MUHAMMED NURİ ERDOĞAN - Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadeleye devam eden kadın sağlık çalışanları, meslektaşlarına ve kadına karşı şiddetin durmasını istedi.
Kadın sağlık çalışanları Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart 2020'den bu yana çalışmalarına yoğun şekilde devam ediyor.
Ankara Şehir Hastanesinin kadın sağlık çalışanları yaşadıkları bu zorlu süreci AA'ya anlattı.
Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Gülhan Kurtoğlu Çelik, kadın olarak çalışma ortamı zor olan bir yerde görev yaptığını belirterek, bir yandan eğitim verdiğini, bir yandan aktif olarak hasta baktığını ve aynı zamanda da anne olduğunu söyledi.
Kovid-19 sürecinde kadınların gücünü anladığını ifade eden Çelik, "Gerçekten kadınlar güçlüler. İsteyip de başaramayacağımız bir şey yok. Bu dönemde daha iyi anladık. Çünkü çok aktif olarak rol aldık. Zaten mesleğimiz gereği rol aldık. Evde de çok büyük roller düştü. Bir yandan ailemizi korumaya çalıştık, bir yandan çocuklarımıza bakmaya çalıştık. Hiç bu kadar zorlanmamıştık. Bu yıl hem sağlıkçılar için hem de özellikle kadın sağlıkçılar için bence çok zor geçti. Gücümüzün daha çok farkına vardık." dedi.
- "Güvenli yaşayacağımız bir yıl, bir ortam istiyoruz"
Çelik, sağlıkta şiddetin hiçbir meslektaşının başına gelmesini istemediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Ama kadınlar dışarıda çok fazla şiddete maruz kalıyor. Bunun en az olduğu bir yıl olmasını, oranın gittikçe düşmesini istiyorum. Hiç olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sadece yılda bir kez 'Dünya Kadınlar Günü'nüz kutlu olsun, çiçek gönderelim, hediye gönderelim size.' Biz bunları istemiyoruz. Biz, daha sağlıklı, daha mutlu ve güvenli yaşayacağımız bir yıl, bir ortam istiyoruz. Hem hastanede hem dışarıda ve bizlerin anne olduğunu, eş olduğu unutulmadan çocuklarımızla, ailemizle huzurlu bir yıl istiyoruz."
- "Kadın kalbiyle görür, yüreğiyle dokunur ve dokunduğu yeri güzelleştirir"
Kovid-19 servisinde görev yapan hemşire Saniye İnce de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü denilince aklına hep kadının toplumdaki rolünün geldiğini belirtti.
"Çünkü kadın, gözüyle görmez, kalbiyle görür, yüreğiyle dokunur ve dokunduğu her yeri güzelleştirir. İş dünyasında da kadın, her zaman ki gibi dokunduğu her yeri güzelleştirir. Kadın deyince, dokunmak ve güzelleştirmek gelir aklıma." ifadelerini kullanan İnce, şöyle devam etti:
"Hemşireler, her zaman için hastanın yanında bir şefkat elidir. Manevi olarak dönütleri en iyi olan mesleklerden birisidir. Sağlık çalışanı olarak hastalara gösterdiğimiz şefkat ve şifa, her zaman olumlu olarak döner bize ve manevi olarak rahatlamış hissederiz. Sağlık çalışanı olarak en büyük üzüntülerimizden biri maalesef sağlıkçıya şiddet, buna da büyüklerimizin çözüm bulacağına inancımız sonsuz."
- "Evin annelik rolü 16 yaşındaki kızıma düştü"
Salgında bütün hastalara gereken tedavileri, tetkikleri en iyi şekilde uyguladıklarını anlatan İnce, "Sıkıntılar tabii ki vardı. Özellikle ailelerimizden uzakta kaldık, eşimizden, çocuklarımızdan. Benim 16 yaşında bir kızım ve 7 yaşında bir oğlum var. Ben evden, hastalığı onlara bulaştırırız korkusuyla 6 ay ayrı kaldım. Telefonla görüntülü konuştuk. Evin annelik rolü 16 yaşındaki kızıma düştü. Onlar da kendi içerisinde sıkıntılar yaşadı. Bir de Kovid geçirdim. Ekibimizle birlikte sıkıntılar yaşadık ama çok şükür büyüklerimizin de desteğiyle bu süreci atlattık ve normalleşme sürecine de inşallah zararsız bir şekilde döneceğiz." dedi.
İnce, salgın döneminde refakatçi kabul etmediklerini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Hastaların yemeklerini biz yedirdik, temel ihtiyaçlarını biz giderdik. Yeri geldi onlara destek olabilmek için ellerini tuttuk, başlarında oturduk, yeri geldi onlarla televizyon seyretmek için odalarında kaldık. Çünkü yalnızdılar ve bize gerçekten çok ihtiyaçları olduğu an o anlardı. Kiminin çocuğu, kızı, gelini, kız kardeşi olduk. Elimizden gelen bütün desteği verdik.
Maske, mesafe, hijyen... Lütfen ihtiyacı olmayanlar dışarıya çıkmasın, kalabalık gruplara girmesin. Biz zaten bir yıldır zorlu şartlarda çalışıyoruz, bize en kolay o şekilde yardımcı olabilirler. Mümkünse bu hastalığı hiç geçirmesinler ve aşılama programı gelenler ivedilikle gelip hastanelerde, sağlık ocaklarında, aile hekimliklerinde aşılarını olsunlar. Hep birlikte başaracağız."
- "Hayatı güzelleştiren ve mükemmel kılan kadınlardır"
Endokrin Kliniği Sorumlu Hemşiresi Birgül Genç de Kadınlar Günü'nün bir güne sığdırılmaması gerektiğine dikkati çekti.
Kadınların, hayatın her alanında güçlü bir şekilde yer aldığını ifade eden Genç, "Her geçen gün bu güç daha çok artmaktadır. Hayatı güzelleştiren ve mükemmel kılan kadınlardır. Onların toplumdaki tüm işlere katılımları artırılmalıdır ve kadınlara saygı gösterilmelidir." diye konuştu.
Genç, zor zamanlarda yardıma muhtaç insanlara yardım etmenin kendisini manevi yönden daha güçlü hissettirdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bu mesleğin tabiatı, zorluklar ve fedakarlıklar gerektiriyor. Tabii ki mutluluğu da o kadar fazla. Sağlıkçı olmak aslında başlı başına bir zorluk demek. Özellikle pandemi döneminde daha çok zorluk yaşadık. Çünkü bu dönemde sağlıkçıların önemi daha çok arttı. Biz sağlıkçıların ne kadar kritik bir noktada yer aldığımız ortaya çıktı. Ailemizden çok uzak kaldık. Bu anlamda fedakarlıklar da gerekti. Ama çok şükür güzel bir şekilde, sağlıklı bir şekilde atlattık.
Ben de bu süreçte Kovid hastalığına yakalandım. Hastane sürecim biraz zorlu geçti. Ama bir an önce iyileşip mesleğime dönmek istedim. Çok şükür yeniden görevime sağlıklı bir şekilde başladım. Bu hastalığı yaşamış bir kişi olarak tecrübe ettiğim noktalardan yola çıkarak insanlara daha çok yardımcı olmaya çalıştım. Onlara karşı yaklaşımlarım değişti."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz