Ankara Şehir Hastanesi'nde Acil Tıp Uzmanı olarak da görev yapan Doç. Dr. Kayıpmaz, Türkiye’deki koronavirüs seyrine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Koronavirüsle mücadele sürecinde Türkiye’de bir süredir çeşitli kısıtlamaların ve tedbirlerin uygulandığına işaret eden Kayıpmaz, bu kapsamda sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığını ve restoran, kafe gibi işletmelerde oturarak müşteri kabulüne izin verilmediğini hatırlattı. Kayıpmaz, "Tüm bu tedbirler, vaka, ağır hasta ve vefat sayılarının düşmesinde büyük bir etken." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de toplumsal bağışıklama için aşılama sürecinin de başladığını anımsatan Kayıpmaz, "Ancak henüz toplumun bir bölümüne yapılabildi. Kişiler aşılandıktan sonra toplumdaki bağışıklık oranı daha yüksek seviyeye çıkıncaya kadar bir süre daha tedbirleri yaşamaya devam etmek durumundadır." uyarısında bulundu.
Kayıpmaz, vaka sayısında bir süre önce görülen azalmanın tedbir ve kısıtlamalara uyuma bağlı olduğunu dile getirerek, "Şu anda biz aşıların etkisini değil, kısıtlama ve kapatmaların etkisini görüyoruz." diye konuştu.
Ocak, şubat ve mart aylarının farklı üst solunum yolu hastalıkları açısından da riskli olduğunun altını çizen Kayıpmaz, "Kış aylarında insanlar daha çok kapalı ortamlarda vakit geçirir, bu ortamlar kötü havalandırılabilir ve bu ortamlarda kalabalık oluştuğunda hastalık kendine yayılmak için gereken fırsatı bulur." ifadelerini kullandı.
Son günlerde azalan seyrin tekrar yükselişe geçtiğinin gözlendiğine dikkati çeken Kayıpmaz, şöyle devam etti:
"Koronavirüs Tablosu'na baktığımızda, yapılan testlere göre pozitiflik oranı 25 Ocak'ta 3,7 iken bu oran 26 Ocak'ta yüzde 3,9'a çıktı ve önceki gün itibarıyla da yüzde 4,1'e yükseldi. Dün de bu oran yüzde 4,20 oldu. Bu durumda salgının durağan eğrisi şu anda başını yukarı doğru az da olsa çevirmiş durumda."
Salgında bu dönmede bir diğer tehlikenin ise mutasyonlu virüs olduğuna değinen Kayıpmaz, Birleşik Krallık'ta gözlenen, sonrasında Güney Afrika ve Brezilya'da ortaya çıkan mutasyonlar olduğunu hatırlattı.
Kayıpmaz, şunları kaydetti:
"Virüs, RNA virüsüdür ve bu virüsler mutasyona uğramaya hazır virüslerdir, devamlı mutasyona uğrarlar. Bu mutasyonlar, şu anda özellikle Birleşik Krallık'ta artan vaka sayılarından sorumlu tutulmaktadır. Bizim ülkemizde de bu mutasyonun gözlendiğini biliyoruz. Şu anda mutasyonun vaka sayıları üzerindeki etkisini tam olarak bilmiyoruz ama araştırılmaya devam ediliyor. Görülen vaka artışlarında elbette mutasyonun da etkisi olabilir. Bununla ilgili olarak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünde araştırmalar devam ediyor."
Hayata geçirilen sıkı tedbirlerin etkisiyle sağlık kapasitesi zorlanmadan sürecin yönetilebildiğini anlatan Kayıpmaz, "Tedbirsiz davranışlar içine ve zamanından önce topyekun bir gevşemeye girersek vaka sayıları tekrar yükseliş olarak kendini gösterir. Kış ayları tehlikelidir. Solunum yolu enfeksiyonuna yol açan bütün mikroorganizmalar için de bu geçerlidir. Kış aylarında rehavete kapılmamamız ve tedbirli yaşantımıza devam etmemiz lazım ki üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmayalım." değerlendirmesini yaptı.
Salgının artış eğiliminin bir miktar yukarı doğru çıkmasının tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalınması gerekliliği açısından önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan Kayıpmaz, bazı Avrupa ülkelerinin şu anda üçüncü zirveyi yaşadıklarını söyledi. Kayıpmaz, "Zaten bazı ülkeler, birinci ve ikinci zirvelerini de bizden önce yaşamışlardı. Biz onların zaman olarak biraz daha gerisinde yaşıyoruz. Türkiye'de bir üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmamak adına tedbirli davranışları sürdürmek durumundayız." dedi.
Doç. Dr. Kayıpmaz, İngiltere’nin kasım ayında daha rahat bir süreç yaşadığını, daha sonra mutasyonlu virüs ve tedbirsiz davranışların da etkisiyle üçüncü zirve ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Türkiye’de şu an üçüncü zirve riski olup olmadığına ilişkin Kayıpmaz, "Bunu söylemek için biraz erken ama tedbirleri gevşetir ve tedbirsiz bir yaşantıya apar topar dönersek bu tehlikeyle biz de karşılaşabiliriz. Zamanından önce karşılaşmamız da bizim yine normale dönüş süremizi uzatır." diye konuştu.
Kayıpmaz, kışın ortasında normalleşmeye geçilmesinin riskli olabileceğini ifade ederek, “Şu dönemde birdenbire gevşemeye doğru geçersek, süreç üçüncü zirve tehlikesiyle bizi karşı karşıya getirebilir. Vaka sayıları tedbirlerin etkisiyle bir süre düz çizmeye devam etti, sonra başını biraz yukarıya kaldırmaya başladı. İşte bu bizi endişelendirmeli. Paniğe de kapılmamalıyız ama tedbirsiz davranmamalıyız. Çünkü, mutasyon artık bizim ülkemizde de görülüyor. Özellikle B117 soyundan olan mutasyonun virüsün kişiler arasında daha kolay bulaşmasını sağlayan mutasyon olduğu biliniyor."
Doç. Dr. Kayıpmaz, okulların yarıyıl tatilinde olduğunu hatırlatarak bu dönemde çok daha dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
Şubat tatilinde sadece hane halkı ile vakit geçirilmesi gerektiğinin sürekli altını çizdiklerini vurgulayan Kayıpmaz, "Bu noktada kişilerin dışarıda bir araya gelme fırsatı yok, her yer kapalı ama insanlarımız evlerde bir araya gelmeye devam ediyor, akraba, komşu ziyaretleri yapılıyor. Vaka artışlarında bunların da bir etkisi olabilir. Bunun dışında tedbirsiz davranışlar ve kalabalık içinde olma vaka sayılarının artışında etkin olarak gözükmektedir.”
AA