Toplum sağlığı için her dönem özveriyle çalışan sağlık çalışanlarından paramedik ve acil tıp teknisyenleri koronavirüs salgını ile mücadelede üstlendikleri görevle önemli rol oynuyor. Ambulansla hastaya ilk ulaşan, sağlık personeli olmaları nedeniyle pandemi ile savaşta ön cephede yer alan sağlık neferleri, koronavirüsün Türkiye'de görülmeye başlandığı ilk günden itibaren yaşadıklarını anlattı.
AMBULANSTA 'CAN KURTARMAK' İÇİN ÇALIŞIYORLAR
Caddelerden her geçişinde duyulan siren sesiyle insanın içinde buruk bir hüzün bırakan ambulansta, insanların sağlığına kavuşması için çaba sarf eden ambulans sürücüsü, paramedik ve acil tıp teknisyenleri, koruyucu elbiseleri, gözlük, eldiven ve maskesini takarak tedbirlerini alarak görevlerine devam ediyor. Komuta merkezinden iletilen her hastaya ilk yardımı gerçekleştirdikten sonra, bir an önce hastaneye götürmeyi amaçlayan paramedik ve acil tıp teknisyenleri, her vaka sonrası ambulansları dezenfekte işlemi yapıp, başka canlar da kurtarmak için istasyonlarında bekliyor.
YÜZLERİNDEKİ MASKE İZİ ÇOCUKLARINA ÖZLEMİN İFADESİ
Koronavirüs nedeniyle görev ve sorumlulukları kat kat artan paramedik ve acil tıp teknisyenleri, ailesini korumak için sevdiklerinden de uzak kaldı. Koronavirüse yönelik tedbir amacıyla çocuklarından bir aya yakın süredir ayrı kalan paramedik ve acil tıp teknisyenleri, telefonla görüntülü görüşme yaparak aileleriyle hasret gideriyor. Gece gündüz demeden görev yapan sağlık çalışanlarının çocuklarına duyduğu özlem yüzlerine yansıyan hüzünden, yorgunlukları da maskelerin izinden belli oluyor. Koruyucu tedbirleri ihmal etmeyen sağlık çalışanları, Antalya'nın sıcak havasında tulumun terletmesi, maskenin de buğulanması gibi zorluklar yaşıyor.
HER VAKADAN SONRA AMBULANSA DEZENFEKTE YAPILIYOR
İl Ambulans Servisi Başhekim Yardımcısı Dr. Melike Şengül Erol, Antalya Sağlık Müdürlüğü Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı İl Ambulans Servisi bünyesinde doktor, paramedik, acil tıp teknisyeni ve sürücü olmak üzere 850 personelin görev yaptığını anlattı. Halk sağlığı için aralıksız hizmet vermeye devam ettiklerini dile getiren Erol, "Komuta Kontrol Merkezimize gelen çağrılarda koronavirüs şüphesi belirtildiğinde, hastaya gidecek ekibimiz hazırlıklarını yapıyor. Sahadaki arkadaşlarımız kişisel koruyucu ekipmanlarını giyerek hastaya ilk müdahaleyi gerçekleştirip, hastanenin ilgili birimine sevkini yapıyor. Sonrasında ambulansımızın özel alanda dezenfeksiyonu gerçekleştirilip, her zaman sonraki hasta için temiz bir durumda göreve hazır bekliyor" diye konuştu.
'SAĞLIK PERSONELİNİN SAĞLIĞI İÇİN RİSK ÇALIŞMASI'
Koronavirüs tedbirine yönelik yaşanan süreçte ek tedbirlerin uygulandığına dikkati çeken Dr. Erol, "Hastamız trafik kazasında yaralanan veya kalp krizi geçiren de olsa bizler koruyucu ekipmanlarımızla ona ulaşıyoruz. Tıbbi maskemiz, yüz koruyucumuz, eldivenimiz mutlaka bulunuyor ve bunları kullanarak hastaya müdahale ediyoruz. Personelimizin sağlığı için ayrıca risk çalışması yapıyoruz. Şüpheli vakalara giden ekibimizle görüşüp, ekipman kullanımı, temasta sıkıntı olup olmadığını değerlendiriyoruz. Risk analizi yaparak gerekli tedbiri alıyoruz ve gerekirse personelimizi izole ediyoruz" dedi.
MASKE UYARISI VE 'EVDE KALIN' ÇAĞRISI
Hastane öncesi acil sağlık hizmetleri çalışanı olarak hastayla ilk karşılaşan ekip oldukları için görevleri boyunca çok dikkatli davrandıklarını belirten Başhekim Yardımcısı Dr. Erol, şöyle konuştu:
"Kişisel korunmaya yönelik tedbirlerimizi en üst düzeyde tutuyoruz. Telefonla gelen çağrılarda her hastamızın mutlaka maske takmasını istiyoruz. Hasta ile karşılaştığımızda maskesi yoksa bizler dikkatlice takıyoruz. Gerek bizim gerekse hastanın sağlığı için bu çok önemli. Bu zorlu süreçte desteğini bizden esirgemeyen ve yanımızda olan Sağlık Bakanlığımıza, il yönetimimize, Antalya 112 ailesi olarak teşekkür ediyoruz. Biz sizlerin sağlığı için çalışıyoruz siz hepimiz için evde kalın."
