HABER

Koronavirüs salgınını atlatmaya çalışan İtalya'da 2. aşama tartışmaları: 'Başbakan bir kararnameyle kiminle görüşeceğimize karışamaz'

Avrupa'da koronavirüs salgınından ilk ve en ağır etkilenen ülke olan İtalya'da kısıtlayıcı tedbirlerin 4 Mayıs'tan itibaren gevşetilmesi planının detayları, bireysel hak ve özgürlüklerle ilgili tartışmalara neden oldu. Yeni kararnameyle "akraba ziyareti" izni de getiriliyor.

Koronavirüs salgınını atlatmaya çalışan İtalya'da 2. aşama tartışmaları: 'Başbakan bir kararnameyle kiminle görüşeceğimize karışamaz'

Avrupa'da koronavirüs salgınından ilk ve en ağır etkilenen ülke olan İtalya'da kısıtlayıcı tedbirlerin 4 Mayıs'tan itibaren gevşetilmesi planının detayları, bireysel hak ve özgürlüklerle ilgili tartışmalara neden oldu.

Başbakan Giuseppe Conte tarafından geçen Pazar akşamı imzalanan başbakanlık kararnamesiyle, 4 Mayıs'tan itibaren bazı tedbirlerin kademeli olarak hafifletilmesi ve sağlık krizinde "2. aşamaya" geçilmesi öngörülüyor.

Başbakanlık kararnamesinde yer alan ve bireylerin hareket özgürlüğünün kapsamını belirleyen düzenleme, Pazar akşamından bu yana ülkenin en çok tartışılan konularından biri haline geldi.

İtalya'da 10 Mart'tan bu yana uygulanan kısıtlayıcı tedbirler kapsamında halen vatandaşların yalnızca iş, sağlık ya da temel ihtiyaçlar için evden çıkmalarına izin veriliyor. Yeni kararnameyle ise 4 Mayıs'tan itibaren bu gerekçelere ek olarak "akraba ziyareti" izni de getiriliyor.

Ancak bu madde bazı kesimlerce, bireyler arasındaki ilişkilerin hiyerarşisini belirleme girişimi olarak yorumlandı ve hak ihlali tartışması başlattı.

Bu kararla, yalnızca ilişkileri hukuki olarak tanınan ya da aralarında kan bağı olan kişilerin görüşmesine izin verileceği gerekçesiyle tepkiler yükseldi.

Başbakan'ın bu kararı açıklarken kullandığı "akraba/soydaş" anlamına gelen "congiunti" sözcüğü İtalyanların internette en çok aradığı ve sosyal medyada üzerine en fazla konuştuğu başlıklar arasına girdi.

İtalya

Sosyal medyada yapılan yorumlarda, "Yani Noel'de bile görüşmediğim akrabalarımla buluşabileceğim ama yıllardır birlikte olduğum sevgilimle buluşamayacak mıyım?"; "Beşinci göbekten kuzenimle buluşabilirim ama arkadaşımla buluşamam, öyle mi?" gibi tepkiler yer aldı.

"Sabit çiftler ve istikrarlı duygusal ilişki"

Tepkiler üzerine dün akşama doğru Başbakanlık duruma netlik kazandırmak amacıyla yeni bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, 4 Mayıs'ta başlayacak 2. aşamada görüşmelerine izin verilecek kişilere evli olmayan çiftlerin de dahil edileceği belirtildi. Ancak bu açıklamada kullanılan ifadeler tartışmayı daha da alevlendirdi.

Başbakanlık, görüşmesine izin verilecek yakınlar arasına "hısım, akraba, eşler, birlikte yaşayanlar, evli olmayan sabit çiftler ve istikrarlı duygusal ilişkiye sahip olanları" da dahil etti.

Başbakan Giuseppe Conte de dün akşam yaptığı açıklamada "Aralarında akrabalık bağı ya da istikrarlı duygusal ilişki olanlar görüşebilecek" dedi.

Bu sözler tartışmayı dindirmek yerine daha da kızıştırdı. Sosyal medyada en çok kullanılan başlıklar arasından "akraba" sözcüğünün yerini "istikrarlı duygusal ilişki" terimi aldı.

Sosyal medya kullanıcıları çoğunlukla ironik mesajlarla, insanlar arasındaki duygusal bağın ne kadar istikrarlı olduğunun nasıl belirleneceğini sorgulamaya başladı. Kimileri de bu ifadenin çok belirsiz olduğunu ve herkesi kapsayabileceği için suiistimal edilebileceğini savundu.

İtalya

"Otobiyografimizi beyan mı edeceğiz?"

Bu tepki ve tartışmalar bugünkü gazetelerin baş sayfalarında yer aldı. Corriere della Sera'nın başyazısında "istikrarlı duygusal ilişki" kavramının durumu daha da karmaşık hale getirdiği belirtildi. Massimo Gramellini imzalı yazıda, "İstikrarlı duygusal ilişkiler arasında kimimiz çocukluk arkadaşlarını, kimimiz aşıklarını, kimimiz mevcut sevgililerini, kimimizse eski sevgilileri de sayabilir. Ceza yememek için kişisel beyanat belgesine otobiyografimizin tüm detaylarını yazmamız mı gerekecek?" denildi.

La Repubblica da anayasa hukukçusu Michele Ainis'in, "Yasaların net olması gerekir, aksi halde belirsizlik kaynağına dönüşürler" şeklindeki eleştirisine yer verdi.

La Repubblica gazetesine konuşan eski başbakanlardan Matteo Renzi de başbakan Conte'ye karşı çıktı. Halen hükümeti destekleyen Italia Viva partisinin liderliğini yapan Renzi, bir başbakanlık kararnamesiyle insanların özel hayatına karışılmasının anayasaya aykırı olduğunu söyledi.

Matteo Renzi, "Başbakan bir kararnameyle, kiminle görüşeceğimize varıncaya kadar insanların hayatına karışamaz" dedi. Bu gibi konuların başbakanlık kararnamesiyle değil, parlamentoda tartışılacak ve üzerinde değişiklik yapılabilecek bir kanun hükmünde kararnameyle ele alınmasının daha iyi olacağını savundu.

"Özgürlük, sağlıktan daha az değerli değildir" diyen Renzi, eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Özgürlük en üstün değerdir. Polisin bizi durdurup da buluşacağın kişinin sabit sevgilin mi yoksa arada sırada görüştüğün biri mi olduğunu sorabileceği ahlakçı bir devlet değiliz. Ne haddine! Bu delilik!"

Koronavirüs

En Çok Aranan Haberler