ABD'de çok sayıda evin suyu ödenmeyen faturalar yüzünden kesildi. Bu uygulama çoğu Avrupa ülkesinde yasa dışı.
Bu durum çok sayıda Amerikalıyı yapabilecekleri en iyi şeyin el yıkamak olduğu bir dönemde susuz bıraktı.
Akiva Durr, ''Neredeyse altı aydır suyum yok'' diyor.
İki kız çocuğu annesi sırf Detroit'in değil, ülkenin en yoksul mahallerinden birinde yaşıyor.
"Bu dönem çok stresli geçti ancak kendi el dezenfektanımı yaptım'' diyor Akiva ve çocuklarını koronavirüsten korumak aloe vera ve alkol kullandığını ekliyor.
Salgından önce Akiva, çocuklarına banyo yaptırabilmek için komşularından ve arkadaşlarından su biriktiriyordu.
''Onlara her gün banyo yaptırıyordum ya da sudan tasarruf etmek için sünger banyosu. Bu çok depresif, can sıkıcı.'' diyor.
Fakat şimdi komşuları ziyaret etmek daha da zorlaştı ve bu suyu kesilen insanlar için oluşan zorluklardan sadece biri.
Din adamı Roslyn Bouier "Suları kesilen insanların çoğu herhangi birimiz gibi görünüyor. Genellikle her gün işe gidiyorlar, çocuklarını okula götürüyorlar. Bu da evlerinden uzakta tuvalet kullanıp, ellerini yıkamaya veya içmeye su bulabilmeleri demek Şimdi karantina dolayısıyla evlerinde su olmayan insanlar içeri kapandı bu yüzden dışarıdaki tuvaletleri kullanamıyorlar, dışkılarını çöpe atmak zorundalar." diyor.
Rahip Bouier Detroit'teki Brightmoor bölgesinin aşevinin yöneticisi. İhtiyacı olanlara yemek dağıtıyor, ancak geçtiğimiz yıllarda suları kesilen evlere su bağlatma çalışmalarına yöneldi.
Detroit her ne kadar yüksek oranda işsizlik ve yoksullukla dolu bir şehir olsa da yüksek su ücretleriyle de yüz yüze.
Rahip Bouier, "En çok kesintiler siyah kadınlar arasında. Bebeği olan renkli kadınlar" diyip etkilenenler üzerindeki büyük etkinin yalnızca sağlık değil aynı zamanda itibar üzerinde de olduğunu açıklıyor: "Suyu kesilen bir kadın tanıdığımız var, çocukları ve torunları onunla birlikte, evde toplam 11 kişi yaşıyor ve suları yok Beni arayıp, kızının tüm koronavirüs belirtilerini gösterdiğini bu yüzden gelip su alamayacağını söyledi fakat onun evine gidip suyu vermemi de istemedi çünkü evinden gelen koku yüzünden utanıyordu."
Rahip Bouier, Detroit'in en yüksek sayıda koronavirüs vakalarının suların kesik olduğu mahallelerde görüldüğünü söylüyor.
Gönüllüleri ile suları halen kesik olanlar için aşevinde arabaları su ile dolduruyorlar.
Halbuki birkaç hafta önce Detroit'in covid-19 krizinde herkesin su bağlantılarının yeniden onarılması söylenmişti.
Şehrin Sular Müdürlüğü başkanı Gary Brown, suları yeniden bağlanan binlerce evin kimliklerini saptadıklarını söylüyor: "Detroit şehrindeki her insanın giderlerinde kesintiye uğramamak için bir fırsatı var fakat yardım istemeli ve katılım sağlamaya istekli olmalılar."
Şehir vatandaşlarını eğer kesintiden etkilenenler arasında iseler bunu bildirmeleri için cesaretlendiriyor.
Birleşmiş Milletler'in en temel insani hak saydığı haklardan birisi suya erişim. Bu bağlamda birinin suyunu kesmenin ahlaki yönden nasıl olduğu sorulduğunda, Brown en azından kentte kimsenin ödenmemiş faturalar yüzünden evinden çıkarılmadığını söylüyor:
"Diğer ABD şehirlerinin aksine hiçbir Detroitli evlerini faturaları ödeyemedikleri için kaybetmeyecek.
"İnsanların %92'si faturalını zamanında ödüyor. Ödeyemeyen %8'in büyük bir rakam olduğunu söylemiyorum, 18 ila 20 bin arasında insan fatura ödemekte zorlanıyor.''
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok şehir, bu kriz sırasında suyu hanelere yeniden bağlamak için hiçbir taahhütte bulunmadı.
Bazı su idareleri, ödeme yapılmaması nedeniyle yeni kesintileri durdurma sözü bile vermedi.
Bu durum çoğu yoksul Amerikalıyı susuz bırakıyor, kriz anındaki en temel sağlık uyarılarını takip etmelerine olanak vermeyip insanları virüsün ellerine bırakıyor.
Detroit'in Sular Müdürlüğü, geçici olarak çocuklarını arkadaşında kalmaya götürmüş olan Akiva'nın suyunu yeniden bağlama sözü verdi.
COVID-19 VE GERÇEKLER - Koronavirüs hakkında inanmamanız gereken hurafeler