İnsan vücudunun koronavirüse karşı nasıl tepki verdiğini anlamak bir aşı geliştirilmesi aşamasında son derece önemli. Bu nedenle bilim dünyası bağışıklık kazanan insanlardaki antikorları inceliyor.
Ne var ki, virüs hala tam olarak çözülebilmiş değil, bu nedenle onu kontrol edecek mekanizmalar geliştirmek zaman alıyor. Tam olarak kesinleştiremediğimiz konulardan biri bağışıklığın ne kadar sürebildiği.
Washington Tıp Üniversitesi'nde imünoloji departmanında görevli Profesör Lauren Rodda'ya göre bu alanda hala yeterli çalışma yapılmış değil. "Çalışmalar için enfekte olup yeniden enfekte olmuş yeterli sayıda kişiyi bulmamız gerekiyor ve varolan önlem koşulları altında bu hiç de kolay değil" diyen Rodda çözüm getirecek bir aşının bu nedenle daha fazla zaman alabileceğini düşünüyor.
Tüm bu aksaklıklara rağmen Salı günü 'Immunity Journal'da yayınlanan bir çalışma enfekte olan ve en hafif şekilde atlatan kişilerin bile antikor ürettiğini ve bu antikorların en az 5-7 aylık bir süre boyunca koruma sağladığını ortaya koydu.
Araştırma Arizona Tıp Üniversitesi'nden imünobiyolojist Deepta Bhattacharya'nın başında bulunduğu bir ekip tarafından 30 bin'e yakın kişi üzerinde gerçekleştirildi. Bhattacharya "Antikorların istikrarlı şekilde 5-7 ay süresinde üretildiğini tespit ettik" diyor.
Her ne kadar çalışmanın bulguları umut verici olsa da araştırmada test edilen kişilerin bir daha enfekte olup olmadığına bakılmıyor dolayısıyla var olan antikorların koruyucu özelliğinin tam olarak ne kadar uzun süre kaldığı hala net şekilde kestirilemiyor.
Bu büyük çalışma öncesi bağışıklığın devam ettiği düşünülen süre 3 aydı. Şimdi bu sürenin daha uzun olduğunu öğrenmiş olduk ancak gerçek uzunluğunu bilemiyoruz.
Rodda iyileşen hastalardaki hafıza hücreleri olan B ve T hücrelerinin fonksiyonel hale geldiğini belirtiyor. Bu hafıza hücreleri bir sonraki enfeksiyonda vücudun daha hızlı tepki vermesini sağlıyor.
Aynı hücreler başka hastalıklarda yıllar boyu koruma sağlayabiliyor. Aynı durumun Covid-19 için de geçerli olduğu umut ediliyor.
Sürü bağışıklığı konusunda ise Profesör Rodda, virüsün yayılmasına müsade etmenin kötü bir fikir olduğunu ileri sürüyor ve sürü bağışıklığı için en garanti yöntemin aşılama olduğunu vurguluyor.
İzlanda'da enfekte olup iyileşen bin 107 kişi üzerinde gerçekleştirilen ve The New England Journal of Medicine'da yayınlanan bir başka çalışma da bu kişilerin gerekli antikorları ürettiğini ortaya koydu. Aradan geçen dört ay içinde bu antikor sayısının düşmediği de gözlemlendi.
Kısaca kazanılan bağışıklı ilk dönemler düşünülenden kesinlikle daha uzun. Şimdi yeni çalışmalarla tam olarak ne kadar daha uzun bunun bulunması gerekiyor.
Bununla birlikte Hackensack Tıp üniversitesi'nden Dr. Stphen Sperber "Vücutta antikor olması bu süreler içerisinde kesinlikle enfekte olunmayacağı anlamına gelmiyor." diyerek bazen senaryonun enfekte olup hastalığı çok daha hafif atlatma şeklinde gerçekleşebildiğini kaydediyor. Yani yüzde 100 bir korumadan bahsetmek mümkün değil.
Bununla birlikte Sperber "Çok az sayıda da olsa bazı durumlarda antikorlar hiçbir işe de yaramayabiliyor ve hastalık aynı şekilde tekrar edebiliyor" diyor.