Yeni tip koronavirüs, doktorların çok yakından bildiği koronavirüs ailesinden gelen 7’nci tip virüs. Fakat Covid-19, 2002’de ortaya çıkan SARS ve 2012 görülen MERS gibi hızlı yayılan ve öldürücü bir hastalık.
Peki yeni tip koronavirüs canlıların vücuduna girdikten sonra nasıl bir etkiye sahip? Hücreleri nasıl ele geçiriyor ve ne gibi sonuçlara yol açıyor?
Covid-19 hastalığına sebep olan "SARS-CoV-2" adlı yeni tip koroNAvirüs bütün canlıların vücuduna göz, burun veya ağızdan giriyor.
Organizmaya giren virüs her şeyden önce kendisini akciğer gibi solunum yolunda bulunan ve "ACE/2" adı verilen bir protein üreten hücrelere yapışmaya çalışıyor.
Bunlardan birine bağlandıktan sonra koronavirüs "RNA" adı verilen DNA benzeri genetik materyali üretmeye başlıyor. Virüsle enfekte olan hücreler hayatta kalmak ve çoğalmak için, bağışıklık sistemini uzak tutacak proteinler üretiyor. Aynı zamanda bu hücreler ölmeden önce virüsün milyonlarca kopyasını üretiyor ve daha fazla hücrenin enfekte olmasına sebep oluyor.
Yalnız bağışıklık sistemimiz güçsüz kalsa da virüse karşı savaşmaya devam ediyor. Bu yüzden vücutta ateş oraya çıkıyor. Fakat yaşlı ve özellikle başka hastalıkları olan insanlarda bu durum ölüm tehlikesi oluşturuyor.
Covid-19'un, Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara veya zatürreye kadar solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu belirtiliyor.
Covid-19'un belirti göstermeden bulaşıcı olabildiği 2 ila 14 günlük bir kuluçka dönemi olduğu biliniyor.
Koronavirüsün en yaygın belirtileri, yüksek ateş, halsizlik ve kuru öksürük. Bazı hastalarda bu belirtilere boğaz ağrısı, burun akıntısı, ağrı ve ishal de eşlik ediyor. Koronavirüsün bulaştığı hastalardan bazıları belirti göstermeyebilir.
Dünya Sağlık Örgütü, virüsün bulaştığı hastaların yaklaşık yüzde 85'inin özel bir tedaviye ihtiyaç duymadan iyileşebildiğini söylüyor. Koronavirüsün bulaştığı her 6 insandan birindeyse, hastalık ciddi boyutlara ulaşabiliyor ve solunum güçlükleri baş gösteriyor.
Şu an itibariyle henüz yeni koronavirüs için spesifik bir antiviral tedavi yöntemi geliştirilmedi.
Bu nedenle, gözetim altındaki hastalara sadece ateş ve öksürük gibi semptomların azaltmaya yönelik tedavi uygulanıyor.
Ayrıca uzmanlar, Covid-19’un virüsten kaynaklandığı için hiçbir antibiyotiğin fayda sağlamayacağı konusunda uyarıyor. Antibiyotikler sadece bakteri kaynaklı hastalıklarda etkili.
Resmi verilere göre 12 Mart 2020 itibariyle virüsün bulaştığı 126 bin 443 hastadan 68 bin 300'ü iyileşti. İyileşen hastaların büyük bir çoğunluğu sadece istirahat ederek virüsün etkilerinden kurtuldu.
Koronavirüse karşı yakın gelecekte geliştirilmesi beklenen aşının, virüsün insan hücrelerine bulaşmasını önleyen antikorlar üretmesine yardımcı olacak. Şu an dünya birçok laboratuvar böyle bir aşı üzerine çalışıyor.
Geçtiğimiz günlerde, İngiltere'de bir klinik, dünyaya hızla yayılan ölümcül koronavirüse aşı geliştirmek için gönüller aradığını duyurdu. Çin’de ise virüse karşı aşı araştırmalarının devam ettiğini ve nisan ayında klinik test aşamasına geçileceğini duyurmuştu.
Çin’in yanı sıra ABD’de de Covid-19’a karşı aşı çalışmaları devam ediyor. Geçtiğimiz haftlarada, ABD Başkanı Donald Trump, Amerikalı ilaç firmalarından aşı çalışmalarını hızlandırmalarını istediklerini bildirmişti.