Dr. Erol Kesici, ülkemizin kuruyan ve kirlenen doğal gölleriyle ilgili bir rapor hazırladı. Ülkemizde son 60 yılda Marmara Denizi'nin yüzölçümünden daha büyük, üç Van Gölü büyüklüğünde ya da İstanbul, İzmir il ve ilçelerinin yüzölçümleri toplamı kadar, 60'a yakın doğal gölün kuruduğu ve kurutulduğunu açıkladı.
İnsanlığın her şeyi aşırı tüketiminin bütün doğayı etkilediği gibi, gölleri de olumsuz etkilediğine işaret eden Dr. Erol Kesici, "Bunun başlıca nedeni, çok su tüketen yanlış tarım politikaları (neredeyse yüzde 80'i). Sularımızın atık alanı olarak kullanılması (kirlilik). Suyun doğal döngüsünün, yani gölün beslenmesinde önemi büyük olan derelerin önlerine baraj, gölet, HES, su şişeleme tesislerinin düzensiz bir şekilde yapılmasıdır" dedi.
Göllerin çevresindeki yasal ve yasal olmayan kuyularla yer altı sularının çekilmesinin de önemli bir sorun olduğunu belirten Dr. Kesici, "Ayrıca su kaynaklarına olumsuz etkileri düşünülmeden kurulan balık çiftlikleri ve tarım alanı kazanmak için yapılan kurutmalar. Göllerin sularının temizlenmesinde etkileri olan kıyı kesimlerine dolgu ile yol, konut, sanayi vb. yapılaşma için yapılan müdahalelerle, ormansızlaşmayla başlayan, iklim değişiklikleri ve suların seviyesinin azalmasıyla artan buharlaşma ve bataklık alanların oluşmasını hızlandırmıştır" diye konuştu.
Kuruyan ve kurutulan doğal göllerin milyonlarca yıl öncesinden, insanların bu tür müdahaleleri olmadan son yüz yıla kadar içerisinde bulunan canlı türleri ve ekolojik çevresiyle geldiğini belirten Dr. Kesici, "Göllerin yıllık su bütçelerinin çeşitli nedenlerle korunmaması, son 50 yıl içerisinde adeta iflas etmesine sebep olmuştur. Kirlilik, ülkemizdeki en önemli tatlı su kaynaklarımız göller, sulak alanlar ve onların sürekliliğini, temizliğini sağlayan canlıların yaşamalarına fırsat vermemesi göl sularını kullanılmaz hale getirmiştir" dedi.
Türkiye'de irili ufaklı 200'e yakın sulak alan bulunduğunu söyleyen Dr. Kesici, "Bunların neredeyse tamamı koruma altına alınmasına ve Ramsar Alanı, Ulusal Öneme Haiz Sulak Alanı, Mahalli Öneme Haiz Sulak Alanı olarak da uluslararası ve ulusal koruma statülerine sahip olmasına rağmen, sadece Göller Yöresi'ndeki Burdur ili sınırları dahilinde 60 yıl öncesinde 15 doğal gölün varlığından bahsedilirken bugün sayı 5'e inmiştir. Kalanlar da başta kuraklık olmak üzere muhtelif insan etkileriyle karşı karşıyadır" diye konuştu.
Dr. Erol Kesici, Türkiye'de son 60 yılda kuruyan, kurutulan, kuruma ve kirlilik tehdidi altındaki gölleri şöyle sıraladı:
Akşehir Gölü (Konya): Türkiye'nin 5'inci büyük tatlısu gölü iken 2008 yılında tamamen kurudu ve coğrafyadan silindi. Amik Gölü (Hatay): Zirai verimliliği çok yüksek kalın alüvyonal toprak tabakası elde edilmesi için ve çiftçilere dağıtmak için 1974 yılında tamamlanmış olan kurutma işlemi sonucunda göl kurutuldu.