ÇOCUKLARINI GÖRÜNCE, GÖZYAŞINI İÇİNE AKITTI
Acil Tıp Teknisyeni Semra Uzun da çocukları 10 yaşındaki Ayaz ile 7 yaşındaki Rüzgar'ı, Çorum'daki ananesine bıraktığı için 20 gündür göremediğini anlattı. Çocuklarıyla telefonda görüntülü arama yaparak hasret giderdiğini belirten Uzun, onlara olan özlemini gözyaşlarıyla anlattı. Eşiyle evde sosyal mesafeye dikkat ettiklerini vurgulayan Uzun, "Tüm sağlık çalışanları, herkes için zorlu bir süreçteyiz. Bu günlerin geçeceğine inanıyorum. Yaklaşık 20 gündür çocuklarım Çorum'da ananesinde eşim ile biz evdeyiz. En kısa sürede bu sürecin geçeceğine inanıyoruz" dedi.
'ANNE SANA SARILAMIYORUM AMA HİÇ DOKUNAMAYACAK MIYIM'
Paramedik Tuğba Tunç da 5 yaşındaki kızı Tuğçe'nin annesinde kaldığını ve çocuğunu 25 gündür göremediğini söyledi. Sevdiklerin korumak adına onlardan uzak kalmak zorunda olduklarına dikkati çeken Tunç, şunları anlattı:
"Ben de kızımdan uzak kaldım. Bu süreçte kızım bizi özlüyor. Sadece telefonla görüntülü konuşuyoruz. Benden oyun hamuru almamı istedi. Ben ona götüremeyeceğimi söylediğimde, bana 'ambulansın direksiyonu çevrildiğinde anneme gelmiyor mu' diye sordu. Bu diyalog üzerine götürmezsem çok üzülecektim. Oyun hamurunu alıp anneme gittim, görüşmek istemiyordum ama kapıya çıktı. Oyun hamuruna sevindi ama bana 'Anne sana sarılamıyorum ama hiç dokunamayacak mıyım?' diye sordu. Bu süreç gerçekten üzücü. Biz sevdiklerimizden ayrıyız ve benim kızım pantolonuma bile dokunamadığında acı bir durum oldu. İnsanın yüreğine dokunan bir durum. Bu süreci atlatıp, sevdiklerimize kavuşmayı bekliyoruz. Tüm halkımızın bize yardımcı olmasını ve evde kalmasını istiyoruz."
5 YAŞINDAKİ KIZININ SÖZLERİ YÜREK BURKTU
Kızıyla telefon görüşmesinde hediye ettiği oyun hamurundan yaptığı kurabiye, pasta ve dolmayı gösteren Tuğçe, annesine "Hiç kimse dışarı çıkmasın, başkalarına çok yaklaşma, çok yaklaşma hastaya, iyi ol" diye seslendi. Kızının ambulansı her defasında merakla izlediğini ve telefon görüşmesinde onu rahat tutmak için ambulansı izlettirdiğini anlatan Tuğba Tunç'a kızı Tuğçe'nin "Anne ben senin yanına hemen gitmek istiyorum. Sensiz uyuyamıyorum. Uykum almıyor. Hemen gel" sözleriyle telefonu kapatması, yürek burktu.
'ÜNİFORMAMIZLA GÖRENLERİN BİZDEN KAÇMASI KIRIYOR'
Paramedik Murat Pınar ise çocukları 10 yaşındaki Mustafa Ege ile 3 yaşındaki Gökçe'nin Fethiye'de anneannesinin yanında kaldığını söyledi. Eşinin de sağlık çalışanı olduğunu belirten Pınar, her gün fırsat buldukça onlarla telefonda görüntülü görüşüp hasret giderdiğini anlattı. Tüm sağlık çalışanlarının aileleriyle zorlu bir süreçten geçtiğini aktaran Pınar, "Çocuklarımızın sağlığı için onlardan ayrıyız. Bu süreçte etrafımızdaki insanların bazı davranışları bizi üzüyor. Üniformamızla markete girdiğimizde, görenler bizden kaçanlar oluyor. Çevremizde bazı zamanlar sağlıkçıların virüsü yaydığı endişesiyle bizden kaçanların olması bizi kırıyor. Önemi yok biz ülkemiz için toplum sağlığı için görevimizi başındayız" diye konuştu.
(DHA)