için önemli bir fay hattıdır. Bu hat üzerinde doğudan batıya kayarak belli zamanlarda büyük depremler olmuştur, olmaya da devam edecektir. Şu anda kayma batıya doğru devam ediyor. Büyük İstanbul depremini bekliyoruz, 21 yıl geçti ama hala hazırlıklı değiliz. Yeterli hazırlıkları yapmadık, zaman azaldı. Artık İstanbul depreminin ayak seslerini duyuyorum. Bir an önce depremi afet olmaktan çıkarmalıyız. Deprem sel, heyelan gibi doğa olayıdır. Ciddi önlemler alırsak afet olmaktan çıkarırız" diye konuştu.
"Yer altında bir önlem alma olanağımız yok ama yer üstünde gerekli önlemleri alabilirizö diyen Prof. Dr. Altan, “Şehirleri, imar planlarını, inşa edilen konutları, göç hareketini deprem gibi afet risklerine göre planlamalıyız. Türkiye’nin her bölgesinde orta büyüklükte bir deprem olabilir, ona göre hareket etmek lazım. Depreme dayanıklı yapı yaparken malzemelerin kalitesine dikkat etmeliyiz. Konutun yapılacağı zeminin etüt raporlarına bakmalıyız" ifadelerini kullandı.
2000 yılı öncesinde yapılan konutlarda uygun yapı teknikleri kullanılmadığını belirten Prof. Dr. Altan, “2000 yılı öncesi yapılan binalar depreme dayanıksız. Evler, kalitesiz inşaat malzemelerinden yapılmış. Ama vatandaşlar hala bu konutlarda yaşıyor. İstanbul’dakilerin yarsından fazlası bu tip eski yapılarda hayatına devam ediyor" dedi.
Kocaeli depreminde nüfus yoğunluğunun azlığına vurgu yapan Prof. Dr. Altan, "Ona rağmen aylarca toparlanamadık. Şu anda devletin imkanları çok iyi fakat can ve mal kaybının Kocaeli depremine göre 10 kat daha fazla olacağı bir depremle karşı karşıyayız. O depremde 20 bine yakın insan hayatını kaybetti olası İstanbul depreminde 200 bin insan hayatını kaybedebilir. İstanbul’un nüfus yoğunluğu Kocaeli’ye göre çok fazla. İstanbul’daki yapıların yüzde 85’i depreme dayanıksız. 2000 yılı öncesi 800 bin, 1980 öncesi ise 300 bin civarında yapı stoku var. İstanbul depreminden çevre iller ve o illerde yaşayan toplamda 25 milyon insan da etkilenecek. 7.5 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz, bazı yapılar 8 şiddetinde de etkilenecektir" diye konuştu.
Hızlı ve etkin önlem almanın önemine değinen İAÜ AFAM Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, "Mevcut yapı yönetmeliğini titizlikle uygulamalıyız. Her yapıyı yıkıp yeniden yapamayız zaman alır ama yapıları güçlendirebiliriz. Bazı binalar depremden güçlendirilerek kurtarılabilir. Halkın bilinçlenmesi çok önemli. Gerekirse deprem üzerine eğitim verilmelidir. Vatandaşlar konutları dayanıksızsa, çürükse o yapıyı boşaltsınlar, evdeki eşyaları duvara sabitlesinler" ifadelerini kullandı.
Adalar ile Silivri arasında kıyı şeridi bulunan ilçelerin risk altında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Altan, "Büyükçekmece, Esenyurt, Küçükçekmece, Avcılar, Maltepe, Kadıköy, Beşiktaş bu ilçelerden bazıları. Zemin ne kadar sağlam olursa olsun eski yapı stoku çok. Kentsel dönüşüm doğru bir karar ve hızlıca doğru bir şekilde tamamlanmalıdır" dedi.
Depremin her zaman kent merkezlerinde olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Altan, "Elazığ ve Van’da kırsalda oldu, kerpiç evler yıkıldı. Kırsalda yapılan evlerde de mühendislik hizmeti alan evlerin yapılması gerekiyor. Köylerde vatandaşlar bilinçsiz ev yapıyor" diye konuştu.
İnşaat mühendislerine güvenli bir yapı için önerilerde bulunan Prof. Dr. Altan, "Proje ve uygulama aşamalarında, yapı tasarımı, yer seçimi, zemin etüdü, sistem seçimi, projenin detaylandırılması, malzeme seçimi ve malzeme denetimi, montaj ve işçilik kalitesi aşamalarına dikkat etmelidir. Genelde 2000 yılı öncesi ve mühendislik hizmeti almayan yapılar yıkılıyor. Çünkü uygun yapım tekniği, kullanılan malzemeler ve mühendislik hizmetleri eksik" ifadelerini kullandı.
(DHA)