Antalya'da Avlan Gölü tarım alanı kazanmak amacıyla 1974 yılında kurutuldu, ancak yeniden su tutulmaya başlanıldı. Çakal Gölü kuruma tehlikesinde. Yamansaz çöplük halinde bataklıklaştı, kurumakta. Kara Göl, Avlan gölü gibi aynı amaçla kurutuldu. Antalya'da Manay, Kestel, Müren, Küçük Göl, Kırkpınar (Sarı Göl), Nohut, İmecik, Girdev, Keklicek, Genceli gölleri kurudu. Akgöl (Burdur) kurudu. Gölcük Gölü kurudu.
Eber Gölü (Afyon-Konya) bataklığa dönüştü ve kurumakta. Meke Gölü (Karaman), kirlilik ve yer altı sularının azalması nedeniyle tamamen kurudu. Konya'da Kulu (Düden), Ereğli Sazlıkları, Akgöl (Yunak) tamamen kurudu. Konya'da Hotamış Gölü ve Uyuz Göl bataklık halinde, önlem alınmazsa tamamen kuruyacak. Aksaray'da Eşmekaya Gölü, Turna Gölü, Sülüklü Gölü, Akgöl ve Bezirci Gölü çevresindeki arazi Eşmekaya Sazlığı olarak bilinir ve 5 göl kurumaktadır. Türkiye'nin en büyük doğal tatlısu gölü olan Beyşehir Gölü, aşırı su kullanımı, kirlilik gibi nedenlerle ortalama su seviyesi 26 metreden 3-4 metreye kadar düştü ve kuruma periyodunda.
Kırşehir'de Seyfe Gölü kurudu. Mogan Gölü (Gölbaşı) ve Eymir Gölü (Ankara) aşırı kirlilik ve yapılaşmanın baskısı altında. Sivas'ta Kaz ve Kellah gölleri kurudu. Gümüşhane'de Dipsiz Göl kurutuldu. İznik Gölü aşırı su alımları ve kirlilik nedeniyle kuruma sürecinde. Sapanca Gölü'nü besleyen bütün derelerin su şişeleme şirketleri tarafından kullanılması, su kaynaklarının göle ulaşamaması, kirlilik, yapılaşma, sanayide ve tarımsal sulama maksatlı olarak korunmadan kullanım nedeniyle kuruma sürecinde.
İstanbul'da Büyükçekmece Gölü, su kapasitesinin neredeyse yüzde 25'ini kaybetmekte, aşırı kirlilik ve yapılaşma tehdidi altında. Terkos Gölü, yapılaşma baskısı ve tehdidi altında. Küçükçekmece Gölü, içme suyu özelliğini tamamen yitirmiş olup aşırı su alımları, kirlilik ve yapılaşma nedeniyle doğal göl özelliği yok olmuştur. Uluabat (Apolyont) Gölü, aşırı kirlilik ve yapılaşma nedeniyle bataklıklaşma tehdidi altında.
Bursa'da Yay, Gölbaşı gölleri tamamen kurudu. Adana'da Akyatan Gölü, drenaj kanallarından gelen tatlı su ve otlardan dolayı, Karataş Tuzla Göl ise kirlilik nedenleriyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Acı Göl (Afyonkarahisar-Denizli) büyük bölümü kurudu, kurutuldu. Kızılırmak sulak alanı, kuruma ve kirlilik tehdidi altında. Balıkesir Manyas (Kuş) Gölü kirlilik ve kuruma tehdidinde. Denizli Beylerli Gölü kurudu. İzmir Gediz Deltası, Kayseri Sultan Sazlığı, Burdur Gölü kirlilik ve kuruma tehlikesi altında.
Kars Kuyucak Gölü, Burdur'da Pınarbaşı, Bayındır, Çavdır, Çanaklı, Karaevli, Yarışlı, Heybeli, Kestel gölleri kurudu. Burdur'da Karataş, Gölhisar ve Ulupınar gölleri kuruma tehdidi periyodunda. Tuz Gölü (Ankara- Konya- Aksaray), kuruma ve kirlilik tehlikesinde. Manisa'da Marmara Gölü, Aydın'da Bafa Gölü, Isparta'da Kovada gölleri kirlilik ve kuruma sürecinde. Aydın'da Azap Gölü kurudu. Isparta'da Eğirdir Gölü, çok ciddi kuruma döneminde, önlem alınmazsa kuruyacak. (DHA)