İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Cenker Zeki Koyuncuoğlu, elektronik sigara kullanımının, birçok alanda olduğu gibi COVID-19 konusunda da sigaradan bir farkının olmadığını vurguladı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre tütün ve tütün ürünlerinin, birçoğu kanser yapıcı olan 7 binden fazla toksik kimyasal madde içerdiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Koyuncuoğlu, “Tüm dünyada 1,1 milyar civarında kişinin tütün ve tütün ürünleri kullandığı ve bunların yüzde 80’inin az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı bildiriliyor. Sigara bağımlılığı, dünyanın karşılaştığı en büyük halk sağlığı tehditlerinden biri ve dünya çapında yılda 8 milyondan fazla insanı öldürüyor. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımı nedeniyle gerçekleşiyor Yaklaşık 1,2 milyon kişi ise sigara kullanmadığı halde, ne yazık ki pasif içicilikten dolayı hayatını kaybediyor” diye konuştu.
Elektronik sigaranın ilk olarak 2003 yılında Çin'de geliştirildiğini, yaklaşık 3 yıl sonra da Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa pazarına tanıtıldığını hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Koyuncuoğlu, “Bu ürünün sıvı içeriğinde nikotin, propilen glikol, gliserin, aromalar ve bilinmeyen başka kimyasallar bulunuyor. Yetişkin için, elektronik sigara, sigara, puro, pipo ve nargile gibi tütün ürünlerine maruz kalmayı sınırlandırarak zararı azaltan bir sigara bırakma aracı olarak ve geleneksel tütün ürünlerine göre daha sağlıklı ve güvenli bir alternatif olarak pazarlanıyor. Ancak bu iddiaların hiçbiri mevcut araştırmalarca desteklenmiyor. Dünya Sağlık Örgütü de bu iddiaları reddediyor. Elektronik sigaraların, büyük ölçüde kontrolsüz üretimi ve pazarlanması ile bu ürünlerin uzun süreli kullanımının güvenliğini kanıtlayan çalışmaların olmaması çok önemli bir halk sağlığı problemi oluşturuyor. Ayrıca, elektronik sigara kullanımının gençler arasında hızla artması ciddi endişelere yol açıyor” ifadelerini kullandı.
Elektronik sigarayı ağız ve diş sağlığı açısından da zararlı bulan Dr. Öğr. Üyesi Koyuncuoğlu, “Elektronik sigarada kullanılan sıvıların tıpkı yüksek oranda şeker içeren asitli içecekler gibi çürük oluşturma riskini yükseltebileceği ve diş minesinde estetik bozulmalara neden olacak şekilde renkleşmelere yol açtığı da tespit edilmiştir. Elektronik sigaraların tıpkı bildiğimiz sigara gibi dişeti hastalıklarının artmasına neden olduğu ve ağız sağlığını korumak için her iki tür sigaranın da bırakılması şarttır elektronik sigaraların içeriğindeki nikotin ve nikotin dışı kimyasalların ürettiği buharın dişeti dokularında iltihabi yanıtı bozduğu ve buradaki hücrelerde DNA hasarına yol açtığı da bilinen bir durumdur. Ayrıca, e-sigara kullanan kişilerin diş implantlarının kaybı açısından da daha yüksek risk grubunda olduğu, araştırmalarla tespit edilmiştir” diye konuştu.
Elektronik sigarada kullanılan sıvının içeriğinde toksik olduğu kanıtlanmış kimyasal maddelerin ağız dokularında irritasyonlara neden olabildiğini ve tekrarlayan maruziyetlerde tüm vücut sistemleri üzerine toksik etki gösterebildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Koyuncuoğlu, “Daha da önemlisi, e-sigaraların nispeten yeni bir ürün olduğu göz önüne alındığında, bunların ağızda oluşturduğu komplikasyonlar henüz tanımlanmamış olabilir. Bu nedenle bu ürünlerin ağız kanserlerine neden olmayacağı iddiası da uygun değildir” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Koyuncuoğlu, “Dünya Sağlık Örgütü de sigara ve tütün ürünleri kullanımının COVID-19'dan zarar görme riskini arttırdığını bildiriyor. Tüm tütün ürünlerinde olduğu gibi elektronik sigaraların da özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz için büyük bir tehlike oluşturduğunu unutmamalı ve onları bu ürünlerden korumak ve kurtarmak için elimizden gelenin en fazlasını yapmalıyız. Tüm bağımlı bireylerin kendileri ve sevdikleri için tütün ve tütün ürünlerini şimdi bırakma zamanı diyoruz” şeklinde konuştu. (DHA)